17.BÖLÜM

13.8K 586 15
                                    

Selamunaleykum Canlarımm😘😍

Yeni bölümü biraz geç yayımladım kusura bakmayın. Yeni kitaba başlayacağım onunla uğraşıyordum onun için bölüm gecikti.

İnşAllah beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur.

Ağlayan adam gifi bıraktım multimedya ya ama erkeklerin ağlamasına hiç dayanamam. Bölümü yazarken çok duygulandım. 😢😢

Oy ve özellikle yorumlarınızı bekliyorum💞

Keyifli okumalar😘😘

Önce ambulansı aradım. Adresi verdikten sonra telefonu kapatıp Emiri aradım. Emirin telefonu çalıyordu ama açmıyordu. Ayşe teyzenin merdivenlerden inmesiyle elinde Emirin telefonunu görmem bir oldu. Allahım! Telefonunu evde unutmuştu. Hira teyzenin gömleğinin ilk iki düğmesini açıp rahat nefes almasını sağladım ama başka bir müdahale yapmadım. Yanlış bir hareket onu ölüme götürebilirdi. Ambulansı aradıktan 20 dakika sonra gelmişti. Siren seslerini duyar duymaz kapıyı açtım. Bir kadın iki erkek görevliyi salona yönlendirdim. Hira teyzeyi sedyeye yatırıp kapıdan çıktılar. Ben de fortmantodaki çantamı alıp;

"Ayşe teyze Emir gelince hemen hastaneye gelsin. Ben telefonunu yanıma alıyorum." diyerek evden çıktım.

Ambulansın arkasına bindim. Hira teyzeye oksijen verip nabzını ölçüyorlardı, o ise tepkisiz bir şekilde yatıyordu. Çok korkuyordum... Ya kötü bir şey olduysa? Ya hastalığı kötü bir şeyse? Ben böyle düşüncelere dalmışken o sürede hastaneye gelmiştik. Ambulansın arka kapısı açılmış sedyeyi ambulanstan çıkarmışlardı. Ben de hemen arkalarından inip sedyeyle birlikte hastaneye girdim. Hızlı bir şekilde yoğun bakıma girerken hemşirenin beni durdurmasıyla olduğum yerde kaldım. Koridordaki koltuklardan birine oturup doktorun çıkmasını bekledim. Bekledikçe daha çok korkuyordum.

Yaklaşık bir saat geçmişti ama ne gelen vardı ne de giden. Emirde gelmemişti. Kapının açılmasıyla hemşire çıktı. Kalkıp kapıya yöneldim.

"Nesi var?"

"Ben bilgi veremem. Az sonra doktor bey çıkar. O sizi bilgilendirecektir." diyerek yanımdan geçip gitmişti.

Ben tekrar yerime oturup doktorun çıkmasını bekledim. Yaklaşık yarım saat daha geçmişti ama hala ses yoktu. Bu sırada bağırıp çağıran bir erkek sesi duydum. Ayağı kalkıp danışmaya doğru yürüdüm. Karşımdakini görmemle şok olmuştum. Bağıran Emirdi. Danışmadaki kıza bağırıp bir şeyler soruyordu. Yanına gidip kolunu tuttum.

"Emir!!!" Bana dönüp;

"Annem nerede?" dedi endişeli ve korkulu sesi.

"Yoğun bakıma aldılar." İkimiz de yoğun bakım kapısının önüne geldik. Beklemek çok zordu. Ne olacağını bilmeden, ne yapacağını bilmeden beklemek...

Emir duvara çökmüş öylece duruyordu. Yanına gidip;

"Emir yapma böyle. Bak daha ne olduğunu bilmiyoruz. Bırakma kendini." Kafasını kaldırıp bana baktı.

"Ne olduğunu bilmiyorsun. Yorum yapma..." diye bağırdı. Ben de ayağı kalkıp ona bağırdım.

"Söyle de bileyim o zaman. Ona göre yorum yapayım." Ayağı kalkıp karşımda durdu.

"Gerçekten duymak istiyor musun?"

"Evet bilmek istiyorum."

"Annem-" kapının açılmasıyla kapıya yöneldik. Emir ve ben doktorun tam önünde durduk.

"Anneme ne oldu? Nasıl, iyi mi şimdi?"

"Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum."

"Ben doktorum, açık konuşabilirsiniz. Hem annemin hastalığıyla ilgili bilgim var."

HAYATIMIN  KÖRDÜĞÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin