I'm A Bad Girl

977 61 19
                                    

Sana
Kızın pek de hızlı olduğu söylenemezdi. Sınıfa girdikten hemen sonra ben de girdim ve kapıyı kapadım.
"Ne yapıyosun?!"
"B-ben hiçbir şey!"
Bunu söylerken yüzüme bakmıyordu. Arkası bana dönüktü. Ona doğru ilerledim. Arkasına geldiğimde kapşonunu indirdim. Kapşonunu indirmemle rengarenk saçlarla karşılaşmam bir oldu.
Hangi şizofren saçlarını gökkuşağı gibi göstermek ister ha?
Onu kolundan tutup kendime çevirdim. Ve bembeyaz teni olan tek göz kapaklı bir kızla karşılaştım.
"Ten rengin çok güzel..."dedim ve birden onu duvara itip kollarımı yanlarına koydum.
"O güzel teninde kırmızılıklar olsun istemiyosan gördüklerini kimseye anlatmazsın huh?"
Gözleri kocaman olmuştu ve ayrıca yüzü kızarmıştı. Korkuyla kafasını salladı.
Kulağına eğildim ve fısıldadım.
"Sen akıllı bir kızsın..."
"Ne oluyo burda?"
Hızla kafamı çevirdim. Chaeyoung bize bakıyodu.
"Huh? Burası senin sınıfın mı?"
"Evet ama siz ne-"
"Güzel o zaman şeyle..."
"D-dahyun."
"Dahyun'la aynı sınıftasın. Kendisi iyi bir kız!" dedim ve ona baktım. Gözleri tekrar büyüdü ve bana baktı.
"İyi dersler kızlar!"dedim ve sınıftan çıktım.
Sınıftan çıkınca durdum ve derin bir nefes aldım.
Bu zübbelik yaptığım az zamandan biriydi. Aslında bunu yapmaktan nefret ederdim. Ama yapmam gerekmişti...
Sevdiğim kız için...
Okulun yarısı benden hoşlanırken benim Tzuyu'yla bu durumda olduğumu bilseler kesin onu öldürürlerdi. Yani onun beni istemediğinden bahsediyorum...
***
Çalan zille sınıftan çıktım ve kantine yöneldim. Kantine girdim ve kahve alıp arka masalardan birine geçtim. Kimse yanıma gelmeden önce kafamı masaya koydum. Böyle yaptığımda yorgun olduğumu düşünüp gelmiyorlardı. Kafamı yavaşça kahve içmek için kaldırdığımda Tzuyu'yu gördüm Chae'yle birlikte bir şeyler yiyordu. Ama onun gözleri yemekte değildi.(YĞ:Evet,bakmadan yiyo ndjdjdkmdmd)
Baktığı yeri görünce sinirlerim gerilmişti.
Bir insan neden her tenefüs kantine iner yav?
Evet Momo'ya bakıyordu ve ben Momo'nun geçen tenefüs de kantine indiğine emindim... Gözlerim dönmüş bir şekilde kahvemi de aldım ve kantinden çıktım. Sınıfa çıktığımda bir kişi dışında kimse yoktu. Kızı da tanımıyodum zaten. Tek bildiğim okuldan bana yavşamayan Tzuyu dışında tek kişiydi.
Yerime doğru ilerledim ve o gömüldüğü kitaptan kafasını kaldırıp bana bakma gereği bile duymadı. Yerime oturdum ve onu izlemeye başladım. Kafasını hiç kaldırmadan okuyordu ve çok hızlıydı.
Okuduğu kitabın ne olduğunu bakmaya çalışırken kitabın Japonca olduğunu fark ettim. Koreli birinin Japonca bir kitabı bu kadar hızlı okuması imkansızdı. Demekki kız Japon!
"Koreceni geliştirmek için Korece kitap okumalısın Japonca değil!"
Kafasını yine kaldırmadı.
"Ne yapıp yapmayacağımı sana soracak kadar düşmedim..."
"Ne? Anlamadım!"
Anlamıştım ama yanlış anlamış olmak için dua ediyodum.
"Şaşırmadım!"
Ben vericek bir cevap bulmaya çalışırken birden kapı açıldı ve içeri Nayeon girdi. Kız Nae'nin girmesiyle kulaklığını taktı.
Nae kıza bakarak yanıma geldi ve önüme oturdu.
"Çok garip biri değil mi?"
"Hı hı..."
O sırada birden kapı açıldı ve içeri birisi daha doğrusu birileri girdi.
Giren kızıları okulda hep görüyodum ama aynı sınıfta değildik. Daha çok bir çeteyi andırıyorlardı. Ve başları öndeki kısa saçlı kız gibiydi.
"Naeyonnie. Seni bu sabah göremedim..." dedi ve yaklaşıp kulağına eğildi.
"Seninle tekrar eğlenmeyi çok isterdim..."
Naeyeon hızla kafasını kaldırdı ve bana baktı.
"Sana...yanlış anlama!"
Hayır anlamında kafamı salladım ve gözlerimi kıza doğrultum.
"Bu da kim? Kız arkadaşın mı? Yoksa platoniğin mi?"
Nayeon'a baktım. Yüzü kıpkırmızı olmuştu.
"Ah sen şu şeysin şey...Hmm...Şu seksi Japon!"
Daha demin bana laf sokan kız bir süreliğine kafasını kaldırdı ve tekrar indirdi.
"Evet oyum! Sen de şu şeysin... Imm... Şey... Neydi? Ah evet! Sadece bir şeysin..."
Yüzünde sinirli bir ifade oluştu ve kolumdan tutup beni duvara itekledim.
"Canını yakmamı bu kadar istiyo musun cidden?!"
"İstesemde yapabileceğini sanmıyorum."
"Hem de o kadar güzel yaparım ki... Kendi yöntemlerim var!"
Elimi beline sardım ve onu kendime çektim.
"Görmeyi çok isterim..."dedim ve göz kırptım.
Yüzü cidden kızarmıştı!
Beni itekledi.
"Hadi gidelim!"dedi ve sınıftan çıktılar. Onlar gidince ben de yerime oturdum. Nayeon'un hala yüzü kırmızıydı.
"Bazen böyle yapmadığın sürece başından gitmiyorlar..."
"E-evet!"
"Hadi ama Nae! Şu yüzündeki ifadeden kurtul domatese benziyosun! Onun dediğine böyle olduysan o haklı ben senin kız arkadaşınım!"
Nae şaşkınlıkla gözlerini bana dikti. O benden hoşlanıyodu. Geçen yıl bunu fark etmiştim.
"Kızım ve arkadaşım!"dedim ve göz kırptım.
"Ş-şey evet..."
İçeriye Momo'nun girmesiyle ikimiz de gözlerimizi ona çevirdik.
Sırasına gitti ve kitabı çantasına koydu. Beni takmayan kız Momo gelince kafasını kaldırdı. Momo ona gülümsedi ve çantasından başka bir kitap alıp yanımıza geldi.
"Napıyosunuz?"
"Aish! Bizimle konuşurken şunu elinden bırak."dedi ve kitabı elinden alıp sırasına koydu Naeyeon.
"Jungyeon kıpkırmızıydı... İyi iş Sana!"dedi ve bana sırıttı. Ama ben ona sırıtmadım hatta suratına yumruk atmak istiyodum.
Yutkundu ve gülümsemesini sildi.
"Sana."
Kafamı Nae'ye çevirdim.
"Bu gün Tzuyu'yu nereye götürdün?"
Yutkundum.
"Ah şey... Bilirsin o küçük! O savunmasız falan... Ben de ona süt aldım..."
"Ne alaka?"
"İçimden geldi..."
"Neden tam benimle konuşurken?"
Kafamı Momo'ya çevirdim.
"Çünkü canım öyle istedi..."
"İyi!"dedi ve kalkıp kendi sırasına gitti. Momo zeki bir kızdı ama bu tür duygusal konuları anlayamayacak kadar da odundu!
***
Onu bekliyodum...
Derste uyumuştum ve Momo ve Tzuyu'nun mutlu geleceğini görmüştüm. Bunun olmasını istemiyordum. Engellemem gerekiyordu.
Momo kütüphaneye gelmemişti. Ama Tzuyu gelebilirdi. Sonuçta o da inekti...
Ve onu gördüm. Etrafına bakındı ve masaya doğru ilerledi.
"Momo'yu bulamadın mı?"dedim gayet ciddi bir şekilde.
Korkmuş gibiydi. "Ha-hayır..."
Yavaş adımlarla üzerine doğru yürüdüm. Mantığım buna izin vermiyodu ama kalbim...
O gitmemi söylüyordu.
O masayla arama aldım ve bakışlarımı dudaklarına indirdim.
"Senin bu dudaklarını ne kadar uzun süre düşledim biliyo musun?"dedim ve istemsizce dudaklarımı yaladım.
"Ve şu anda benden sadece birkaç santim uzakta..."
Ona yaklaşmaya başladım. Gözlerimi kapattım. Ben onun dudaklarıyla buluşmayı beklerken o bana tokat attı.
Beni itekledi ve koşarak çıktı.
O çıkınca Momo'yla göz göze geldik.
"Cidden neler oluyo?"
"Cidden neden yaşıyosun ki?"

Twice'daki bütün üyeler çıktı! Oy ve yorumlarınızı bekliyorum...

I'm MinatozakiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin