Nil, kurulanıp havluyu üzerine sardı, az önce Ateş'in yere attığı havluyu yerden alıp işaret parmağına taktı ve odaya girdi.
Ateş, kucağında bir laptopla yatağa uzanmıştı, üzerindeki gri tişört ve siyah baksırla kısmen giyinmişti. O kadar sakin ve gevşemiş görünüyordu ki az önce duşta olanların bir hayal olabileceğini düşündü, Nil. Az önceki ısrarlı, yakıcı adamla bu sakin adamın aynı kişi olması mümkün görünmüyordu.
"Bir sorun mu var tatlım? Gördüğüm manzara hoşuma gitmediğinden değil." Gözlerini kısıp bilgisayarı kapattı. "Neden yanıma gelmiyorsun?"
Nil parmağını ona doğru uzattı ve beyaz havlu havada savruldu. "Bu ne Angelepoulos? Havluları neden yere atıyorsun? Kendi kendilerine ayaklanıp kirli sepetine gidemezler, değil mi?"
"Yanıma gelsene derken aklımdaki bu değildi."
"Sus, senin ahlaksız fantezilerinle ilgilenmiyorum."
Ateş'in yüzünü kocaman, haylaz bir gülümseme kapladı. "Az önce öyle demiyordun. Hatta şey dediğini hatırlar gibiyim, dur bakayım, ne demiştin..." Sesini inceltip devam etti "Ateş... Du..."
Nil, havluyu tortop edip Ateş'e fırlattı. "Hain! Kalleş! Bir daha bana parmağının ucuyla bile dokunamayacaksın. Değil teşebbüs etmek aklından geçirirsen parmağını kırarım."
Ateş bir anda üzerine atılınca Nil çevik bir hamleyle kurtuldu. "Seni mahvederim, Angelepoulos. Benden uzak dur."
Ateş yatağın üzerinde diz çöküp yüzünde kötü bir gülümsemeyle baktı. "Hadi gel evcilik oynayalım Muzo'cuğum."
"Tamam" diye kabul etti, sırtını sürgülü dolap kapağına dayarken. "Ben anne olayım, sen de yaramaz çocukmuşsun, ben de seni dövüyormuşum."
Ateş göğsünü titreten bir kahkaha attı. "Bebeğim, elimden bu şekilde kurtulamazsın. Sen anne ol ben de baba olayım."
Anne baba deyince... Klinik, randevu... Az sonra Ateş'in tüm oyunbazlığı uçup gidebilirdi.
Ateş'in ona sinsi sinsi yanaştığını görünce balkon kapısına doğru bir adım attı.
"Anne demişken, randevuyu unutmadın, değil mi? Günün son randevusunu alabilmek için bir servet ödedim."
"Tamam dedim ya Nil."
İşte adamın tüm tavrı uçup gitmişti. Huysuz bir tavırla yatağa dönüp bilgisayarını aldı.
Bebek konusu ne zaman açılsa Ateş hep aynı tavrı sergiliyordu. Sanki bebek istemiyormuş gibi. Nil birden Ateş'e hiç çocuk sahibi olmayı isteyip istemediğini sormadığını hatırladı. Birden kendini adamı çocuk için zorlayan psikopat bir eş gibi hissetti.
Kelimeler -duygular- boğazına düğümlenmişti. Onları aşağı indirmek için gırtlağını temizledi. "Ateş, sen bebek istiyor musun?"
Kaşları çatıldı, gözleri ipince bir çizgi oldu. "O nerden çıktı şimdi?"
"Bir yerden çıktığı yok. Bu konu ne zaman açılsa sen geriliyorsun, ben de acaba dedim."
"Kendi kafanda bir şeyler üretip üretip gerilme."
Eğer çatılmış kaşlar, genişlemiş burun delikleri eşliğinde söylemeseydi, inanılır bir cümle olabilirdi.
"İşte bundan bahsediyorum, neden bu kadar geriliyorsun?"
Ateş oturduğu yerde eğilip dirseklerini dizlerine yaslayıp dikkatle ona baktı. Öyle dikkatle bakıyordu ki Nil bir süre nefesini tuttu.
"Gerçekten anlamıyorsun." Ateş alaycı bir gülümseme eşliğinde kafasını salladı. "Anlamayacaksın da." Gülümsemesi alaycı olsa da sesi hayal kırıklığı doluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat Bebek Çıkabilir (Mükemmel Planlar Serisi 2)
RomanceOnlarınki bir tutku hikayesiydi... Yıllar önce başlamış, hep yarım kalmış ve günün birinde sürpriz bir şekilde yeniden alevlenmişti. Nil Güray çocuk sahibi olmayı hiç istememişti, ta ki biraz daha beklerse çocuk sahibi olamayacağını öğrenene dek. Ge...