Bölüm 27

42.2K 2.3K 134
                                    

Ateş sinyal verip çalan telefonuna göz attı. "Efendim, Pars?"
"Yurt semalarına dönmüşsün?"
"Nerden öğrendin?"
"Ben eski kulağı kesiklerdenim, hala öğrenemedin mi? Ne oldu?"
"Evime dönmem için illa bir şey mi olması gerekiyor?"
Telefonun ucundan Pars'ın alaycı kahkahasını duydu. "Ne bileyim, seni en son bıraktığımda verem olmuş Hülya Koçyiğit gibi davranıyordun. "
"Pars, uzatma abi."
"Tamam, tamam. Bana uğrasana takılalım biraz."
"Olmaz." Pars'la takılmaktan daha önemli işleri vardı. "Bu akşam işim var. Yarın belki."
"Ne işin var?"
"Leyla'yla ilgili ufak bir iş." Aslında o kadar da ufak değildi.
"Ne işi lan? Kadının hayatını kaydırdın zaten."
Belli ki yeterince sağlam kaydıramamıştı. "Kulağıma bir şeyler çalındı, onu kontrol etmem lazım."
"Ateş, adam gibi anlatsana şunu."
Ateş sesli bir şekilde içini çekmemek için kendini zor tuttu. "Leyla eski kırıklarından birini peşime takmış. Birkaç gündür tehdit mesajları geliyor. Ben de nedir, değildir araştırıyorum."
"Nasıl mesaj bunlar?"
"İşte her zamanki şeyler, sevdiklerine dikkat et, yaptıklarının bedelini onlar ödeyecek falan."
"Herifi bulabildin mi?" Pars'ın gergin sesi durumun ciddiyetini anladığını gösteriyordu.
"Buldum, herif zaten jigolonun teki, bunu Leyla'yla tanıştıran herif de izbe bir mekan işletiyor. Yakup Saruhanlı."
"Duymuştum. Herifin o izbe mekanının gerçekte ne olduğunu da biliyorsun değil mi?"
Kerhane... "Biliyorum. O iti bulacağım, Pars, beni, karım ve çocuklarımla tehdit etmek ne demekmiş öğrenecek."
"Bekle beni, bu akşam döneceğim, ne yapacaksan yarın yaparsın. Saruhanlı'nın mekanına tek gitme."
"Beni kafana takma. Bu piyasada aslan payı benim. Saruhanlı beni karşısına alacak kadar aptal değildir."
"Dikkat et, Ateş."Pars tam telefonu kapatacakken birden aklına gelmiş gibi "Nil?" diye sordu. "Güvende mi?"
Elleri istemeden direksiyonu sıktı. Elbette karısının güvenliğini ondan daha fazla önemsiyordu. "Evet" dedi, kuru bir sesle. "Yanında koruması var."
Pars sesindeki kuruluğu fark etmişti. "Yarın konuşuruz." diye telefonu kapattı.
Ateş saçmaladığının farkındaydı, Pars'ın Nil'e olan ilgisinin adamın çocukluğu ve ailesiyle ilgili olduğunu biliyordu. Nil'in onu aldatmadığını ve aldatmayacağını, hele de bunu en yakın dostlarından biriyle yapmayacağını biliyordu. Yine de kıskançlık öldürmeye aç bir yılan gibi gırtlağına sarılmıştı. "Sersem bir ergen gibi davranıyorsun." kendi kendine söylense de bu Nil'in korumasını aramasına engel değildi. Üç uzun çalıştan sonra telefon açıldı. "Buyrun Ateş Bey."
"Nil yanında mı?" Sessizlik.... "Çetin bir soru sordum."
"Hanımefendi kuzeni Mercan Hanım'la dışarı çıktı."
"Sen niçin onunla değilsin?" Ateş sinirlenmemek için kendini zorlamadı. "Ben sana Nil'in gölgesi olacaksın demedim mi!"
"Efendim sizin emirlerinizi Nil Hanım'a ilettim ama kendisi..." Çetin anlamlı bir şekilde durakladı. Ateş, Nil'in neler söylemiş olabileceğini biliyordu. "Onlarla gitmemi istemedi."
"Nil'in kaprislerini yerine getirmek için değil benim emirlerimi yerine getirmek için para alıyorsun. Bulun onu."
Sabır iyi bir erdemdi, ne yazık ki söz konusu Nil olduğunda Ateş'in sahip olmadığı bir erdemdi. Sakin olmaya çalışarak içini çekti. Karısını bir aydan fazladır görmüyordu. Gerçek anlamda birbirlerinin yanında olmadan aylar geçirmişlerdi. Alkol, pişmanlık ve sorgulamalarla dolu aylar boyunca Ateş bir şeyden emin olmuştu: Nil'den ayrılması mümkün değildi. Aralarındaki ilişki, üzerinde tek bir canlı kalmayıncaya kadar dünyayı yakabilir, ortalığı kasıp kavurabilir, Ateş'i rezil rüsva edip Nil'in peşinde hormonları fazla çalışan yarım akıllı bir ergen gibi davranmasına yol açabilirdi ama Nil'i arkasında bırakamazdı. Nil onun geçmişi, şimdisi ve geleceğiydi. Geleceğinde daha pek çok kaos, kavga ve pişmanlık olacağını bilse de yaşayacağı hiçbir pişmanlık Nil'e arkasını dönüp gitmesinin getireceği pişmanlıkla bir olmayacaktı.
Aptallık yapmıştı. Aylar önce Nil'e söylediklerini kendisi unutmuştu. Belki de Kayra'nın intihar etmek istemesinden dolayı ikisi sorumluydu, belki de tek sorumlu kadının ailesinindi ya da Kayra'nın kendisi, fark etmezdi, aradan geçen zamanda Ateş, Nil'le yaşadıklarının tek bir anını bile değiştirmek istemediğinden emindi.
Uzun bir süre Nil'e olan zaafının onu babasına benzettiğini sanmıştı, oysa Nil onun gücüydü ve Ateş gücünü kaybetmişti.
Arabayı eski otelin önünde durdurup aşağı indi. Leyla projeye sağlam bir çelme takmayı başarmışsa da yıkmayı becerememişti. Planlanan takvimin gerisinde kalmışlardı, yine de henüz kışın başında sayılırlardı, bahar sonunda görkemli bir açılış için hala vakit vardı. Eskiden otel olan binanın kabul holü tadilat nedeniyle karman çormandı. Ateş kafasını kaldırıp eski aydınlatmaya baktı, sıradan spot lambalar yeterince ışık verse de Ateş'i tatmin etmekten çok uzaktı. Kocaman, antika, pirinç bir avize olacaktı. 1920'li yıllardaki o şaşalı otellerde olduğu gibi. Antika koltuklar ve ahşap orta sehpalarla döşenmiş bir karşılama holünü şimdiden gözünde canlandırabiliyordu. Holü boylu boyunca geçip resepsiyon masasına vardı, aynı retro dekor burada da kullanılmıştı. Ateş, memnuniyetle etrafına bakındı, sonuç hiç ummadığı kadar tatminkardı, özellikle de son aylarda işin başında hiç durmadığı düşünülürse.
"Ateş Bey"
Proje Müdürü Yasin'in sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı. "Gel Yasin. Ne durumdayız?"
Yasin'in yüzünde sıkıntılı bir ifade belirdi. "Takvimin gerisindeyiz, Ateş Bey ve biraz daha geri kalacakmışız gibi görünüyor."
İşte bu kötü haberdi. "Neden? Ne oldu?"
"Tesisat sistemini yapacak olan firmanın sahipleri arasında miras kavgası çıktı."
"İşe ne zaman başlamaları gerekiyor?"
"Yarın."
"Yarın öğleye kadar bekleyin sonra da yasal süreci başlatın, şimdiden de başka bir firma araştırın."
Telefonu çaldı ve ekranda gördüğü isimle kaşları çatıldı. "Söyle Haluk."
"Ateş Bey, adam kayıplarda" kötü haber her zaman yanında bir arkadaşıyla gelirdi. "Ama bu Nihat denen adamın eskiden şey yaptığı...." sattığı "kadını bulduk. " belki de günün içinde iyi haberler de vardı. "Hala görüşüyorlarmış. Kadının yerini bilmek istersiniz diye düşündüm."
"Bilgileri mail olarak yolla."
Sadece iki saniye içinde yüzünde yırtıcı bir gülümseme ile ekrana bakıyordu.
Kadın Mehtap ismini kullanıyordu, saçları sonradan çok kötü bir sarıya boyanmış bir esmerdi. Henüz 27 yaşındaydı ama otuzlarının ortasında gösteriyordu. Polisle ilk tanışması henüz 15 yaşındayken olmuştu, bu tanışıklık ona yetimhane yollarını, çalıştığı pavyonun sahibine de hapis yollarını göstermişti. Zaman Mehtap için pek farklı akmamıştı, fuhuştan birkaç sabıka, bir o kadar da uyuşturucu sabıkası, pek çok hastane kaydı, bir kez en dibe inildiğinde sıradanlaşan şeyler.

Dikkat Bebek Çıkabilir (Mükemmel Planlar Serisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin