Dizenlendi:25/06/2016
Merhaba arkadaşlar, bu bölümde Begüm ve Azat oyunlarını başlatıyorlar hikayenin bundan sonraki bölümlerinde onların çekişmelerini, kavgalarını yer yer seslerinin yükselişini, değişen duygu hallerini ve en önemlisi de yavaş yavaş hiç beklenmedik olayların yaşanacağı bölümleri göreceğiz... Yine bu bölüm içinde farklı aşk hikayelerinin yaşanacağı karakterleri de göreceğiz.
Keyifli okumalar dilerim... :)
AZAT KARAASLAN
"Begüm..."
Gözlerini kısan Azat, karşısında duran Begüm'e sorgularcasına baktı. Neden buradaydı? Neden odasındaydı? Neden gözlerinin içine böyle tuhaf bakıyordu? Evlerinde abisiyle konuştuktan sonra bir daha Begüm'le işi olmayacağını düşünmüşken şimdi buraya gelmesine anlam veremiyordu.
"Konuşmamız lazım hem de hemen."
"Konuşmak?" dedi tek kaşını havaya kaldırıp Begüm'ün yüzüne bakarken.
"Evet, fazla vaktim yok çok önemli bir durum var."
Sıkıntıyla nefesini dışarı bırakan Azat, eliyle balkonundaki karşılıklı duran küçük tekli hasır sandalyeyi gösterdi.
"Geç otur, odama gelecek kadar acil olan şey neymiş anlat."
Sandalyeyi öne çekip oturan Begüm huzursuzdu. Azat'la konuşmak onu geriyordu ve şuan söyleyeceği şeylerin ikisi açısından da hoş olmayacağını hatta Azat'ın belki şu balkondan kendisini bile atacağını düşünüyordu.
"Sabah olmadan anlatırsın herhalde."
Azat, saniyelerdir suskun halde kucağındaki elleriyle oynayan Begüm'ü süzüp sabırsız bir sesle konuşunca Begüm, başını kaldırıp o kahrolası gece karası gözlere baktı. Lafı dolandırmanın manası yoktu direkt konuya girecek ve sonucunu bekleyecekti.
"Babam abime söylediğimiz yalana inanmıyor... Bizim birlikte olduğumuzu ve onun onaylamayıp bizi ayıracağını düşündüğümüze inanıp gerçeği ondan sakladığımızı düşünüyor. Bununla da kalmayıp önceden tanıştığımızı onlardan sakladık diye kendini kandırılmış hissediyor ve eline gelen zarfın senin babana ya da başka kimselerin eline geçip dillere düşmesini istemiyormuş."
Kaşları çatılan Azat, cebinden sigara paketini çıkarıp bir tane yaktı. Bu iş başına bela olacağa benziyordu.
"Yani" dedi dişlerini sıkarak.
Derin bir nefes alan Begüm, bakışlarını Azat'tan çekip yeniden kucağındaki ellerine verdi ve mırıltıya benzer bir ses tonu ile Azat'ı deli edecek olan o cümleyi kurdu.
"Seninle benim önce ondan özür dilememizi sonra da ailenle gelip beni isteyerek aramızda bir yüzük takılmasını istiyor, böyle uygun gör..."
"Ne diyorsun kızım sen?"
Azat, sandalyeyi hızla geriye itip düşürürken sert sesi ile konuşup Begüm'ü korkutarak genç kızı olduğu yere sindirdi.
"Sen ne tür bir manyaksın ya başıma bela mısın? Ne istemesi, ne yüzük takılmasından bahsediyorsun sen? Kafana göre yedin bir halt, gittin abine eski sevgiliyiz dedin onlarda yutmadı değil mi? Lan yoksa sen bilerek mi planladın amcanın ne senin söyle çabuk?"
Kendisine gözlerini açarsak bağıran Azat'a karşı Begüm, gözlerini devirdi. "Bu adam gerçekten kendini çok büyük bir şey zannediyor."
