I'm Minatozaki

I'm Wondering

Mina
"Şaka gibi değil mi?"
"Hangisi? Babanın izin vermesi mi? Telafi hediyesi olarak bize villa kiralaması mı? Yoksa kızların hâlâ damlamamış olması mı?"
"Umm... Üçü de."
Bir süre daha tavana boş boş baktık. Sonra bana doğru yaklaştığını hissettim ama gözlerimi tavandan ayırmadım. Geldi ve üzerime çıkıp tavanla arama girdi.
"Yeter tavana baktığın. Bakılma sırası bende." dedi ve sırıttı. Ben de gülümsedim ve kollarımı boynuna sarıp onu kendime çektim. Dudaklarımız birleştiğinde gülümsedim ve ellerimi saçlarına geçirdim. Bir süre öpüştükten sonra yavaşça aşağıya doğru indi. Sanırım daha önce hiç dudaktan ileriye gitmemiştik. Boynuma gelince durdu ve emmeye başladı. Her ne kadar inlemek istemesem de beceremiyor gibiydim. Ağzımdan ufak bir inleme kaçtığında Sana birden beni bıraktı ve yanıma yattı. Bu sinirlenmeme neden olmuştu. Beni o kadar tahrik edip bırakıyor muydu?
"Neden durdun?" dedim yüzüne bakmadan. Bir süre hiçbir şey söylemedi.
"Canını yakmak istemiyorum."
Hafifçe gülümsedim.
"Canımı yakmadın."
"İnledin."
"Sana sen bakire değilsin ve bilmem kaç kızla yattın daha önce. Neden en ufak bir inlememle bıraktın ki?"
"Çünkü sen o bilmem kaç kızdan biri değilsin." dedi ve bana döndü. Gülümsedim ve dudaklarımızı birleştirip üzerime çıkmasını sağladım. Bir süre sonra kafasını boynuma indirdim.
"Daha demin yaptığın şeye devam et."
"Ama-"
"Sana... ya devam edersin ya da ben üste geçerim ve seks konusunda en ufak bir fikri olmayan bakire birisi tarafından becerilirsin."
"O senin canının yanmasından daha iyi."
"Canım yanmıyor. Sadece... zevk mi..? O şey işte."
Sana kıkırdadı ve kafasını kaldırıp bana baktı.
"Günün birinde arka sırada oturup herkesten nefret eden kızı zevke getireceksin deseler inanmazdım sanırım."
Gözlerimi kıstım ve kafasına vurdum.
"Şımarma."
Gülümsedi ve yukarıya çıkıp dudağıma bir öpücük kondurdu. Ben de ona gülümsedim. Yavaşça aşağıya indi ve dudaklarımı daha demin emdiği yere değdirip yavaşça emmeye başladı. Gömleğimin düğmelerini açtı ve yavaşça aşağıya indi. İndikçe vücudumda izler bırakıyordu. T-shirtünü yukarıya doğru sıvadım ve çıkarıp attım. En sonunda pantolonumun hemen üstüne geldiğinde durdu ve bana baktı. Tam kafamı olumlu anlamda sallayacağım sırada çalan zille gözlerimi devirdim.
"Hadi ama!"
Sana bağırdı ve üzerimden kalkıp odadan çıktı. O çıkınca ben de gömleğimi kapadım ve t-shirtünü alıp aşağı indim. İndiğimde Sana delikten bakıyordu. Yanına gittim ve ellerimi beline sardım.
"Kızlar mı?"
"Hı hı..."
"Gelsinler."
"Ne?"
"Eğer kapıyı açmazsak. Chae'yi tam biz sevişirken pencereden içeri atacaklar o daha kötü değil mi sence?"
Sana kafasını istemsizce onaylar biçimde salladı ve kapıyı açtı. Kapıyı açınca bize sırıtarak bakan 7 kızla karşılaştım. Ama Sana'yı görünce sırıtmaları birden kesildi ve Momo ve Dahyun aynı anda Tzuyu ve Chaeyoung'un gözünü kapattı.
"Üstüne bir şeyler giy." dedi Momo hâlâ Sana'ya bakarken. Sana kıkırdadı ve yukarıya yöneldi. Tam çıkarken t-shirtü boğazına sardım ve onu kendime çekip t-shirtü ona giydirdim.
"Ooo! Misana'nın elli tonu!"
"Görmek istiyorum." diye çemkirdi Dahyun'un elini gözünden çekme çalışırken Chaeyoung.
"Girsenize." dedi ve kapıya yöneldi Sana.
"Emin misin?"
"Yani buraya kadar gelip her şeyin içine ettiğinize göre onu da yapın bir zahmet." diye mırıldandı. Momo sırıttı ve gelip kolunu boynuma attı. Salona doğru yürürken kulağıma yaklaştı.
"Bakireliğimizi kaybettik anlaşılan."
"Gelmeseydiniz belki."
"Hadi be..."
"Hı hı..."
"Kapıyı açmasaydınız."
"Sanki açmasak Chaeyoung'un içeriye fırlatmayacaktınız ha."
Kıkırdadı ve onaylar biçimde kafasını salladı. Birden Momo benden ayrıldı aynı şekilde ben de ondan ayrıldım. Momo'ya baktığımda Tzuyu gözlerini kısarak bana bakıyordu. Kafamı çevirdiğimde Sana'nın aynı şekilde Momo'ya baktığını gördüm.
"Ne?"
"Neden böylesiniz?"
"Ne yani? Sizi aldatacak değiliz."
"Aynen."
(Y/N: Acabaaaaaa)
"Bilmem ben orasını. Sen benimsin." dedi ve Momo'yu çekerek oradan uzaklaştı Tzuyu. Bu gülümsememe neden oldu ve Sana'ya baktım.
"Seni seviyorum."
"Ben de."
Tam öpmek için yaklaştığım sırada birden beni bıraktı ve kızların peşine takıldı. Gözlerimi devirdim ve peşinden gittim.
İçeriye girdiğimde kızlar tüm koltukları kaplamıştı. Tam Sana'nın yanındaki boşluğun önüne geldiğimde Chaeyoung benden önce davrandı. Gözlerimi kısarak ona baktım ve arkama döndüm. Arkama döndüğüm anda birisi beni çekti. Gülümsedim ve Sana'ya döndüm. Ona döndüğümde yan koltuktaki Tzuyu'yle konuşuyordu.
Ne?
Kafamı hafifçe yana çevirdiğimde Chaeyoung'un bana baktığını gördüm. O beni çekmiş olmalıydı.
"Teşekkür ederim."
"Önemli değil... ama... biraz yana kayıp üzerimden kalksan güzel olacak."
Bakışlarımı hafif aşağıya indirince Chae'nin dizlerinden birine oturduğumu fark ettim ve hızla yana kaydım.
"Pardon."
"Önemli değil. Unnie olduğumu düşündüğünü biliyorum." dedi ve gülümseyip Dahyun'a döndü.
Sana'ya döndüğümde hâlâ sanki orada yokmuşum gibi Tzuyu'yle konuşuyordu. İşin garip tarafı Momo onlarla ilgilenmiyordu.
Bir an için rüyada gibi hissettim. Ortam o kadar saçma gelmişti ki...
Dikkatini çekmek için kafamı omzuna yaslayıp ellerimi beline sardım. Ama o bakmamıştı bile. Git gide sinirlendiğimi hissediyordum ama bunu Tzuyu'yle uzun süredir konuşmamalarına vererek kendimi sakinleştirmeye çalıştım.
Yaklaştım ve yanağına bir öpücük kondurdum. Bana kısa bir bakış attı. Gülümsememişti bile... Daha sonra Tzuyu'ye dönüp gülümsedi ve konuşmaya devam etti.
Yeter!
Ayağa kalktım ve önünde dikildim. Önünde dikilince bana baktı.
"Bu mudur? Seni bırakmayacağım bilmem ne saçmalığı daha sonrasında iki hafta görüşmeyince hemen beni unutmalar. Daha sonra sevişemeyince gündemi eski sevdiğin kız yapmak!"
Sana bana şaşkın şaşkın bakıyordu.
"Ne?"
"Sensin ne!"
O sırada herkesin bizi izlediğini fark ettim.
"Sadece... kendine gel tamam mı? Ben oynayıp daha sonra kenara fırlatabileceğin bir oyuncak değilim!"

Sıçtım sıvadım hani bana tebrik?
Ekşın seviyesini Mina'nın arabaya çarpışmasından ergence attığı tribe kadar indirdim:/
İyice boka sardı attık bitir şu hikayeyi diyenler +1
Yorum yapığğğnnn
Seviliyonuz:)(: