31. Kızgınım

44.2K 1.9K 92
                                    




31.Kızgınım

Eylül'den...

"Eylüll..." Ah bu adam uykumda bile rahat vermiyordu. Be adam sormazlar mı insana? Bu kızın bütün gün beynini işgal ediyorsun, bari rüyalarında rahat bırak! Ama olur mu? Erdem beyimiz beynimin içinde 7/24 olacak! "Eylül..."diye ismimin söylenmesini tekrar duymamla gözlerimi yavaşça ve korkarak açtım. Ama korktuğum gibi Erdem karşımda yoktu. Gayet beyaz duvarım bana bakıyordu. Gözlerimi tekrar kapadığımda belimdeki baskıyla vücudum bir anda gerildi. Sapık vardı evimde ve şu an bana dokunuyordu! Allah'ım şu genç yaşta kocamın gününü görmeden ölüp gidecektim! Üstelik arkamda ağlayan bir çocuğum bile olmayacaktı!

Sesimi çıkarmadan uyumuş numarası yapmayı seçtim. Etrafımda kafasına geçirebileceğim sert cisim bile yoktu. Yatağın ortasında yattığım için komodinin üzerindeki su bardağına da uzanamazdım. Tabii dün oraya bir bardak koyduysam... Belimdeki el yukarı çıkarak anladığım kadarıyla tacizini ilerletmek için göğüslerime kayıyordu. Artık korkum ve başıma gelecek her ne ise umurumda değildi. Belimdeki eli sıkıca tuttuğumda hissettiğim tanıdık hisle arkamı döndüm. Gördüğüm kişiyle huzurla gözlerimi kapatıp sırt üstü kendimi yatağa bıraktım. "Erdem ne yaptığını sorabilir miyim? Ben burada sapık bana dokunuyor diye ecel terleri döküyorum ve sen benim bile demiyorsun! Allah'ım... Sabahın köründe yaşadığım gerginlikle güne başlamak, çok güzel!"

"Eylül, dedim ya anlamadın mı?"

"Allah alla ne bileyim ben sen olduğunu hem ben rüya sanmıştım. Ayrıca senin ne için var burada?" Kaşlarımı çatarak çok sevdiğim gözlerinden başlayarak yüzünü inceledim. Sanki gözaltları mor muydu?

"Bu nasıl bir soru?" diyen Erdem'i dövebilir miydim? Uykudan yeni kalkan benim ama aklı sorunlu olan o!

"Daha anlaşılır sorayım o zaman," diyerek yattığım yerden kalkarak sırtımı başlığa dayadım. "Senin sabahın köründe burada ne işin var?" Çokta açıklayıcı olmadı hani ama benim zekâ küpü koca gözüm bunu anlamalıydı.

"Senin kocan olduğuma göre bence bu soru saçma," dediğinde bana alttan bakan iki günlük kocamın iki yanağını tutarak tam koca burnunun ucunu ısırdım. "Ahh! Kızım ne yapıyorsun sen ya? Anladık sert seviyorsun ama şimdi ne yazık ki yeri de zamanı da değil."

"Edepsiz adam kapa çeneni! Sertine de sana da aklının o işe çalışmasına da başlayacağım! Sen böyle konuş konuş... Beklersin," dedikten sonra aklıma saate bakmak geldi ve doğrularak Erdem'in arkasındaki komodinin üzerindeki saate Erdem'in başına çökerek baktım. Daha benim telefonumun alarmının çalmasına on beş dakika vardı.

"Eylül çok romantik bir kadınsın! Kocanın yüzünü görerek güne başlamak istersin dedim ama benim tatlı karım ne yazık ki bu tür davranışları sergilemekten çok bu tür davranışları kınamaya meyilli," derken yataktan kalkacağını anladığımda kolundan tuttum. Asılan suratını sıkıca tuttuğumda gözlerini kapatıp açtı.

"Özür dilerim..." dedim sessizce. "Yani Egemen evde ve ben ona bu durumu nasıl açıklayacağım. Ay ayrıca sen eve nasıl girdin?" Onun beni affetmesinden önce bu adam bu eve nasıl girdi? Anahtar falan vermemiştim.

"Egemen açtı kapıyı," dedi rahatlıkla. Bu nasıl bir kardeşti ya! Ulan ben erkek olsam ablam ya da kız kardeşim olsa... Eve bir erkek sinek bile sokmam. Bu salak beni hiç mi kıskanmıyordu ya...

"Bu Egemen fazla rahat oldu. Ablasının koynuna resmen bir erkeği alıyor."

"Eylül saçmala," dedi sertçe. Sesi kadar bakışları da sertleşince yutkundum. "Sıradan bir erkek almıyor! Senin kocanı alıyor!" dediğinde zorla gülüp onu yumuşatmak istedim.

Morlar Kraliçesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin