17. İçin?
Eylül'den...
Geçen her saniye de tırsaklığımın arttığını inkâr etmeyecektim Ama aynı zamanda da ilk soru hangisinden gelecek diye beklemekten de sıkıldım hani. Neden sustuklarına anlam veremediğim için,"Ee?" diye ben suskunluğu bozdum artık. Başlasın ve bitsin sorgum ki gidip uyuyayımdı. "Sormayacak mısınız?"
"Soracağız da..." dedi annem beni süzerek.
"Da'sı yok sorun hadi. Valla uykum var. Kalkar giderim." Bu nasıl bir sorgudur? Kendim teşvik ediyorum gelin beni çıldırtın diye.
"Önce ben başlayım mı Havva Teyze?" diye öne atılan Kübra'yla tek kaşım kalktı. Şimdi bu kızla uğraşmaktan konsantrem falan kalmazdı.
"Ay hayır! Senin sorguların bitmez şimdi. Annem sorsun..." dedim ilk cümleme göre kısılan ses tonumla.
"Neden sakladın? Daha doğrusu sakladınız?" Ay nasılda sakindi. Bu kadın hep böyle olsa ya ne güzel olurdu.
Oturuşumu düzeltip uslu kız rolüme büründüm. "Annecim saklamadık aslında... Daha çok yeniydi ve kendimizden emin olmak istedik. Malum Egemen olayı..." Ay Allah'ım bende ne cevherler varmış. Hep böyle adam akıllı bir kız olsam ya ben.
Egemen tepkisizce bakmaya devam etti. Annem düşünüp aynı zamanda hareketlerime odaklandı. Kübra? O mu? Hâlâ kırgın bakıyordu.
"Ne zaman başladı?"
Bu soruya fazla atmak olmazdı. "Bir hafta falan oluyor." Bacak bacak üstüne atarak oturmaya başladım. Öz güven yoksunluğunu çekmediğimi görsünler ki yalan söylediğimi sanmasınlar.
"Çok yeni..." dedi annem düşünerek. Bazı şeyleri sorguladığı belliydi. "Peki, ne zaman buluştunuz da beraber olmaya başladınız? Ayrıca sınıf toplantısında sen Erdem'i öldürmek ister gibi bakmıştın?"
Ben o adamı hep öldürmek istiyordum. Annem yalnızca o zaman mı anlamış. Garipti. Ayrıca sadece genç yaşta katil damgası yemek istemediğim için duruyordum.
İçimden geçenleri söylemek yerine,"O zamanlar başladı aslında... "dedim. "Yani ben kaçmaya çalıştım ama o peşimi bırakmadı." Bu yalan değildi. O sapık beni öpmeye kalkmıştı. Hatta öpmüştü de...
ALLAH'IM İNANAMIYORUM!
Ben tam bir aptalım! Bu adam benden... Aklıma düşenlerle gözlerim sonuna kadar açılarak karşımda benden bir şeyler bekleyen annemde takılı kaldı. Bu Erdem... Bu koca göz...
Bu... Bu.
Benden etkileniyordu!
Hatta hoşlanıyordu!
İstemsiz kafama vurmamla herkes soru işareti dolu gözleriyle bana baktı. Ben kendi ayağımla Erdem'in yolunu açmış olduğumu düşünürken onları görmeyecektim. Hatta duymayacaktım. İnanamıyordum! Aptal kafam!
Şu an bağıra çağıra ağlamak istiyordum. Ben nasıl anlayamadım?
Anlamazsın tabii salak Eylül! Gözün intikam ateşiyle öyle doluydu ki...
"Eylül iyi misin?"
"İyi falan değilim!" dedim esmen hırlayarak. Biraz önceki sakinliğimden eser yoktu şimdi...
"Ne oldu kızım? Korkutuyorsun bizi." Ben can vereceğim siz korkmuşsunuz çok mu be anne...
"Yok, bir şey..." diyerek ayağa kalktım."Ben yatıyorum acayip uykum var ve yorgunum!" Ne yorgundum ama!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Morlar Kraliçesi
HumorBir deli fişek ile zorba hikayesi... Tatlı mı tatlı bir romantik komedi. "Erdem iyi misin? Biz gerçekten birlikte değiliz ya hani." "Olabilir... Ben yaptığım işi ciddiyetle yaparım." Ay şimdi bayılacaktım. Birde iş diyordu. "Erdem çıldırtma beni!" d...