Ersoy Bey korkuyla baktı ama arkasına dönmedi. Birkaç saniye sonra aniden bacağında sakladığı cepten bir bıçak çıkarıp arkasına dönüp kim olduğuna bakmadan saldırdı.
-STEALTH UMKEHRSCHNITT "ZEL"
Kesik, metalik kolun sahibi Herr Müller'in koltuk altına gelmişti ama Herr Müllere birşey olmamasına rağmen bıçak kırılmıştı. Herr Müller'in sol kolu dahil sol göğüsü ve omzu da metallerle kaplanmıştı. Herr Müller sol yumruğunu kaldırıp Ersoy Bey'e yumruk atmıştı ama o bunu hançeriyle engelledi. O ikisi Herr Bültmann ve Accel Brot'tan güçlü olmamasına rağmen Hüso'dan güçlülerdi. Savaşmaya başladılar. Herr Müller sağ kolunu hiç kullanmıyordu.-Sen sağ kolunu kullanmazsan bende kullanmam.
İkiside sadece sol kolunu kullanıyordu. Ersoy Bey katanasını savurdukca havada dalgalar çıkıyor ve önüne gelen her şeyi keserek ilerliyordu. Ama Herr Müller bunları da sol koluyla engelleyebiliyordu çünkü sol kolunda darbe emicisi vardı.
-Kaç Hüso! Zil Çaldı artık git!
-Hayır!
Herr Müller birkaç saksının olduğu yere zıpladı.
-Artık hazır.
Herr Müller sol elini yere vurdu ve bütün saksılar patladı. Her taraf toz olmuş görünmüyordu. Herr Müller Hüso'yu alıp camdan fen laboratuvarına girdi. Değişik bir anahtar verdi.-Hüso bu anahtar ile okul çıkışı yangın merdiveni kapısını aç ve tamamen in.
Okul çıkışıydı. Hüso Ozan'a gelemeyeciğini söylemişti. Yangın merdiveninin kilidini açıp tamamen indi.
Karanlık ucunda küçük zar zor görülen bir ışık olan uzun ince bir yola indi. Işığa kadar yürüdü. Çok şaşırmıştı. Bir gece klübü gibi bir yerdi. Uyuşturucu kaçakçıları, içki, sigara ve stripçiler vardı. Sonra tanıdık bir yüz gördü. Servisteki Gökçe'ydi bu.
-Mekanıma Hoş Geldin Hüso. Ben de seni bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Battle Dome
FantasyBattle Dome, dünyamıza paralel olan bir gezegendir. Kahramanımız Hüso daha Battle Dome'dan haberi bile yokken özel güçler kazanmıştır. Hüso ve arkadaşları, Dünya ve Battle Dome'da fantastik maceralara atılırlar. Hikaye düzenlenmiş ve bölümler sıral...