Selamünaleyküm Canlar 🙌
Biliyorum bölüm yine gecikti ama bu sefer benden kaynaklı bir şey değil. 😣
Tatil dönüşü telefonum bozuldu ve yapımı biraz uzun sürdü.😒
Sizi bekletmek benim de hoşuma gitmiyor ama maalesef bölüm aralıkları biraz uzun oluyor.
Buna en yakın zamanda çare bulacağım İnşallah, az kaldı. 😉Bölüm bu zamana kadar yazdığım en uzun bölüm oldu. (11450 kelime)
Umarım beğenirsiniz 😊Multimedya ~ Ela ve Can
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 😘
Keyifli okumalar 😍
Karnıma giren küçük kramplar iyi şeyler duymayacağımın habercisiydi. Zaten ne zaman kısa bir mutluluk yaşasak mutsuzluk bizi kıskanıyormuş gibi hemen yakamıza yapışık hayatımızdaki yerini unutturmuyordu. Ama hiç şaşmıyor hep bu sıralamada ilerliyordu. Tam toparlanırken, bir şeyler yoluna girerken, ' tamam artık olduk, bundan sonra böyle devam eder' derken daha sözüm bitmeden herşey tepetaklak oluyordu. Acaba benim hayatımda mı bir uğursuzluk vardı? Sorun bende miydi yoksa hayatımdaki insanlarda mı? Ne zaman sonsuz bir mutluluğa kavuşacaktım acaba! Yoksa bu da diğerleri gibi içi boş ama düşüncesi bile mutlu eden bir hayal miydi?
Emir kadını ve çocuğu koridorun sonundaki misafir odasına yerleştirirken bana da odaya çıkıp beklememi söylemişti. Normalde bu dediğini yapmak yerine orada hesap sorardım ama anlatacaklarının ayak üstü konuşulacak şeyler olmadığını söyleyince yanımdan endişeli bir halde geçen kadının ve annesinin eline sıkı sıkıya sarılmış az öncekine nazaran sessizleşen çocuğa aldırmadan odaya çıktım.
Kapıyı kapatırken biraz sesli kapatmış olacağım ki ,bence sinirle çarptım ama farkında değilim, beşiğin kımıldadığını gördüm. Sessiz adımlarla beşiğe yaklaşıp yatırdığımın aksi yönüne dönmüş kızımın, beline kadar açılan örtüsünü tekrar omzuna kadar çekip bebek kokusunu da içime çektim. İçimdeki endişeli yanı bastırmak için onun kokusundaki huzura ihtiyacım vardı. Burnumu boynuna yaklaştırıp o mis kokudan birkaç kere daha içime çekip bambaşka alemlere dalmışken kapının açılıp kapanma sesiyle başının üstüne minik bir öpücük konudurup kafamı kaldırdım. Emir küçük adımlarla yanıma yaklaşırken boynunu hafif uzatıp beşiğin içine doğru baktı.
"Uyanmış mı?"
"Hayır, uyuyor. Üstü açılmış onu örttüm." O da beşiğin yanına gelip Periyi açıkta kalan elinin üstünden öptükten sonra; " Mis kokulu güzel kızım benim." diyerek birkaç saniyelik huzurdan sonra yine aşağıdaki gergin haline bürünmüştü. Beşikten uzaklaşıp berjere yönelirken ben de kızımı son bir kez kontrol edip onun peşinden yatağa yöneldim.
Boynundaki kravatı gevşetirken, gergin bedeniyle yığılır gibi berjere oturup stresten titreyen ellerini kontrol etmeye çalışarak kravatı sökercesine boynundan çekip berjerin kolçağına bıraktı. Gömleğinin üstten birkaç düğmesini açıp sanki kendini sakinleştirmeye çalışıyormış gibi birkaç derin soluk aldı.
O sakinleşiyordu belki ama yaptığı her hareket beni daha çok korkutuyor ve geriyordu. Karşı karşıya gelecek şekilde yatağa oturdum. Odada oluşan kısa sessizlikten sonra daha doğrusu ellerinin titremesi geçince kısık sesle konuşmaya başladı.
"Leyla teyzezinin bir kızı vardı, hatırlıyor musun?" Sorusuna şaşırsam da beynim direkt sorunun cevabını bulmak için belleğimi yokladım.
Çok net olmasa da hâyâl meyâl hatırlıyordum. Ortaokul son sınıfa geçtiğim senenin yazında bahçede abimle top oynayıp bir yandan da sade kahvesini bıyığına bulaştırmadan bilgisayarıyla uğraşan babamı izlerken bahçe kapısından benim yaşlarımda hatta belki benden de büyük bir kız çocuğu endişeli gözlerle etrafı inceleyerek eve gitmişti. Ben kim olduğunu merak edip abimin söylenmelerine rağmen oyunu bırakarak bahçe kapısından eve girince Leyla teyzeye sarılıp ağlaştıklarını görmüştüm. Leyla teyze eşinden boşandıktan sonra kızının velayeti eşinde kaldığı için çok sık görüşememişlerdi ama ara sıra bize gelir giderdi. Bazen hafta sonları kalırdı ama neredeyse hiç karşılaşmamıştım. Sessiz bir tipti belki de içine kapanık ya da çekingen... Bilemiyorum... İsmi Elaydı yanlış hatırlamıyorsam.
Lisenin sonlarına doğru neredeyse hiç görmemiştim. Nedenini bilmiyorum ama Leyla teyze çok üzülmüş bazen geceleri mutfağa inerken annem ve babamla konuştuklarını bile duymuştum ama nedenini sormamıştım. Zaten beni de ilgilendiren bir konu olduğunu düşünmemiştim. Belki de babasıyla kalmaya karar vermiş ya da annesiyle tartışıp küsmüş bir daha da gelmek istememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMIN KÖRDÜĞÜMÜ
Ficção GeralAbim kollarını benden çekip yüzümü göğsünden kaldırarak buğulu gözlerime baktı. "Niye ağlıyorsun?" "Geldin! Yanıma geldin! Mutluluktan ağlıyorum." Tekrar saçlarımı okşarken Emir de yanıma gelip gözlerime baktı. Bakışlarım birkaç saniyeliğine Emire...