MERHABALAR..
BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM :)) DOĞUM GÜNÜM ŞEREFİNE ERKEN GELEN BİR TANITIM HAZIRLADIM SİZLERE..
KEYİFLİ OKUMALAR..
SELİN..
...
Bol bol yüzüme su çarpıp kendime gelmeye çalıştım. Başım zonkluyordu. Miden altüst durumdaydı. Boğazım acıyordu. Kalbim ateş almıştı sanki. Nefes almakta zorluk çekiyordum. Kulaklarım çınlıyordu. Burnum aktığı için sürekli çekiyordum ve genzim yanmaya başlamıştı. Gözlerim daha da kızarmıştı. Boş boş aynada kendime bakarken Nazlı geldi ve beni toparladı.
Tekrar yatağa yatırıp üzerime ince bir örtü serdi. Cama doğru dönüp cenin pozisyonu alarak ellerimi başımın altına koydum. Şuan beni Ali görse kesin kediye benzetirdi. Dudaklarım yukarı kıvrıldı bu düşünceyle kısacık bir süre. İrkildim bir an. Gerçekle yüzleştim tekrar.
Onu terk etmiştim, onu kaybetmiştim..
Ağlamam geçmiş sadece boş bakışlarla, gözlerimi cama sabitlemiş geceyi izliyordum. Gözümde tek zerre uyku yoktu. Yavaşça kapımın açılmasına dahi tepki veremedim. Gelen ya Nazlı ya da annemdi zaten. Ve Nazlı usulca gelip yanıma oturmuştu. Gözlerimi ona çevirdiğimde, dudaklarını dişlediğini gördüm ifadesizce. Kesin bir şey olmuştu!
''Söyle Nazlı.'' Dedim umursamaz bir ses takınarak. Bakışlarımı yine camdan geceye çevirdim. Bir şey olmuştu ve kesin Ali'yle ilgiliydi. Yine ne yapmıştı ki!
Nazlı'dan ses çıkmıyordu ve ben sıkılmaya başlamıştım. ''Ee Nazlı? Söyle..'' dedim tekrar, sesimin güçlü çıkmasına uğraşarak. Zaten başım ağrıyordu!
''Hıı?'' dedi, uyanır gibi. Daldığı düşüncelerden çıkarak, gözlerimiz birbirlerini buldu.
''Ne yapmış Ali? Söyle... Kesin o değil mi? Savaş haber verdi.'' Diyerek söylendim, homurdandım.
''Kaza yapmış...'' dudaklarından dökülen kelimeler kulaklarımın çınlamasına neden olmuştu. Kelimeler beynimde yankılanıyordu. Ali. Kaza. Yapmıştı. Ağır çekimdeymiş gibi yatakta doğruldum. Gözlerim Nazlı'dan ayrılmadı. Yaşlar birikmeye başlamıştı.
''Nn-nasııl?'' diye kekeledim. Anlamaya çalışıyordum, kaşlarım çatılmıştı anlamayarak. Daha yanından ayrılalı iki saat anca olmuştu.
''Bilmiyorum. Ameliyattalarmış ikiside.'' Dedi, ellerimi sıkıca tutarak. Gözlerimdeki yaşlar yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı bile..
''İkisi?'' yanında kim olabilirdi ki? Hem de benden ayrıldıktan hemen sonra.. Bir kadına gitmiş olamazdı değil mi?
''Didem ve Ali.'' Dedi Nazlı bana sarılırken. Beynim düşünme yetisini kaybetmiş olduğundan yeni idrak ediyordum olabilecekleri ve yapmam gerekeni. Hemen hızlıca başımı sallayıp olumsuzca, Nazlı'dan ayrıldım. Hızlıca üzerime bir şeyler geçirdim. Aynı zamanda aklımda bir sürü soru vardı, düşünüyordum.
Ali çok dikkatliydi böyle konularda. Fazla hız yapmaz ve dikkatli araba kullanırdı. Acaba benim yüzümden mi olmuştu? Sırf ona karşı geldim diye mi yapmıştı? Durumu nasıldı ki? Aklımda oluşan bir sürü soruya rağmen attım kendimi dışarıya, hastaneye gidip gözlerimle görecektim onu..
Hastaneye nasıl gittiğimi bilmiyorum. Ali'ye bir şey olduğu, canının yandığı düşüncesine bile şuan tahammülüm yoktu. Gözlerimden yaşların akmasına engel olamamıştım. Durumu nasıldı? Canı çok acıyor muydu? Nasıl olmuştu kaza? Benim yüzümden miydi? Kendimi bu kadar sorumlu hissetmemin nedeni neydi? Neden ben canını yakmışım gibi hissediyordum? bile bile yapmış olamazdı değil mi? Kendine isteyerek zarar vermiş olmazdı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE'NİN MAVİ KARANLIĞI (TAMAMLANDI!)
FanfictionGECE, güçlü bir kadın hikayemde.. Peki neden güçlü? Çünkü bende bir kadınım. Hatta çoğunuzdan yaşça çok büyük bir kadınım.. Çünkü ben güçlü kadınları severim. Sadece erkek egemenliğinde, erkek parasıyla ayakta duran kadınlara ve ataerkil bir topluma...