BÖLÜM 11

70.9K 2.7K 69
                                    

Nil yatakta doğrulup yanında uyuyan adama baktı. Ateş, uzun bir gecenin sonunda sakin ve huzurlu bir uykuya dalmıştı, nihayet. Nil fazla direndiğini söyleyemezdi, esasında işlerin buraya, bu ana varacağını tahmin etmek için fazla bir öngörüye de gerek yoktu. Yine de artık o eski kadın değildi, Ateş de o eski adam değildi. İkisi de değişmişti, belki de aralarındaki o eski kavurucu aşk bitmiş ve yerini alttan alta yanan bir tutkuya bırakmıştı ve bir gün artık o da bitecekti.
Ateş, koyu yeşil gözlerini açtı. Gözleri haklı bir yorgunluğun mahmurluğunu taşıyordu. Bir erkeğin sahip olmaması gerektiği kadar uzun ve kıvırcık kirpikleri kopkoyuydu.

"Günaydın hanımefendi" derken sesi boğuk ve erkeksiydi.

"Günaydın, Angelepoulos"

Ateş uzanıp onu kendine çekti ve derin, seksi ve ıslak bir öpücük verdi "Yorgun görünüyorsun" ifadesiz tutmaya çalışsa da sesindeki gurur belli oluyordu.

Nil gözlerini devirdi "Erkekler" diye söylenip yataktan kalkmaya çalıştı ama güçlü bir kol uzanıp onu çekti, çevirdi ve yatağa bastırdı.

"Yeni evlenmiş bir damadın karısından duymak istediği bir söz değil" Sesi oyunbazdı ama gözlerinde karanlık, tehlikeli bir ışık vardı.

Gözlerindeki saldırganlık, sert ve öfkeli bir öpücük olarak yansıdı. Nil kalbinde, karnında, kasıklarında yine aynı sızıyı hissetti. Ateş'i üzerinden hafifçe itip suratına yumuşak bir tokat attı "Kes oğlum, işe gitmem lazım."

Ateş'in yakışıklı yüzü oyuncağı elinden alınmış küçük bir çocuk gibi asıldı. Somurtkan bir ifadeyle "Sen hala izinde değil misin? Balayındayız biz. Yeni evlendik." diye söylendi.

Örtüyü üzerine sarmaya çalışırken Ateş hızla çekti ve Nil'i karşısında çırılçıplak bıraktı. Nil neredeyse çığlık atıyordu, eğer daha sersem görünmeyecek olsa atardı da. Kaşlarını çatarak adama baktı ama Ateş huysuz bir tavırla omuz silkti "Dokunamamam bakamayacağım anlamına gelmiyor."

"Zevzeklik yapma."

"Hiç de bile, bakabileceğimi söyleyen bir belediye onayım bile var."

Nil, Ateş'in bakışlarının üzerinde olduğunun farkında olarak dolaba ilerdi ve iç çamaşırlarını giydi. Artık kendini biraz daha mutaassıp evli bir kadın olarak hissediyordu.

"Eğer üç parça üçgenin hevesimi kıracağını sanıyorsan o şeylerin içinde ellerimi ve ağzımı kaşındırdığını bilmelisin."

Nil eğilip üzerindeki balkonet kesimli sutyene ve ipli bikiniyi andıran külotuna baktı, tamam belki de o kadar mutaassıp değildi.

"Belki de kaşıntıların için bir doktora gitmelisin. Uyuz olduğu için yeni kocamı vurmak istemem."

"Bence işe gitmene gerek yok. İzninin henüz bitmediğinden eminim."

Nil sabır dileyerek içini çekti "Yönetmem gereken bir işim var ve ortaklarımdan birinin nerede olduğu hakkında bir fikrim yok, diğer ortağımın henüz küçük bir bebeği var. Kısacası Angelepoulos, izin yapmak için doğru bir zamanda değiliz."

"Saçma" Ateş doğrulup yatağın başlığına sırtını dayarken elini koyu renk saçlarının arasından geçirdi "Sen patronsun. Patron olmanın en iyi tarafı nedir biliyor musun, Muzo'cuğum?"

Nil, siyah eteğinin fermuarını çekirken pes etmiş bir şekilde içini çekti "Eminim sen bana söyleyeceksin"

"Patron olmanın en güzel tarafı Muzo'cuğum, istediğin zaman tatil yapabilme özgürlüğüdür. Peki neden?"

Dikkat Bebek Çıkabilir (Mükemmel Planlar Serisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin