4.bölüm, KARŞILAŞMA..

2.2K 125 17
                                    


KEYİFLİ OKUMALAR OLSUN..

SEVGİLERLE..

..

"Bir kar tanesi olsam mesela. Pencerene düşsem. Ahh o gözlerine baka baka erisem.."

..

SELİN'den..

Yaşadığım o kötü olaydan sonra tam 1 hafta geçmişti. Neredeyse kendimi toparlamıştım ailem sayesinde. Ama hala içimdeki nefret geçmemişti.Yavaş yavaş soğuyacak olan bir şeydi, biraz daha sabredecektim..

Onu telefondan ve sosyal medyadan tamamen engellemiştim. Ama ikizimi rahatsız ettiğinden emindim, o bana söylemese de. Eve gelme cesaretini göstermeyeceğini de çok iyi biliyordum..

Unutacaktım, kendime söz verdiğim gibi. Sadece biraz zaman alacaktı o kadar.

Hiç dışarı çıkmadım bu süre içinde. Sadece ailemle vakit geçirdim. Birinin işi varsa diğeri başımdaydı hep. Hiç yalnız bırakmamışlardı beni. Her gün beni eğlendirmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlardı.

Unutmamı istiyorlardı, eskisi gibi olmamı, gülüp eğlenmemi..

Artık istedikleri gibi olacaktım.

Okula da gitmemiştim bu süre içinde. Oyunculuk okumak çok zordu. Yani hayalini kurduğumu bilmesem hayatta okumazdım. Yoruyordu beni. Ama diğer yandan çok eğlenceliydi. Okulda oynadığımız oyunların provalarında çok eğlenirdik mesela, birkaç dakika süren tiratlarla ne dalga geçerdik.

Özlemiştim; okulumu, arkadaşlarımı, hocalarımı..

Hasta olduğumu, yani okuldaki en yakın arkadaşım Gizem öyle demişti onlara, duyan tüm arkadaşlarım da aramıştı. Herkes iyi olmamı istiyordu..

Onları düşünerek artık okula gitmem gerektiğini düşünmüştüm. Hem kafam dağılırdı. Eğlenirdim. Bütün gün evde oturmak ilk başlarda iyi geldiyse de artık iyi gelmiyordu, sıkıntıdan patlamıştım. Evde sürekli oturamazdım ki, hayatıma bakmalıydım.

Yeni hayatıma artık başlamalıydım..

..

Pazartesi sabahı erkenden uyandım. Bugün özlediklerime kavuşacaktım. Yeni bir hayat beni bekliyordu. Gülümseyerek esnedim yatağın içinde. Saatime baktım, 7:00 idi.

Yavaşça kalktım. Camı açıp biraz nefes aldım, temiz havayı bol bol içime çektim.

Hafif bir güneş vardı, yavaş yavaş doğduğu anlaşılıyordu. Sabahları güneşle uyanmak nasılda harikaydı öyle..

İçimde bir mutluluk vardı anlam veremediğim..

Bu mutluluğun nedenini henüz bilmiyordum tabi..

Perdeleri çektim güneşin içeri girmesine izin verdim önce, sonra da duşa girdim.

Duştan çıktığım gibi saçlarımı kuruttum. Ne giyeceğime karar verdim. Üzerime hardal sarısı ince kazağımı, altıma siyah külotlu çorap üzerine siyah kısa deri eteğimi geçirdim. Aksesuarlarımı taktım. Saçlarımı açık bıraktım. Makyajımı da yaptıktan sonra hazırdım.

Aynada kendimle gurur duyar gibi baktım yansımama. Ne kadar güzel olmuştum. İşte gerçek Selin Yılmaz buydu.

Annem kahvaltı hazırlamış çıkmıştı. Nazlı kahvaltı ediyordu. Gözleri beni bulduğunda sırıttı.

''Vay arkadaş sen bu kadar güzel miydin be? Unutmuşum valla ikizim. Özlemişim bu kokoş hallerini.''

Ben de sadece gülümseyerek günaydın dedim. Yanına oturdum. Birbirimize öpücükler gülücükler gönderdik karşılıklı. Kahvaltımızı edip, çıktık.

GECE'NİN MAVİ KARANLIĞI (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin