Nil, Hera'nın kapısından girerken somurtmamaya çalıştı. Güzel, çok güzel bir sabaha uyanmıştı. Onu ilk uyandıran Dolly olmuştu. Dolly minicik ama şaşırtıcı derecede ağır cüssesiyle göğsünün üzerinde yatıyordu ve Nil göğsünde bir ağırlıkla uyanmıştı. Horluyordu, bu kadar minik bir şeyin böyle bir horultu çıkarabilmesi mümkün gözükmese de Dolly bu konuda azimliydi. Nil yavaşça elini uzatıp köpeğin yumuşak tüylü başını okşamıştı. Ateş'e asla söylemeyecek olsa da bu köpek kalbini çalmıştı. Başlarda birbirlerini pek sevmeseler de Dolly önce onu kabullenmiş sonra da karşılığında sevgi görene kadar pes etmemişti. Pek uzun süren bir mücadele olmamış, Nil hemen yelkenleri suya indirmişti esasında. Dolly'i yavaşça göğsünden alıp yatağa bırakınca gülümsemişti. Dört ayağı havada kahverengi benekli göbeği açıkta, kulakları suratının iki yanına düşmüş ve horlayan bir yavru köpeği sevmemek pek de mümkün değildi. Ama gününü asıl güzelleştiren şey onu alt katta bekliyordu. Merdivenden iner inmez bahçede arkası eve dönük halde bir şeylerle uğraşan Ateş'i fark etmiş ve yanına gitmişti. Çim Nil'in adım seslerini yutmuştu, Ateş o yanına varana kadar uğraştığı şeyden kafasını kaldırmadı ve Nil de uğraştığı şeyi göremedi. Sonra dikkatini az ilerideki çocuk bisikleti çekti ve Ateş'in omuzunun üzerinden eğildiğinde bir diğeriyle uğraştığını fark etti.
İçini saçma derecede mutluluk verici bir ılıklık kapladı. "Günaydın."
Ateş yaramazlık yapmış bir çocuk gibi yerinden sıçradı. "Sen uyumuyor muydun?"
"Uyandım."
"Görebiliyorum." Sesindeki kuruluğun sebebi Nil'in süprizi bozmasıydı. "Ben de"dedi elindeki tornavidayı çimlerin üstüne fırlatıp "sana sürpriz hazırlıyordum."
Bisikletler kesinlikle yenidoğanlara uygun bir hediye değildi ama Nil gülümsedi. Çok güzeldi. Ateş'in bebekleri düşünmesi ve onlar için uğraşması çok güzeldi.
"Bunlar çok güzel."Küçük bisikletlerin arka tekerlerine destek tekerlerini takmakla meşguldü. Önlerindeki birkaç yıl boyunca bebekler bisikletleri kullanamayacak olsalar da sürprizi Nil uyanana kadar bitirmeye çalışmasında mutluluk verici bir şey vardı.
Ateş bacaklarını çimlere uzatıp somurttu. "Sürprizimi bozdun."
"Pis ben." Hızlıca yanağına öpücük kondurdu. "İstersen içeri gideyim sen devam et sonra ben ilk defa görmüşüm gibi davranırım." Yanına uzanıp başını dizine yasladı. Ne kadar da kolay alışmıştı ona, yeniden.
"Olmaz" Ateş elini yanağına koyunca Nil gülümsedi. "Bozuldu bir kere"
Nil olduğu yere yerleşti. "Ama çok güzel bir sürprizdi, biliyorsun değil mi?"
"Kız mı erkek mi olacaklarını bilmediğimden kırmızı olanından aldım."
"Kırmızı rengi severim."
"Biliyorum"
Başını sallayıp sabahın güzel anılarını kovmaya çalıştı, muhtemelen suratında şapşal bir gülümseme vardı, bu durum Ayla'nın neden şaşkınca ona baktığını açıklıyordu. O Nil Güray'dı, yılın yarısını kış uykusundan yeni uyanmış bir ayı gibi asabi, yılın geri kalanını da onu uyandırdıkları için insanlara eziyet ederek geçirirdi. Nil huysuz olduğunu biliyordu, kimin umurundaydı ki? Huysuz olmayı seviyordu, böylece canını sıkacak insanlar en baştan canını sıkmamaya karar veriyorlar ve Nil'i bir sürü sorundan kurtarıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat Bebek Çıkabilir (Mükemmel Planlar Serisi 2)
RomanceOnlarınki bir tutku hikayesiydi... Yıllar önce başlamış, hep yarım kalmış ve günün birinde sürpriz bir şekilde yeniden alevlenmişti. Nil Güray çocuk sahibi olmayı hiç istememişti, ta ki biraz daha beklerse çocuk sahibi olamayacağını öğrenene dek. Ge...