Düzenlendi: 13/07/2017
Bu bölümde Yaren ve Güney'in ağzından yazılmış yerler olacak çünkü onların duygularını en güzel onların anlattığını düşünüyorum.
Keyifli okumalar dilerim...
***
YAREN KAYA
Ben istemiştim gitmeyi...Kimsenin baskısı olmadan kendi ayaklarımla terk etmiştim yurdumu...Önümde kim bilir kaç kışı onsuz geçireceğimi bilmeden gitmiştim.
Gitmek zorundaydım... Kalbimin sahibini arkamda bırakıp gitmek zorundaydım. O, başkasına aitken, başkasının gözlerinin içine bakarken yapamazdım. Aldığım her nefes ciğerlerime saplanırken ben bu şehirde, onun olduğu bu ülkede kalamazdım...
Gitmek unutmanın yarısı mıydı?Bilmiyordum ama ben unutmak için gitmeyi seçmiştim.
Veda etmeye bile cesaret edemeden göz yaşlarıma sığınıp gitmiştim...O, başkasına ait olmak için gülen gözleriyle nikah masasında ''evet'' derken ben param parça olan kalbimin üzerine elimi bastırıp hıçkırıklarım da boğularak bir başıma çekip gitmiştim.
Unuttum mu peki? Bir yıl boyunca ondan uzakta olduğum Amerika'da gizli sevdamı unutabildim mi? Onun için tek bir damla göz yaşı dökmeden yoluma bakabildim mi? Onun evli olduğunu bilerek yaşamaya alışabildim mi?
Yapamadım... Güney'i düşünmeden tek bir gece geçirememiştim. Her gecenin sabahında güne onun adını anarak başlayıp onun için akıttığım göz yaşlarıma sığınarak yaşamıştım.
Genç kızlığıma adım attığım en güzel yaşlarımdan beri gözlerimin görüp kalbimin sevdiği tek bir adamım, tek bir acım vardı.
Ben Güney'i öylesine sevmedim... Ben Güney'i gecelerime kattım. Güney'li oldu tüm sabahlar Güney'li oldu tüm mevsimler... Ben onu çölde bulduğum bir yudum su gibi kana kana sevdim...
Kaç kez ağlama krizlerine girip kendimi hırpalamış, kaç kez onsuz yaşamaktansa sonsuz uykuya dalmak istemiştim sayını hatırlamıyordum. O, başkasının elini tutarken ben küçücük ellerimin arasında onun fotoğraflarıyla sabahlamış yalvarmıştım...
''Onu söküp al kalbimden Allah'ım... Aklımdan yüzü, kulağımdan sesi silinsin. Ben onsuz olamaya dayanamıyorken ne olur daha fazla acı çektirme bana. Ne olur onu al benden. Beni bu amansız acımdan kurtar'' diyerek yalvarmış hiçliğimi sevmiştim.
Korkak değildim... Aşkımdan korkmuyordum. Eğer küçücük bir umudum olsaydı, eğer Güney'in bana karşılık vereceğini ya da istemese bile beni silip atmayacağını bilseydim hiç durmaz Hale'yi bile umursamayıp küçük ellerimin arasına Güney'in yüzünü alır gözlerinin içine bakarak günlerce ona olan aşkımı anlatırdım. Onu nasıl koşulsuzca sabırla sevdiğimi hiç susmadan söylerdim.
''Güney evleniyor'' dedikleri an kalbim yerinden sökülüp alınıyormuş da ben sadece acıma katlanıp seyirci oluyormuşum gibiydim. Akan göz yaşlarım değildi. Akan, kalbime saplanan hançerlerin bıraktığı yaramdan damlayan kanımdı.
Bitmişti her şey... Bu kez gerçekten bitmişti. O, başkasına ait oluyordu... O, her gün her doğan sabahta benden başka bir kadına sarılacak ona dokunup kulağına aşk sözcükleri fısıldayacaktı.
Peki ya sonra ne olacaktı? O mutlu mesut hayatına karısıyla devam edip belki bir bebeğe sahip olacak benden olmayan bir kız çocuğuna ya da onun gibi yakışıklı mavi tulumlu bir erkek bebeğe babalık yapacakken ben ne olacaktım?