Not: İtalik yazılı yer yazarın ağzındandır.İlk olarak bu bölümü söz verdiğim üzere yeni başlayan arkadaşlığımız adına paylaşıyorum. O kendini biliyor..😈
Yine yorumlarınızı ve yıldızınızı bekleyeceğim okuyucularım, inşallah beğenirsiniz..🤗
..
SELİN'den..
Sabah erkenden uyandım. Duşumu alıp, hazırlanmaya başladım. Bugün ilk iş günümdü şirketimde ve güzel olmalıydım. Kırmızı desenleri olan ve kolları düşük rahat bir elbise giydim. Saçlarımı açık bırakıp gözlerimi ortaya çıkaran bir makyaj yaptım. Hazırdım.
Bugün şirkete taksiyle gidecektim, maalesef hala bir arabam yoktu. Babamla bir an önce bu konuyu konuşmalıydım. Sonuçta işe her gün taksiyle gidemezdim..
Hazır olduğuma emin olduğumda aşağıya indim. Kalbim heyecanla atıyordu, heyecanlıydım. Öncelikle ön bahçeye çıkıp, hazırlanan kahvaltı masasından birkaç bir şey ağzıma attığımda Emine teyze doğru düzgün yemem için söylenmelere başlamıştı bile. Onu kırmak istemesem de masaya oturacak vaktim yoktu. Masanın ortasında bulunan vazodaki renkli çiçeklerden sarı olanı dikkatimi çektiğinden, onu vazodan alıp kulağımın arkasına sıkıştırdım. Ben çiçekleri severdim en çokta papatyaları severdim..
Çantamı alıp, son kez kendime baktım aynada ve çıktım. Taksiye binmeyi düşünüyordum ki onu gördüm. Siyah parlayan arabasının kenarına dayanmış, elleri göğsünde ve ışıldayan sarı saçlarıyla beni bekliyordu. İşte o benim beyaz atlı, pardon siyah arabalı biricik prensimdi ve ilk iş günümde beni yalnız bırakmamıştı. Yaşasındı! Gerçi ikimizde aynı yere gidecektik ve bana beni alacağını söylememişti Ali Beyciğim..
Yavaş adımlarla ona doğru ilerlerken ben, başını kaldırdı ve beni gördü. Anında değişen vücuduyla kendine gelircesine toparlanırken, güneş gözlüklerini çıkardı yavaşça tek eliyle. Gözlerinin kısıklığından, bende bir şey olup olmadığını bir an düşünsem de aynada son kez baktığımda gayet iyi olduğumu biliyordum.
Emin adımlarla ona doğru yavaşça yürürken, gözlerinin ışıldadığının farkına vardım. Dudakları da serserice kıvrılmıştı. Demek ki o kadar güzel ve dikkat çekici olmuştum..
O kırmızı kısa elbisesi her adım attığında hareketlenirken, omuzlarını açıkta bırakan o kumaş parçasına içinden küfürler savuruyordu Ali. O kadar güzel olmuştu ki..
Prenses gibi yavaş yavaş adımlıyor, hafifçe esen rüzgar saçlarını savuruyordu. O kulağının arkasına sıkıştırdığı çiçeği, onun sadeliğini ve zarifliğini kanıtlıyordu.
Çiçekler açtıran bahar gibiydi..
İşte Ali en çokta Selin'in doğallığına aşıktı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE'NİN MAVİ KARANLIĞI (TAMAMLANDI!)
FanfictionGECE, güçlü bir kadın hikayemde.. Peki neden güçlü? Çünkü bende bir kadınım. Hatta çoğunuzdan yaşça çok büyük bir kadınım.. Çünkü ben güçlü kadınları severim. Sadece erkek egemenliğinde, erkek parasıyla ayakta duran kadınlara ve ataerkil bir topluma...