29. bölüm YÜZLEŞMELER SİLSİLESİ

1.8K 84 96
                                    


Uzun bir bölümdü..

Beğenmeniz dileğimle,

Keyifli okumalar..

..

SELİN'den..

Tuğçe'lere geldiğimizde öncelikle orada güzelce karnımızı doyurmuş sonra da yerleşmek ve birazda olsa dinlenmek için Ali'lerin yazlığına geçmiştik.

Ben sessizce Ali'nin benim için gösterdiği odaya yerleşmiş ve hemen yatağa kendimi bırakmıştım. Uykum yoktu. Ali'nin kolları arasında eski günlerdeki gibi güzel bir uyku çekmiştim. O anı düşündükçe kanımın damarlarımda hızla aktığını hisseder gibi vücudumu sanki karıncalar basıyordu. Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp ısırmadan edemedim tebessümle.

Onu düşünmek bana zaten böyle bir etki yapıyordu ama Ali'nin son anımızda, arabadan inmeden hemen önce bana dedikleri de içime bir hüzün çöktürüyordu.

Onu düşünmek dağın zirvesinden manzaraya bakarak bol oksijen almaksa, bana yapacakları olduğunu bilmek yerin altında oksijensiz kalmak gibiydi.

Nefes alamaz gibi olduğumda ellerimi karnıma dayadım. Düşünmeliydim.. Ali'nin bana yapacakları için hazırlıklı olmalıydım.

Bizim için olan ve bitmesi gereken şeyle neyi kastetmişti? Daha fazla canımı acıtmak için ne yapabilirdi ki?

Ve ayrıca.. Ali yüzünden canım daha ne kadar yanabilirdi?

Tabi ben daha neler yapabileceğinin, daha ne kadar acımasız olabileceğinin şimdilik farkında değildim..

Düşüncelerime dalmışken, Gökhan'dan telefon gelmişti. Yatar pozisyonumu bozup yatağa oturduğumda telefonu cevapladım. Gökhan gelmişti ve taksiyle gelmeyi ısrar etse de ben onu almak için geleceğimi söyledim. O benim için o kadar şey yaparken, ben onu elin taksilerine bırakamazdım. Hem biraz da olsa hava alır, kafa dağıtırdım ve vakit geçirirdim. Savaş'tan arabasını isterdim olur biterdi.

Hemen aşağıya salona indim. Nazlı veya Savaş'ı ararken evde, onu gördüm. Merdivenlerden benim sesimi işittiğinde birkaç saniye göz göze geldik. Çekinerek yanına doğru ilerledim. Koltuğun birinde oturmuş telefonuyla ilgileniyordu ve beni gördükten sonra da aynı şekilde devam etti. Ben de etrafıma bakınıyordum bizimkileri arar gibi..

''Ali bizimkiler nerede?'' derken elime telefonumu vurmaya başladım sabırsızca.

''İşimiz var diyerek gittiler.''

Bana bakmamıştı bile konuşurken. ''Hadi ya..'' derken sıkıntıyla saçlarımı arkaya doğru tarar gibi yaparak savurdum.

''Bir şey mi oldu?'' dedi, arabadan indiğimizden beri ilk kez bana daha uzun bakarak. Ama ilgisizce bir bakıştı tabi..

''Arabasını isteyecektim Savaş'ın..'' dedim.

''Bir yere gitmek istersen götürebilirim..'' dedi mekanik bir sesle, duygusuzca..

''Aslında Gökhan gelmiş, onu almaya gitmek istedim sadece..'' sonra düşündüm. '' Ben taksiyle giderim.'' derken kapıya doğru yöneldim. Onun arabasını kullanmak istemiyordum. Ondan zaten hiçbir şey istemiyordum..

''Birlikte gidelim.'' dediğinde ona doğru döndüm tekrar, yerinden kalkmıştı bile.

''Gerek yok Ali senin işlerin vardır. Ben hallederim..'' dedim sıkıntıyla.

Onunla Gökhan'ı almaya gitmek istemiyordum..

''İşim yok. Vakit geçer..'' dediğinde önüme bile geçmiş kapıyı açarak bana dönmüştü. ''Hadi..'' dedi.

GECE'NİN MAVİ KARANLIĞI (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin