<Alıntı >

3.9K 183 12
                                    




Selamunaleykum Canlar 🙆

Biliyorum yine arayı uzattım ama size süper bir bölümle geliyorum desem😉

Hem gülüp☺ hem ağlayacağınız 😢ve bazı gerçeklerin ortaya çıkacağı keyifli bir bölüm geliyor.😎

Aslında birkaç notum var ama onları yeni bölümde  paylaşacağım.💭

Alıntıda romantik bir sahne paylaşayım demiştim ama sonradan dedim ki o kısımları  Instagram hesabımdan okuyun.  😊😄

Bu arada instagtam hesabımı paylaşmıştım ama bilmeyenler için tekrar paylaşıyorum #sesszlksever adıyla girerseniz benim sayfama ulaşmış olacaksınız. Burada paylaştığımdan hariç hikayeden farklı alıntılar ve duyurular da paylaşıyorum.

Neyse yine çenem düştü  sanırım, kısa tutayım dedim yine uzun oldu.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.  😘

Keyifli okumalar 😍






  Bir süre  hafif aksayarak ve karnımı tutarak yürüdükten sonra adamların görüş alanından çıkınca normal yürümeye başladım. Emir normal yürüdüğümü fark edince durup  kolumdan çıkarak bana döndü.

"Bir şeyin yoktu değil mi? Beni kandırdın." Elimi yüzüne koyup hafif  çıkmış sakallarını okşayarak çatılmış kaşlarını düzelttim.

"Evet,kandırdım... Kavga edecektin ve güzel günümüz mahvolacaktı. Tatsızlık çıksın istemedim."

"Ama adamlar temiz bir dayağı hak etmişlerdi. Bütün gece bizim masayı dikizlediler."

"Sarhoşlardı... Kafaları uçmuş zaten. Ne yaptıklarını ya da söylediklerini bilmiyorlardı. Hem... Boşver onları. Hadi sahile doğru yürüyelim." Emirin koluna girerek kumsala girip dalgaların yanında doğru  yürümeye başladık. Dalgaların sesi bu gerginliğin üzerine  iyi gelecekti.

Biraz ileride gitar çalıp şarkı söyleyen gençler vardı.  Onların olduğu tarafa doğru ilerleyip dalgalara yakın bir banka oturup sandaletlerimi çıkararak  ıslak kuma bastım.  Ayağımı kaldırınca  kumda oluşan ayak izim çok komik gözükünce birkaç kere daha tekrar edip Emirin ayağına baktım. O da sandaletlerini çıkarmış ayaklarını yumuşak kumun içine gömmüştü. Onun ayakları daha büyük olduğu için daha komik duruyordu. Emir kıkırdadığımı görünce  o da yüzündeki sert ifadeyi atıp, gülerek beni göğsüne çekti.

Saat ilerledikçe gitardan  gelen hareketli parçaların yerini daha slow ve nostaljik parçalar almıştı.  Bir ara düğünümüzde dans müziği olarak  çalan Sezen Aksu'nun ' hoşgeldin ' şarkısını da çalmış ve söylemişlerdi. Şarkıyı dinlerken geçmişe gitmiştim... Yaşadıklarım canlanmıştı sanki... Babamın ölümü, annemin evlilikle ilgili ısrarı, evlenmek istemeyişim, evlenmem, annemin ortalardan kaybolması, Emirle yaşadığımız problemler, bebeğimin olacağını öğrendiğim zamanlar, diğer bebeğimi kaybedişim ve sonrasında yaşadıklarım... Hayat birkaç dakikalığına film şeridi gibi geçmişti gözümün önünden. Sanki tekrar yaşamıştım o anları...
İçimdeki  bazı burukluklar geçmiyordu. Can kırıklarını bir türlü atamıyordum. Affedemiyordum... O küçük kız çocuğu hep ağlıyordu.

Mutlu muydum?  Mutluydum... Emirin sevgisi ve bebeğimin sağlıklı oluşu mutluluk sebeplerimdi.

Huzurlu muydum?  Huzurum boş  yere ve boş  şeyler yüzünden  bozulmadıkça sevdiğim adamın yanında huzurluydum.

Seviyor muydum?  Bu zamana kadar ne kadar mecburiyet desem de insan sevmediği şeyleri mecburiyetten de olsa yapmazdı.  Şu an Emirin yanındaysam, buradaysam onu sevdiğim içindi...

Kalben affetmek ve verdiğim şansı sonuna kadar kullansın istiyordum. Bunun için elimden geleni yapıyordum  hatta onun da elinden geleni yaptığını biliyordum ama olmuyordu. Ona doğrulmayan tarafımı nasıl doğrultacağımı bilemiyordum. Elimde olan bir şey  değildi  olmuyordu...

Ortamdaki gitar sesi hariç huzurlu sessizlikten sonra Emirin sesiyle düşüncelerimi bir kenarı bırakıp onu dinledim.

"Biliyorum, halâ kırgınsın... Ne kadar affetmeye çalışsan da tam olarak rahatlatamadın  içini. Aslında bunun için buradayız. İçinde  bana karşı ufacık da olsa kötü bir his olsun ya da kalsın istemiyorum. Bağır, çağır... O kırgınlığını içinde tutma... İlerleyen zamanlarda o kırık çatlak olur ve çatlak bir gün paramparça olur. İçindeki  o parçalarda en çok senin canını yakar. Canın yansın istemiyorum... Beni affet ve tüm kalbinle sev istiyorum. " Söylediklerini şaşkınlıkla dinlemiştim. Sanki az önce içimden geçirdiğim  şeyleri duymuştu ve onlara cevap olarak böyle konuşuyordu.

"Evet, hâlâ kırgınım. Ama bu öyle kolay veya çabuk geçecek bir şey değil maalesef. Çok şeyler yaşadık, belki daha da yaşayacağız. Ama ben yaşadıklarımı unutmak ve yaşayacağım iyi veya kötü şeyler için  yanımda bana güvenen birini istiyorum."  Beni göğsünden çekip dolan gözleriyle  gözlerimin içine baktı.

"Emin ol... Seni tüm kalbimle, bedenimle ve ruhumla  seviyorum. Ama-"

"Ama bana güvenmiyorsun. Peki neden?"

"Hayır... Tabi ki de güveniyorum. Ben sadece çevrende  sana zarar verebilecek olan insanları, iyi niyetli olduğun için anlamadığını ve bu yüzden üzüleceğini  bildiğim için seni korumaya çalışıyorum."

"Beni kırarak mı  korkuyorsun? Seviyorum diyorsun, insan sevdiğini  kıra  kıra mı sever?"

Yine sessizleşmişti... Çünkü o da biliyordu kırmak için değil de kırmamak için çabalaması gerektiğini...












































   

HAYATIMIN  KÖRDÜĞÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin