Mina
Midemdeki hareketleri hissedebiliyordum ki midemdeki her şeyi kusmuştum. Sana bunu fark etmiş ve bana papatya çayı yapacağını söylemişti. Karşı çıkamayacak kadar halsiz olduğum için kabul etmek zorunda kalmıştım.
Salondaki bir koltuğa kıvrılmıştım ve üzerimde battaniye vardı. Battaniye büyük oranda karnımı sarmıştı. Bunun nedeni ise Sana'nın karnımı üşütmememi istemesiydi. Şimdiye kadar çoktan mide bulantımın ve kafamdaki saçma düşüncelerin geçmiş olması lazımdı ama Sana sürekli olarak bana dokunuyordu. Aşağı kata indirmek için kucağına almaya bile çalışmıştı.
"Yaptım!"
Kafamı kapıya çevirdim. Sana elinde bir kupayla geliyordu. Çayı dökmemek için sürekli olarak kupaya bakıyordu.
"Al bakalım."dedi ve dikkatli bir şekilde bana uzattı. Yavaşça bir yudum aldım.
Tadı güzeldi...
Hatta fazla güzeldi...
Normal papatya çaylarından farklıydı.
"Farklı bir şey mi var içinde?"
"Hı hı..."
"Ne var?"
"Neden söyleyecekmişim?"dedi ve piçimsi şekilde gülümsedi.
"Hem çay için yanıma gelmen gerekecek."dedi ve gülümsemesini genişletti.
Hâlâ cevap vermek için fazla halsizdim. O yüzden bir şey demeden içmeye devam ettim.
Bir süre sonra beni izlediğini fark ettim. Elini çenesine koymuş beni izliyordu.
"Rahatsız olmuyor musun? Ya da ne bileyim işte..."dedi ve sırıttı.
"...tahrik?"
Birden öksürmeye başladım.
"Hey hey! Özür dilerim! İyi misin?"
"Kapat çeneni!"
"Tamamdır."dedi ve ağzına fermuar çeker gibi yaptı.
Bir süre durduk. Yüzüm yanıyormuş gibi hissediyordum.
"Yanıyorsun..."dedi ve elini alnıma koydu.
"Wow! Ateşin var. Hastaneye gitmeliyiz."
"Gerek..."
Derin bir nefes aldım. Nefesim çok sık kesiliyordu.
"...yok!"
"Var! Fazla halsizsin!"
"Sana-"
Dudaklarını hissedince durdum. Geri çekildi ve gülümsedi.
Neden midem bulanmamıştı?Aklıma cinsel şeyler gelmemiş değildi oysaki...Belki de fazla halsiz olduğum içindi.
Elimdeki kupayı aldı ve mutfağa götürdü. Odaya girdi ve yanıma geldi.
"Gidemeyiz."
"Gitmemiz gerek."
"Yürüyemiyo-"
Kucağındaydım...
Of...
Bu kız beni zorla kendine aşık ediyor.
"Ben götürürüm seni. Zaten bu halde yürümene nah izin veririm."dedi ve kapıya ilerledi.
Ciddi anlamda aşık oluyordum sanırım...
***
Gözlerimi yavaşça açtım. En son hatırladığım Sana'nın beni hastaneye getirdiğiydi. Sanırım saat akşam 8'de olmuştu bunlar. Şimdi saat kaçtı ki?
Odamın duvarlarında saati ararken gözüme Sana takıldı.
Bir erkekle konuşuyordu. Sanırım çocuk hemşireydi. Ve Sana'dan hoşlanmışa benziyordu. Sürekli gülümsüyordu. Ayrıca bir yerleri kalkmıştı. Gözlerimi kıstım.
"Hey! Gerizekalı!"
Sana kafasını bana çevirdi ve gülümsedi.
"Uyanmışsın."dedi ve yanıma doğru ilerledi. Çocuk Sana'nın kolunu tuttu.
"Numaranı...alabilir miyim?"
Sana gülümsedi.
"Tabi ki."dedi ve telefonunu uzattı. Sinirlenmeye başlamıştım.
Çocuk gittikten sonra Sana yanıma oturdu.
"Erkeklerle ilgilenmediğini sanıyordum."
"İlgilenmiyorum da."
"Çocuğun bir yerleri kalktı."
"Bu benim değil kendi sorunu. Ayrıca sadece arkadaş olmaya çalışıyordu."
Göz devirdim.
"Sen...kıskandın mı?"
"Sen...gerizekalı mısın?"
"Yoo."
Gözlerimi tekrar ona çevirdim.
"Ne oldu bana?"
"Havale geçirdin. Ateşin 40'ın da üstüne çıktı. Çok korkunçtu. Hiç uyumadım."
Hafifçe gülümsedim ama sonra hemen gülümsemem silindi.
"Uyanmışsın."
Gelen çocuğa baktım. Bu da hemşireydi sanırım. Uzun boylu ve yakışıklıydı. Ama bunlar beni ilgilendirmiyordu.
Artık...
"Evet."
"İyi misin güzel bayan?"dedi ve yanıma gelip yanımdaki masaya bir tepsi koydu.
"Evet. Sanırım..."dedim ve gülümsedim. Normalde umrumda bile olmazdı. Ama sanırım şu an Sana'yı kıskandırmaya çalışıyordum.
Ben de gerizekalıyım...
"Ne güzel."dedi ve göz kırptı.
"Ablanız sizin için çok endişelendi. Tüm gece uyumadı."
Abla mı?
Kıkırdadım ve kafamı Sana'ya çevirdim.
"Abla?"
"Ablası değil misin?"
"Sevgilisiyim."
Bunu söylemesiyle gülümsemem kayboldu. İçimden her ne kadar gülümsemeye devam etsem de şu anda bunu yapmam gerekiyordu.
"Ha... O zaman..."
Yutkundu.
"...siz şeysiniz."
"Ney?"
"Şey..."
Durdu ve bana baktı.
"Ben gideyim."dedi ve hızla dışarı çıktı.
"Ne yapıyorsun?"
"Sana sarkıyordu."
"Sana ne?"
"Seni korudum."
"Kendimi koruyabilirim."
"O zaman çocuğu korudum."
"Ne? Benden mi?"
"Hayır. Benden."
"Ne saçmalıyorsun be?"
"Üzerine anlayabilirdim her an?"
"Ne?"
"Hoşuma gitmedi sana sarkması."
"Neden? Sana ne?"
"Çünkü seni kıskanıyorum. Bunu mu duymak istiyorsun?"
"Evet."dedim ve gülümsedim.
"Ne?"
"Beni kıskandığını kesinleştirmek istedim."
"Neden be?"
"Adalet için."
"Ha?"
"Boşver."
"Pff..."
Durdu ve ayağa kalktı.
"Sanırım biraz acıktım. Bir şeyler alacağım."ve dışarıya çıktı.
Sana dışarıya çıktıktan bir süre sonra içeriye Momo girdi.Saçları dağılmıştı. Ayrıca boynu kızarmıştı.
"Nereden geliyorsun sen? Kavga falan mı ettin yoksa?"
"Ne?"
"Boynun sanki ısırılmış gibi ve saçların dağılmış."
Ruju bozulmuştu. Gülümsedim.
"Tzuyu'yla mıydın?"
"Derse gelmişti."
"Evet. Çok çalışmışsınız."
"Gibi gibi..."dedi ve yarım ağız gülümsedi.
"Sana arayınca hızla geldik ama bir şeyin yok gördüğüm kadarıyla."
"Geldik? Tzuyu da mı geldi?"
"Evet. O üzerini düzeltmesi gerektiğini düşündüğü için lavoboya girdi."
Kapıya baktım.
Sana ve Tzuyu...
"Mina...unnie."dedi ve gülümseyip yanıma oturdu.
"Nasılsın?"
"Fena değil."
Momo geldi ve Tzuyu'nun yanındaki sandalyeye oturdu.
"Siz nesiniz şimdi?"
"Ha?"diye mırıldandı ve kafasını yana eydi Tzuyu.
"Sevgili misiniz?"
Tzuyu'nun gözleri büyümüştü.
"Ne yani? Sadece yiyişiyor musunuz?"
Momo öne eğildi ve Tzuyu'nun yüzüne çevirdi yüzünü.
"Cevap ver hadi."
"Sevgili değiliz."
"Beni kabul etmiyor."dedi ve arkasında yaslandı Momo.
"Kabul etmiyorum demedim. Sadece birbirimizi daha fazla tanımalıyız dedim."
"Vücudumun tüm hatlarını tanıyorsun yetmez mi?"
"Momo!"
"Ne?"
"Momo?"
Hepimiz aynı anda kafamızı kapıya çevirdik.
"Tek gelirsin sanıyordum."
"Tzuyu Mina'yı merak etti."
Sana bir süre Tzuyu'ya baktı sonra gelip yan tarafıma oturdu.
"Sana bir şeyler aldım. O hemşirenin getirdiği şeyleri yemeni istemiyorum."
"Aç değilim."
"Açsın."
Gözlerimi devirdim ve kafamı Tzuyugilin olduğu tarafa çevirdim. Tzuyu gözlerini Sana'ya dikmişti.
"Pekala... Ortamı germeyi kesmezseniz burdan gideriz."
"Lafı ağzımdan aldım."diye mırıldandım.
"Ortamı germiyorum. Bana bakıp duruyor."
"Bakmıyorum."dedi ve kafasını Momo'ya çevirdi Tzuyu.
"Sadece...Artık aranızdaki şu şeyi halletseniz diyorum."
"Aramızda bir şey yok."diye mırıldandı Sana.
"Seni dövdü."
"Neden buna Momo'dan çok tepki gösteriyorsun?"
"Onu seviyorum çünkü!"
"Momo beni affetti. Her gün mal mal bakıp durma!"
"Mal mı? Sensin mal!"
"Yeter!"
Bütün gözler bana çevrildi.
"Kaç yaşındasınız 3 mü?"
"Mina-"
"Kapa çeneni! İyi olmak zorunda değilsiniz ama en azından ortamı gerip sinirlerimi bozmayın."
Bir süre sessizlik oldu.
"Açım ben! Bana yemek yedir!"Bu gün bir daha bölüm yazarım bence djdjdj Hoj bi bölümdü dkdk Özellikle sonu dkdnd
Yorum yapıp beğenmeyi unutmayın 💜
Seviliyonuz:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Minatozaki
FanfictionBu hikayede Sana bütün Twice üyeleriyle shiplenmiştir! İstemeyen okumasın aq!