Ateş, saçını kurulayıp havluyu kirli sepetine attıktan sonra yatakta uyuyan karısına baktı. Henüz 2 aylık hamile olmasına rağmen, günlerini uyuyarak geçiriyordu. Dinlenirken bile yorgun görünüyordu. Yorgunluğunda hem yoğun işinin, İklim'in yokluğu ve birden işin hiç alışkın olmadığı bir bölümüne dahil olmasıyla birlikte artan iş ve stres yükü, vardı hem de hamileliğinin etkisiyle genellikle ya gergin ya da uykulu oluyordu. Hormonlar Nil'i delirtmişti. Araları gündüz gergin, kavgalı bulutlu yer yer sağanak hezeyanlı, geceleri ise bol uykuluydu. Akşam yemeğini yedikten sonra kucağında tableti ya da telefonuyla uyuyakalıyordu.
Nil homurdanarak yerinde döndü ve Ateş'in gözüne bir adet ince, uzun ve beyaz bacak takıldı. Hormonları sağlıklı çalışan bir adamdı, her zaman kadınlarla arası iyi olmuştu ve bunu hep sevmişti. Kadınları hep sevmişti, çoğu insanın fikrine göre fazla sevmişti. Ama hiç böyle damarlarını patlatacak kadar, beynini uyuşturacak kadar bir şey yaşamamıştı.
Hamilelik Nil'i durgunlaştırır, belki uysallaştırır sanmıştı ve o adeta dişi bir kaplana dönüşmüştü, her daim kavgaya ve avlanmaya hazırdı. Ve her ne kadar itiraf etmek istemese de Ateş bunu erkekçe bir gururla karşılıyordu, çocuğunun annesi bir yırtıcıydı ve çocuğunu her türlü tehlikeye karşı, hatta babasına karşı bile, koruyacak güçte bir dişiydi. Genlerini belki de farkında bile olmadan kendisine denk bir güce aktarmıştı.
Kendi sürüsünü gönül rahatlığıyla kurabilirdi.
Ancak sürüsünün dişi lideri gürültülü bir şekilde yataktan fırladı ve üzerinde sadece ince bir tişört olmasına aldırmadan koşarak banyoya gitti.
İşte, bir hamileyle aynı evde yaşamanın bir başka yönü. Kusma ve öğürme sesleri artık hayatlarının, özellikle de sabahlarının bir rutini haline gelmişti. Nil'in peşinden banyoya gitti. Sesleri duyan kadının kocaman bir fili midesinden dışarı atmaya çalıştığını sanabilirdi. Yanına gidip uzun saçlarını arkaya topladı ve her sabah yaptığı gibi belinden tutup dengesini kurmasına yardım etti.
Ateş hayatında hiç hamile biriyle aynı evde yaşamamıştı, hamile kadınlara karşı özel bir ilgi de duymamıştı etrafındaki kadınlar Jupiter'i yutmuş gibi görünmediği sürece çoğunlukla hamile olduklarını bile fark etmezdi.
Suyu açıp Nil'in yüzünü yıkadı. Son iki haftadır bulantıları sürekli artmıştı ve mavi gözlerinin etrafı çökmüştü ve hamile kalmadan önceki kilosunun altına düşmüştü. Yediği hiçbir şey midesinde durmuyordu.
Yumuşak beyaz havluyu alıp ıslak yüzünü kuruladı ve endişeyle yüzüne baktı. "Bence başka bir doktora gitmeliyiz."
Nil, havluyu elinden alıp yavaş adımlarla odaya gidip kendini yatağın üzerine attı. "Ben hasta değilim, sadece hamileyim."
"Evet ama çok zayıfladın. Sürekli kusuyorsun. Gözaltların çöktü, sürekli yorgunsun."
Nil yattığı yerde yüzü koyun dönüp yüzünü yastığa gömdü. "İltifatların için teşekkür ederim, Angelepoulos. Şimdi kendimi az öncekinden çok daha şahane hissediyorum."
Yanına uzanıp onu kendisine çekti. "Bebeğim" tepesine bir öpücük kondurdu. "Bunun sağlıklı olduğundan emin değilim ve senin için endişeleniyorum."
"Şu krakeri uzatsana." Ateş, bulantıları hafiflettiği iddia edilen ama aslında hiçbir işe yaramayan tuzlu krakerleri Nil'e uzattı. Nil kaseyi aldı ve bir avuç krakeri ağzına attı. Yüzündeki ifadeden kraker yemekten memnun olmadığı belliydi, yine de azimle çiğnemeye devam etti.
"Nil, gerçekten başka bir doktora gitmeliyiz."
Nil, gözlerini devirip cam kaseyi yatağın üzerine bıraktı. "Bir sorun yok, Ateş. Bazı kadınlarda hamileliğin sonuna kadar devam edebiliyor bulantılar. Bir süre sonra geçecektir." Sonra dudakları yavaş, yumuşak bir gülümsemeyle çevrildi. "Sen daha ilk aylarda böyleysen hamileliğin son zamanlarını düşünemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat Bebek Çıkabilir (Mükemmel Planlar Serisi 2)
RomanceOnlarınki bir tutku hikayesiydi... Yıllar önce başlamış, hep yarım kalmış ve günün birinde sürpriz bir şekilde yeniden alevlenmişti. Nil Güray çocuk sahibi olmayı hiç istememişti, ta ki biraz daha beklerse çocuk sahibi olamayacağını öğrenene dek. Ge...