Herkese merhaba, iyi hafta sonları diliyorum. Çok uzun zaman oldu biliyorum ancak daha önceki bölümde söylediğim gibi sınavlarım dolayısıyla bölüm yazmaya vakit bulamadım ve daha yeni bitti bölüm sizi bekletmemek için de düzenleme falan yine yapamadım öylece paylaştım. Hatam olursa kusura bakmayın.
Bölümle alakalı önemli bir bilgi vereceğim lütfen okumadan geçmeyin. Bu bölümde daha önce söz verdiğim gibi Leyla ve Mustafa'nın geçmişleri, sevgili olmaya adım atmadan önceki zorlanmalarından başlayan hikayelerini okuyacağız ve onların hikayeleri oldukça uzun olduğundan iki kısıma ayırdım.
Birinci kısım bugün geldi ikinci kısımda muhtemelen yarın gelecek. Üst üste bölüm gelince karışma olmasın diye belirtmek istedim.
Leyla ve Mustafa'ya ait olan bu uzun bölümlerde bilmiyorum ama ben yazarken sanki yeniden bir hikaye yazıyormuşum gibi keyif alarak yazdım, hissettim. Sanki onları daha önce hiç yazmamışım gibi güzel geldi umarım sizde aynı keyfi alırsınız.
Onları sevmeleyenler ya da diğer karekterleri okumak isteyenlere söylemek istiyorum bence bu bölüme bir bakın derim :) aşkın o tatlı halini hissedip Leyla'nın gözünde imkansız olan aşkın yaşattıklarını sevebilirsiniz. :)
‼️‼️
Leyla ve Mustafa'ya ait iki bölüm arka arkaya geldikten sonra Bora ve Meriç'le devam edeceğiz sonrasında da zaten geriye bir bölümümüz kalıyor ve ondan sonra Aşkın Bedeli tamamen bitecek Aşkın Ateşi başlayacak.Keyifli okumalar dilerim.
Beni merak edenler kişisel instagram hesabımdan Berrin Doğangönül olarak arayıp beni bulabilirler. :)
***
MUSTAFA & LEYLA
Mustafa Cumartesi gününü şirkette geçirmekten hiç hoşlanmasa da hafta içi olduğu gibi erken saatte şirkete gelmişti.
Azat yaklaşık üç yıldır İstanbul'daki şirketin başındaydı ve zor olsa da kardeşi Begüm'le Azra'yı alıp kendilerine İstanbul'da bir hayat kurmuşlardı. Evden ayrılmaları herkes için çok zor olmuştu.
Azat yine duygularını kontrol edebilse de Begüm için durum böyle olmamıştı. Gelin geldiği günden beri mutluydu Karaaslan'ların evinde ve ayrılmak çok zor olsada sonradan oda alışmıştı.
Azra'dan ayrılmak özellikle Bekir beyle Meliha hanım için çok zor olmuştu. Azat annesinin torununa sarılıp "şurda gözümün önünde büyüseydin keşke Azra'm" dediğini ve ağladığını unutmadığından Begüm'le birlikte ya kendileri sık sık Antep'e geliyordu ya da Mustafa'ya söyleyip hep beraber ailesinin İstanbul'a gelmelerini sağlıyordu.
Bu sıralar yine İstanbul'a gitmeyi düşünüyordu işler için Mustafa ve giderken de ailesini yanında götürecek bir kaç gün Azat'la Begüm'de kalacaklardı.
Kardeşiyle hasaret giderirlerken şu sıralar Eymen'in "Miray'ı özledim baba İstanbul'a gidelim." Diyen tutturmalarınada çözüm bulmuş olacaktı.
Bekir bey işlerden elini ayağını iyice çekmişti ve şirket yönetimi Mustafa'yla Azat'taydı. Azat şu son üç aydır mutluluktan havalara uçtuğu için Mustafa gidip bir şirketi yoklayacaktı çünkü ikinci kez baba olacağını Azat üç ay önce karısının dört haftalık hamile olduğunu öğrenmişti ve o günden beri evle daha bir alakadaydı. Begüm'ün peşinde pervane olması bir yana minik kızı Azra'sı kendisine aşırı düşkündü ve evdeki dengeleri oturtmaya çalışıyordu.