Bölüm 36

44.9K 2.2K 94
                                    


Ölüyordu... Ölmüştü... Ölmek üzereydi... Hissettiği ağrının başka bir açıklaması olamazdı. Yerinden kalkmaya çalıştığında başına saplanan ağrıyla geri yattı. "Ahhh!"
"Bağırma!" yan tarafından yükselen homurtuyla oraya döndü ve Ateş'i yanında boylu boyunca uzanır halde buldu.
Gözlerini yumdu ve bezgin bir sesle söylendi. "Ne işin var burda?"
"Bilmiyorum."
Başındaki ağrıyı umursamadan yerinden doğruldu. "Ne demek bilmiyorum!"
"Nil! Bebeğim bağırma!"
"Onu bunu bırak, Ateş! Hatırlamıyor musun?"
"Neyi?
Ağrı önemli değildi. Öfkenin yanında adeta bir hiçti. Sıfırdı.
"Çık dışarı! Hemen çık!"
Ateş alayla gülümseyip kadının üzerine atıldı. "Unuttum sandın değil mi?" Nil'i yatağa yatırdı, üzerine uzandı. Dudaklarına ufak, oyunbaz bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum ve asla vazgeçmeyeceğim, Nil Ateşoğlu. Sen benim dünüm, bugünüm ve yarınımsın. Seni sevdim, seviyorum ve seveceğim"
Güzel gözlerini öptü. "Sen beni sevmesen bile ben hep seni seveceğim Nil ve eğer sevgini kaybettiysem, ömrümün sonuna kadar bile sürse geri kazanacağım."
Kadının yüzünde beliren gülümseme eşsizdi. Bu gülümsemeyi görmek için ömrünü dahi verebilirdi. Ama o kısacık anlık zaaf Nil'in suratından hemen silindi. Ciddileşti ve doğrulmaya çalıştığında kadına izin verdi. "Ben duşa gireceğim."
Bozulmadığını söylese yalan söylemiş olurdu. Ama Nil'in kızmaya da, soğuk davranmaya da hakkı olduğundan sesi çıkmazdı. Kırışmış beyaz elbisesi ve çıplak ayaklarla banyoya ilerleyen kadını gözden kaybolana kadar izleyip yatağa oturdu. Bir yıl önce hayatının bu halde olacağını söyleseler gülerdi. Aşık olduğu kadınla evliydi ve o kadın ona muhteşem, aşk kokan iki çocuk vermişti, hem de neredeyse canı pahasına. Şu an Nil onu süründürmek için uğraşıyordu ve Ateş sürünecekti. Bu intikamı haketmişti. Dün akşam karısını başka bir adamla gördüğünde Nil'in o Kayra'nın yanındayken nasıl hissettiğini anlamıştı. Yalnız, terk edilmiş, sevgisiz, sorular içinde; artık beni sevmiyor mu, unuttu mu beni, ya onu daha çok severse, gitsem sarılsam iter mi beni...
Hayatlarına ne yapmış olduğunu görmek içini kor gibi yakmıştı, Nil'i kaybediyordu, mutluluğunu, tek aşkını, sevmeyi de en az sevişmek kadar sevdiği tek kadını, araya giren yıllar, insanlar ve mesafelere rağmen kopamadığı tek kadını neredeyse kaybediyordu. Onu kaybedemezdi, kaybedemeyeceği kadar değerli yeniden bulamayacağı kadar eşsizdi.

Ve şimdi gidip o eşsiz kadını ıslak ve çıplak olarak görecekti... O sadece bir erkekti... Basit bir erkek...
Üzerindeki dünden kalma, alkol ve toprak kokan buruşmuş gömlek ve pantolondan kurtulmuş, siyah boxerıyla banyoya ilerlerken Nil'in telefonuna arka arkaya gelen mesaj sesleriyle durdu.
Hiçbir zaman karısının, sevgilisinin telefonunu kurcalayan o adamlardan olmamıştı ama içindeki şeytana yenildi ve telefonu aramaya başladı, sesler devam ediyordu.
Sonunda yatağın altında bulduğunda tuş kilidini açtı ve kaşları anında çatıldı.
11:35
Sürtük...
11:36
Seni mahvedeceğim
11:37
O benim, alamazsın
11:38
İkinizin de hayatını mahvedeceğim
11:39
O BENİM
Derin bir nefes çekip burnunun kemerini sıktı. Bu kadın yüzünden katil olacaktı. Önce mesajları tek tek sildi sonra da Kayra'nın numarasını engelledi.
Bu mesele tamamen çözülecekti ama önce...
Sinsi adımlarla banyoya yürüdü şu an Kayra'ya duyduğu öfkeyi dindirecek tek bir şey vardı. Büyük, aydınlık banyoya girdiğinde Nil'i küvette görmeyi ummuştu ama duşakabin de yeterince iyiydi. Duşun kapısını açtı ve yumuşak, beyaz bedeninden sular akan kadına baktı. Başını geriye eğmiş ve uzun kuzgun rengi saçları kalp şeklindeki poposuna değiyordu. Sular kadının vücundan bir çağlayan gibi akarken, Nil ona dönüp hilal kaşını kaldırdı. "Hayırdır, Angelepoulos?"
Gözlerinin içine bakarak iç çamaşırını çıkarırken Nil kızarıp bozarmak ya da utanmak yerine cüretkar bir şekilde onu baştan ayağa süzdü. "Kendi etrafımda da dönmemi ister misin?"
"Zevzek!"
Kafasını iki yana sallayan kadına bakıp "Yana kay" dedi, sesi boğuktu ama kimin umurundaydı ki!
Keyifli bir duştu. Dokunma yoktu, arada bir kaçamak bakışlar ve öpücükler vardı. Ama Ateş durdu, karısını kucaklayıp duşta ikisine tutkulu anlar yaşatmak yerine bunu keyifli ve küçük bir oyuna çevirdi. Çok geçmeden banyoyu Nil'in kahkahaları doldurduğunda o mutlu bir adamdı.
Sonunda Nil kabarık bornozu, Ateş de beline sardığı havluyla banyodan çıktığında kapı çaldı. İkili tam da keyifli ve arsız bir bakışmanın ortasındayken Saye'nin sesi odayı doldurdu.
"Gençler dedem aşağıda ve sizi bekliyor. Şimdi siz bir şeyler diyorsunuzdur ama seslerinizi duymayayım diye kulaklarımı tıkadım."
Kadının utanmaz imasıyla ikisi aynı anda bağırdı. "Saye!"
"Ay tamam be hasret gideriyorsunuzdur diye şey ettim ben"
Ateş, Nil'in yerdeki topuklu ayakkabıyı alıp kapıya fırlatmasını izledi. "Defol Saye"
Ardından bir kıkırtı ve merdivenlere giden topuk tıkırtıları. Ateş karısının yanına gitti ve başının tepesine, ıslak bir öpücük kondurdu. "Hadi bebeğim, üstümüzü giyinelim de gidip Koca Güray'dan azarımızı yiyelim."

Dikkat Bebek Çıkabilir (Mükemmel Planlar Serisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin