Bölüm 23: Eğitimin Sonu

28 5 0
                                    

Battle Dome'da bir kent meydanında.
-Senin gibi küçük bir kız burada silahsız dolaşmamalı. Üzgünüm küçük kız ama Battle Dome kartını almak zorundayım. İstersen hemen pes et de canın yanmasın.
Kaslı dev bir adam bembeyaz saçlı, mavi gözlü bir kızla konuşuyordu.
-Ama, senin de silahın yok ki.
-Ağh, görmüyor musun? Bunlar benim silahlarım.

Adam kaslarını öptü ve kızın üstüne doğru saldırdı. Aniden bir bulanıklık belirdi. Bulanıklık adamın bileklerini sıkan Hüso'ydu.
-Şişme kaslarını kendine sakla, Dümbük.
Dese de adam hiçbir tepki vermiyordu. Ağzı açık mal mal duruyordu. Kızın ayaklarından çıkıp adamın ayaklarına ulaşan, oradan da adamın ayaklarından ensesine kadar giden bir buz yolu vardı. Adam ensesindeki soğuğun etkisiyle bayılmıştı.
-Yardımın için teşekkürler.
-Sorun değil. Zaten her şeyi sen yaptın. Ben Hüso. O da arkadaşım Uygar.
(Uygar'ı gösterdi)
-Ben Yuki. Yolculuğunuz nereye? Gezgin gibisiniz.
-Oraya.

Hüso turnuva kulesini gösterdi.
-Ödülü 700.000 Bittkoin.
-O zaman ben de sizinle geleceğim.
-Tamam. Olur.

Üçü birlikte binaya doğru gittiler. Kayıt yaptırdılar. Küçük bir bina olduğu için sadece sekiz kişi katılabiliyordu. İlk dövüş bitmişti. Şimdi sıradaki Hüso'nun ilk dövüşüydü.

-İyi şanslar Hüso.
-Finale beklerim.

Hüso'nun rakibi kovboy kılıklı bir adamdı. Ama gözleri dahil hiçbir yeri gözükmüyordu.
-İkinci karşılaşmamız! Blue Blazer'a karşı, Ge Heim. Dövüş Başlasın!
Ge Heim, sunucunun "sın" demesini duyar duymaz silahını çıkartıp Hüso'ya ateş etmişti. Ama Hüso bir hançerini çekip onu karşılamıştı.
-Silah kullanıyorsun ha.
-...

Ge Heim hiç konuşmuyordu. İkili tabancalarıyla Hüso'yu tarıyordu. Hüso adamın kulagının biraz üstüne yanan bir yumruk attı. Adam yere düşüp bayıldı.
-Kolay oldu.
-Evvet, sayın sehirciler. Kazanan Blue Blazer!

Şimdi sıra Yuki'nin sırasıydı. Rakibi uzun sarı saçlı bir adamdı.

Battle DomeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin