Selamunaleykum :))
Nasılsınız Canlar?
Ben biraz kötüyüm çünkü maalesef ki grip olmuşum ve her tarafım dökülüyor. Yataktan çıkamıyorum. Ama sizi de bekletmek istemediğim için yeni bölümü yazıp hemen yayınladım.Vote ve yorumlarınızı bekliyorum ★
«Keyifli okumalar»♡
Sabah zilin sesiyle uyandım. Sabah sabah kim gelmiş olabilirdi ki? Beklediğim kimse de yoktu. Emirin arkadaşları geldi desem Emir geleceklerini söylerdi. E yeni evliyiz diye çat kapı da gelemezlerdi. Biraz daha bekledikten sonra üzerime sabahlığımı geçirip odadan çıktı. Kapının önüne geldiğimde önce kapı deliğinden kimin olduğuna baktım. Gelen Şeymaydı. Şeyma bizim evi bilmiyordu ki. Nasıl gelmişti? Kapıyı açıp;
"Kızım sabah sabah bu ne zır zır zır. Ayıp ya yeni evlilerin evine bu saatte gelinir mi? Hem sen bu evin adresini nereden biliyorsun? Daha önce hiç gelmedik."
"Tamam ya ben gideyim istersen."deyip surat astı.
"Off. Aferdersin. Hâlâ uykuluyum,dün bayağı yorulmuşum. Her yerim ağrıyor. Hoş geldin."
"Hoş buldum."deyince sarıldık.
"Geç içeri."deyip salona yönlendirdikten sonra kapıyı kapatıp yanına gittim. Berjellerden birine oturmuş üzerindeki montu çıkarıp koltuğun kenarına bırakmıştı. Ben de karşına oturdum.
"Ya dün biz yemek yedik ya. Yemek yerken sürekli aklımdaydın. Ben de Oğuza seni görmeden rahat etmeyeceğimi söyleyince beni buraya getirdi ama kapıdan geri döndük."
"Niye gelmedin ki?"
"Hem yorgundum hem de o an o gergin ortamı çekemeyeceğimi düşündüm."
"Ya keşke gelseydin. Aslında öyle gergin bir ortam yoktu. Hatta beklediğimden güzel geçti."
"Sevimdim senin adına. Bir de bugün şu toptancı işini halledecektik ya o iş iptal." Aslında sevinmiştim çünkü hiç gidecek halim yoktu ama bir kere söz vermiştim.
"Neden?"
"Dün konuşurken Oğuza söyledim. O da 'ikiniz kadın başına olmaz.' dedi. Öğlenden sonra Oğuzla çıkacağız. Ben hem dünün havadislerini alayım hem de bi evini göreyim dedim."
"İyi yapmışsın canım. Ben çayı ocağa koyayım,üzerimi değiştirip geliyorum."
"Tamam canım."ben ayağa kalkmıştım ki salon kapısından bir adet belinde havlu sarılı ,göğsü çıplak ve saçları ıslak Emir gördüm. Hemen koşar adım yanına gittim.
"Kim gelmiş?" Bir yandan üzerini kapatmaya çalışıyordum diğer yandan kaşlarımı çatıp yüzüne baktım.
"Bu ne hâl? Böyle yarı çıplak evin ortasında ne yapıyorsun?"
"Nasıl ne işim var. İnsan kendi evinde de mi rahat etmesin? İstediğim gibi dolaşırım. Aa... Şeyma gelmiş. Onun sabah sabah ne işi var burada. Daha kargalar bile kahvaltısını etmemiştir."elimi ağzına kapatıp salondan çıkarım. Mutfağa girdiğimizde kısık sesle konuşmaya başladım.
"Ya sussana duyacak! Ayıp. Hem ev ziyaretine hem de kahvaltıya gelmiş." Avucumun içinde bir yumuşaklık hissettiğimde Emirin avcumun içini öptüğünü fark ettim ve elimi çektim.
"Ne yapıyorsun?"
"Yeni evli çiftlerin evine sabahın köründe mi gelinir?
"Duyan da gerçek sanar. Hadi git üzerini giyin ben de kahvaltıyı hazırlayayım."önce bir adım geri gitti. Sonra baştan aşağı beni süzdü. Üzerime baktığımda hâlâ gecelik ve sabahlık vardı ama kendimi Emirin bakışlarıyla çıplak hissetmiştim. Geçen gece de beni böyle görmüştü ama hem karanlıktı hem de uyku sersemliği dikkat etmemişti. Üzerimdeki sabahlığı daha da kapatarak Emirin kolundan tutup merdivenlere sürükledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMIN KÖRDÜĞÜMÜ
General FictionAbim kollarını benden çekip yüzümü göğsünden kaldırarak buğulu gözlerime baktı. "Niye ağlıyorsun?" "Geldin! Yanıma geldin! Mutluluktan ağlıyorum." Tekrar saçlarımı okşarken Emir de yanıma gelip gözlerime baktı. Bakışlarım birkaç saniyeliğine Emire...