Selamunaleykum Canlar 😍
Nasılsınız arkadaşlar?
Ben de iyi sayılırım, biraz hasta olmuşum ama yavaş yavaş iyileşiyorum.
Geçen bölümdeki yorumlarınız için teşekkür ederim. Bu kitaba devam etmeye karar verdim. Haklısınız ara vermek olmaz ama benim için oy ve yorumlar çok önemli. Sizin fikirlerinizi merak ettiğim için yorum bekliyorum.
Neyse fazla konuşup başınızı şişirmeyeyim sabah sabah 😁
Siz bölümü okurken ben de kahvaltımı yapayım. Çay isteyen varsa gönderebilirim. Öpüldünüz 😘
Oy ve özellikle yorumlarınızı bekliyorum 💞
Keyifli okumalar 💕
Emir arabayı, içindeki korku ve öfkeyi atarcasına sürerken ben hâlâ olayın şokunu üzerimden atmaya çalışıyordum. Ahmet amca Hira teyzenin durumunun kötü olduğunu söyleyince nasıl hazırlandığımızı evden nasıl çıktığımızı bilememiştik. Emir hâlâ ağlıyordu... O mutluluktan uçan adam gitmiş saniyeler içinde onun yerine içindeki tüm kelebekleri öldüren bir adam gelmişti. Birkaç saniyede yıkılmıştı... Kendini kaybetmişti... Sanki yaşamla ölüm arasında bir boşluk açılmış Emir de bir anda o boşluğa düşmüştü. Annesine düşkün olduğunu, onu çok sevdiğini biliyordum ama bu kadar olduğunu tahmin etmemiştim.
Emir gaza biraz daha yüklenip bir an önce hastaneye gitmek için acele ederken bağırarak konuşmaya başlamıştı.
"Lanet olsun... Niye hep kötü şeyler oluyor? Niye tam mutlu oldum, herşey iyi olacak derken herşey bir anda ters gitmeye başlıyor?"
"Sakin olur musun? Hira teyzeye hiçbir şey olmayacak tamam mı?"
"Doktorun son kontrolde ne söylediğini sen de duydun. Bu krizi atlatamayabilir. Anneme bir şey olursa-"
"Doktorlar şu an müdahale ediyorlar zaten. Kötü düşünürsen kötü şeyler olur. Sakin olmaya çalış ve iyi şeyler düşün."
"Annem benim bu hayattaki her şeyim. Bu dünyadaki en değerli varlık benim için. Aylarca hastanede yatıp yediği sayısız iğne ve içtiği ilaçlardan dolayı acı çekmesine de dayanamıyorum ama ölmesine de izin veremem." Çok kötüydü... Ne söylersem söyleyeyim sakinleşmiyordu. Sürekli annesi ölmüş yada ölecekmiş gibi konuşuyordu. Elimi güç vermek ve sakinleştirmek istercesine direksiyonu tutan elinin üzerine koyup sinirden gerilmiş yüzüne baktım.
"Hira teyze güçlü bir kadın. Belki şu an orada savaş veriyor ama emin ol bu savaşı o kazanacak. Onun artık geride bırakacağı sadece oğlu değil. Senin gibi yaramaz bir çocuğu bırakmak istese bile beni bırakmayacaktır." Yüzündeki sertlik yumuşarken elimi dudaklarına götürüp öptükten sonra bana döndü.
"İyiki şu an yanımdasın. Karım, kadınım olman benim bu hayattaki en büyük şansım." deyip tekrar yola dönerken ben söylediklerinden dolayı utanmıştım. Televizyonda film ya da dizi izlerken çıkan sahnelerde bile gözümü kapatıp, kanalı değiştirirken bunu canlı canlı yaşayıp daha sonra bu konu hakkında konuşulması beni renkten renge sokmuştu. Utanılacak bir şey değildi belki ama yine de kendimi tuhaf hissetmiştim.
Kısa sürede hastaneye gelip hızlıca yoğun bakım odasının olduğu kata çıktık. Odaya doğru ilerlerken koridordaki koltukta oturan Ahmet amcanın yanına gittik. O da Emirden farklı değildi... Koskoca adam ağlamış ve dağılmış gözüküyordu. Ahmet amca bizi fark edince oturduğu yerden kalkmış bize doğru geliyordu. Emir babasını görünce daha da kötü olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMIN KÖRDÜĞÜMÜ
Ficção GeralAbim kollarını benden çekip yüzümü göğsünden kaldırarak buğulu gözlerime baktı. "Niye ağlıyorsun?" "Geldin! Yanıma geldin! Mutluluktan ağlıyorum." Tekrar saçlarımı okşarken Emir de yanıma gelip gözlerime baktı. Bakışlarım birkaç saniyeliğine Emire...