Herkese Merhaba, Biliyorum bu kadar kısa zamanda yeni bölüm geldiği için çok şaşkınsınız ama bölüme geçmeden mutlaka bu açıklamamı okumanızı rica ediyorum. :) Bu Bölümde, ne Azat ne Begüm ne de diğer çiftlerimiz yok. Bu bölüm ara geçiş bölümü ve hikayeye yeni katılan Eda'yla Oğuz'a ait bir bölüm.
İleride her şeyi rayına oturttuktan sonra her zaman görmeye alışık olduğumuz çiftlerimiz dışında yeni çiftlerimizde olacak ve bu bölüm bir nevi ön hazırlık. Sizlerin düşüncesini merak edip yayınladığım bir bölüm. Lütfen Bölümün sonunda Eda ve Oğuz hakkındaki düşüncelerinizi belirtir misiniz?
Aşkın Bedeli'nin daha önceki bölümünde söylemiştim ama tekrar edeyim. Bu hikayede sadece Begüm ve Azat yok. Ana karakterler onlar gibi olup kurgum şekillense de bu hikayedeki her çift benim için eşit. Eda ve Oğuz aramıza katıldı, çok ileride de bir iki bölüm Bora ve şimdilik söyleyemediğim aşkıda yer alacak. :)
Oğuz ve Eda'nın hayatı alıştığımız karakterlerimizden çok daha farklı olacak. Hikayedeki güzel seven adamların yanında Oğuz'un davranışlarına bazen kızacak, bazen sinir olacağız ama onun penceresinden bakmayı bildiğimiz anlarda olacak. İnşallah Oğuz ve Eda'da diğer karakterler kadar benimsenip sevilirler.
Bazılarınız bu kadar karaktere gerek yok diyebilir ama bu hikayeyi yıllar önce yazarken farklı aşkları gözlemleyerek yazdım ve kurgumdan onları dışarı çıkarmak istemiyorum. Aşkın Bedeli dışında paylaşmayı bekleyen on bir hikayem daha var ve buradan karakterleri çıkarıp yeni bir hikayede onları baştan yazmak istemiyorum. Umarım beni anlayışla karşılarsınız.
Keyifli okumalar...
OĞUZ ERALP
Yüksek binanın yirminci katında odası bulanan Oğuz yoğun iş temposundan oldukça bunalmış halde ofisinin Caddeyi gösteren büyük camlı kısmının önüne gelip elindeki kahvesinden büyük bir yudum aldı ve şehrin kalabalığında yürüyen insanları izlemeye başladı. Amerika'da yaşamaya başlayalı neredeyse iki yıl olacaktı ve bu iki yılda hayatında çok şey değişmişti. Geçen sene okulunu bitirmiş sonra babasının bağlantılarını kullanarak Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en çok iş merkezini barındıran bölge olarak saygın Manhattan'da kalıp bir şirkette çalışmaya başlamıştı.
Çalıştığı şirket Turizimle alakalı büyük bir şirketti. Eğer kendi kararına bırakılsaydı Oğuz okulu bitirince Ülkesine dönecekti ama babası istememişti. Oğuz'un herkesten sakladığı baskın bir aile yaşantısı vardı. Herkes onun kendi istediği için Amerika'da kaldığını zannediyordu ama işin aslı hiçte öyle değildi. Bunu en yakın arkadaşları olan Bora, Yaren ve Begüm'de dahil kimse bilmiyordu. Küçük yaşta annesiyle babası ayrılmıştı ve Oğuz hem anne hem baba yanında sadece bakıcılarla büyümüştü. Aile sıcaklığı, bir babanın işten gelip başını okşaması yada annesine sarılarak uymak nedir bilmiyordu. Çocukluğu sadece başkalarının anne babasına özenerek geçmişti. Hayatının bu yönü her ne kadar Yaren'e benzese de hiç onunla bu konularda konuşmuyordu. Bazen laf gelipte arkadaşıyla benzer acıyı yaşadığı aile konusu açıldığında Yaren'le göz göze bakıyorlar ve susuyorlardı. Sanki biri konuşsa diğeri dağılacakmış gibi hemen konuyu dağıtıyorlardı.