Momo
Karamel...
Karamel gibi kokuyordu...
Bunu tavana bakarken düşünüyordum. İlk defa aklımda Sana yoktu bu gün. İlk defa Sana değil başka birisi...
Ona karşı ne hissediyordum?
Belki bana güven veriyordu. Belki kendine çekiyordu beni.
Kardeş gibi görüyordum belki de... Hiç olmamış kardeşim gibi.
Bu her ne ise ondan hoşlanmadığıma emindim. Hoşlandığım kişi Sana'ydı. Her türlü beni etkiliyordu. Sesi... Kokusu... Gözleri...
Ama Tzuyu farklıydı. O gözlerimi etkilemiyordu veya hormonlarımın coşmasına neden olmuyordu. O bana huzur veriyordu. Kalbime iyi geliyordu. Bunun ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu. Ağır bir şeydi ve ben ne olduğunu bilmiyordum.
Yattığım yerden kalktım. Dün gece olduğu gibi o karamel kokusuyla uykuya dalmayı isterdim bu gün de. Ama o şu an yoktu. Belki de sevdiği kızı düşünüyordu. Kapıyı açarken "Şeyle şey yapıyorduk." demişti. Belki de sevdiği kızla karşılıklı konuştuğunu, birlikte uyuduğunu, lunaparka gittiğini belki de deli gibi seviştiğini görmüştü. Kim bilebilir? Ama o kişiyi kıskanıyordum. Ona verdiğim cevap "Ben olsam seni severdim." di ve bunu samimi söylemiştim. Onu severdim. Beni rahatlatıyordu. Beni rahatlatan ve mutlu eden birini neden sevmeyeyim ki?
Sana
Okula girer girmez Mina'yı gözüme kestirdim ve gülümseyip onun yanına gittim. Onun yanına gelebileceğimi söylediğinden beri onun yanından ayrılmıyordum. Ayrıca bu beni Tzuyu'yu düşünmekten de uzaklaştırıyordu. Artık daha az düşünüyordum. Hatta başkasını sevmesi düşüncesi bile daha az acı veriyordu artık.
"Günaydın."
"Sana da günaydın."diye mırıldandı.
Her ne kadar sabahları yanına zıplayarak gelsem de o yine aynı soğukluktaydı. Bana karşı en ufak bir samimiyet göstermiyordu. Yani en azından öyle görünüyordu.
"Ne yapıyorsun?"dedim ve yanına oturdum. Kafasını okuduğu kitaptan kaldırdı ve gözlerimin içine baktı. Bu nadir göz temaslarımızdandı ve her gözlerimiz buluştuğunda gözlerinin güzelliğine hayran kalıyordum.
"Sana bakıyorum."dedi.
Kalp atışlarım hızlanıyordu.
Ne yapmalıydım?
Ona aşık mı oluyordum?
"Hayır!"
Kafamı hızla öbür tarafa çevirdim.
"Ne?"
"Ne ne?"dedim ona bakmadan.
"Ne hayır?"
Onu yüksek sesle mi söylemiştim?
Kafamı yavaşça ona çevirdim.
"Bilmiyorum."
Gülümsediğini hissettim.
"Öyle olsun."dedi ve kitabına geri döndü.
O sırada ekranı açılan telefonla dikkatim dağıldı. Mesaj gelmişti.
Momo'dandı....
'Mina'dan uzak dur!'
'O benim!'
'Tzuyu'ya gitsene sen!'
Aklımda canlanan korkunç mesajlarla yavaşça attığı mesajı açtım.
'Okul çıkışı 3.giriş kapısının orada bekler misin?'
Yutkundum ve cevap yazdım.
'Ne oldu?'
İlk önce görüldü oldu.Cevap yazmıyordu ama çevrimiçiydi.
'Fake mi attın? Söylesene 😑'
Görüldü olduktan 10-15 saniye sonra yazmaya başladı.
'Bir şey konuşmamız lazım...'
'Ne hakkında?'
'Orada görüşürüz 👋🏻'
'Ne hakkında ya?!'
Son attığım mesaj iletilmemişti bile. Yutkundum ve telefonun cebime sokuşturdum. Mina hâlâ yanımda kitap okuyordu.
"Mina?"
"Ne?"
"Eğer..." yutkundum.
"Eğer birisi...Sana'yla konuşma dese benimle konuşmayı bırakır mısın?"
"Kim oluyor bu birisi?"dedi gözlerini kitaptan ayırmadan.
"Umm... Mesela... Momo?"
Gözlerini kitaptan kaldırdı ve bana baktı.
"Nerden çıktı bu?"
"Ben... Merak ettim?"
"Umm... Bilmiyorum."
"Ne? Niye?"
"Neden bu kadar önemli?"
"Çünkü benimle konuşmazsan intahar ederim."
Durduğunu hissettim.
"Sana?"
"Evet?"
"Bence beni sevme."
Kafasını hâlâ kitaptan kaldırmamıştı.
"Beni sevmek seni üzebilir..."
***
Sabahtan beri... Sanki sarhoş gibiydim. Mina'nın o söylediği şey kafamı kurcalıyordu. Ne demek istemişti?
Neden öyle söylemişti ki?
Hoşlandığı birisi mi vardı? Ya da sevgilisi? Ya da sadece beni sevmiyordu. Benimle beraber olmak istemiyordu. Bilmiyordum...
Gözlerin boş bir sıraya kenetlenmişti bunları düşünüyordum.
Çalan zille düşüncelerimden uzaklaştım. Daldığım boş sıra Momo'nundu. Sabahtan beri yokluğunu fark etmemiştim. Bu ilgisizlikle yılın arkadaşı ödülünü kazanırdım kesin.
Momo... Sabah bana mesaj atmıştı. Konuşmak için... Ama neden okula gelmemişti?
Ben bunları düşünürken sınıf dağılmıştı ve sadece ben kalmıştım. Hızla eşyalarımı topladım ve sınıftan çıktım. Momo'ya bir şey olmuş olma düşüncesi beni endişelendiriyordu. Bahçede az kişi kalmıştı. Kimseye çarpmadan rahatça koşarak üçüncü kapıya gittim.
Oradaydı...
Duvara yaslanmış ve sigara içiyordu.
Bir dakika... Momo sigara içmez ki...
Yavaş adımlarla yanına ilerledim.
"Selam."
Elindeki sigarayı söndürdü ve yanına attı.
"Selam."
"Ne oldu?"
"Seninle bir şey konuşmak istiyorum."
Sinirlenmeye başlamıştım. 10 saat önce konuşalım diye mesaj atıyordu ve şimdi de direk söylemiyordu.
"Dolandırmadan direk söy-"
"Senden hoşlanıyorum."Dramaaaaa djjdjdjsbsbbs
Bu bölüm değil de bundan sonraki bölüm hikayenin başından beri aklımda baya bir ekşınlı olcak yani mdmdkkdjd Tarih sınavından 86 almanın mutluluğuyla yazdım bunu. Değerinizi bilin.
Seviliyonuz jdjdjdnd

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Minatozaki
FanfictionBu hikayede Sana bütün Twice üyeleriyle shiplenmiştir! İstemeyen okumasın aq!