Sana
Odadan hızla çıkan Mina'nın arkasından bakakalmıştım.
"Ne yaptın ona?"
Kafamı hafifçe şaşkın şaşkın kapıya bakan Momo'ya çevirdim.
"Bi-bilmiyorum..."
"Konuşuyorduk ve birden bu." diye mırıldandı Tzuyu.
"Lan gavat Momo! Ne diye Tzuyu'yi yanına almıyon!?"
"Oha! O kadar kişi varken benim suçum mu?" diye bağırdı Momo Jungyeon'a.
"Sana Mina'yı takmadı."
O anda herkes Chaeyoung'a döndü.
"Geçerli bir açıklamayla gidip özür dilemelisin unnie. O seni çok özlemiş ve sana sürekli yakın olmaya çalışıyor ama sen onu takmadın bile."
"Kapıyı açtırmasa tüm gün yalnız olacaktık." diye mırıldandım.
"Valla Chae'yi içeri atardım!"
Dahyun birden Jungyeon'a döndü.
"Lan!"
"Chae ve Dahyun! Chae ve Dahyun..." diye düzeltti Nayeon sevgilisini.
Ortamın git gide saçmalaştığını ve eğer odadan çıkmazsam yazarın eve meteor düşürüp final yapacağını anlayınca odadan çıktım ve odamıza doğru ilerledim. Tabiki odada değildi. Yavaşça ilerledim ve pencereye yaklaştım. Havuzun kenarına oturmuş ve dizlerini karnına çekmişti.
O anda durakladım.
Ne yapmıştım ben?
O haklıydı...
Onların içeriye girmesine izin verdiği ve belki de zevkimi yarıda kestiği için sinirlenmiştim.
Hızlı adımlarla odadan çıktım ve aşağıya inip bahçeye çıktım. Bir süre ona uzaktan baktıktan sonra yavaş adımlarla yanına gittim ve oturdum.
"Selam."
Cevap vermedi ve havuzun suyuyla oynamaya başladı.
"Özür dilerim."
Yine cevap gelmedi.
"Bana trip mi atıyorsun?"
Cevap vermedi ve ayağa kalkıp eve doğru döndü. Ama ben ondan önce davranıp ayağa kalktım ve onu kendime çektim. Birden hiç beklemediğim bir hareketle beni havuza itti.
Birkaç saniye için havuzun içindeydim. Girdiğim gibi çıktım ve bana sırıtarak bakan Mina'ya baktım.
"Bu sana az bile." dedi sırıtması kaybolurken.
"Yah!"
Bana iğrenerek baktı ve eğilip kafamı içeriye itekledi.
"Orada kal!"
Elini tuttum ve onu içeriye çektim. Bu sefer gülme sırası bendeydi. Birden nefes almama bile fırsat bırakmadan beni içeriye çekti. Nefesim kuvvetli olmasa boğulabilirdim.
Suyun altında bana gözlerini kısarak bakıyordu. Gülümsedim ve onu kendime çekip dudaklarımızı birleştirdim. Ellerim beline giderken o da kollarını boynuma sardı. Nefessiz kaldığımı hissedince dışarıya çıktım ama dudaklarımız hâlâ birbirinden ayrılmamıştı. Alt dudağımı ısırdı ve beni itekledi. Ben bir şey yapamadan hızla havuzdan çıktı ve eve doğru ilerledi.
Gömleği yukarıya sıvanmıştı ve pantalonlu iyice yapışmıştı. Ben arkadan onu izlerken sanki o anlamış gibi hızla arkasını döndü ve bana bakıp gömleğini düzeltti ve gözlerini kısıp içeriye doğru ilerledi.
Gülümsedim ve tam havuzdan çıkmak için kenara gidecekken öbür taraftan gelen ayak sesleriyle o tarafa döndüm.
Yedi kız...
Koşarak buraya geliyordu...
Gözlerim kocaman olmuş bir şekilde öbür tarafa ilerlerken artık çok geçti. Çünkü birisi tam üzerime atlayıp beni dibe oturtmuştu. Yuttuğum suyla beraber üzerimdeki ayağı çekip hızla kenara ilerledim ve dirseklerimden destek alarak nefes almaya çalıştım. İyi olduğumu fark edince bana basanın kim olduğunu görmek için hızla kızlara döndüm.
Sanırım tek kişi değildi...
Toplu olarak basmışlardı...
Gözlerimi devirdim ve kendimi yukarı çekip havuzun kenarına oturup kendime gelmeye çalıştım. Kafamı kaldırınca Momo ve Tzuyu'nin atlamayıp kızları izlediğini fark ettim. Ona baktığını fark edince yanıma geldiler.
"Niye girmiyorsunuz?"
"Havuzun rengini değiştirmek istemiyorum." dedi ve çömelirken Tzuyu.
"Aynen."
"Sevindim."
"Ah demek öyle. Senin için bundan sonra daha sık regl olacağım unnie."
Sırıttım.
"Hayır. Bu gecelik bir inleme eksilecek."
Tzuyu dediğim şeyle kafasını öne eğdi. Momo ise kahkaha atmaya başlamıştı.
"Başkasının evinde yapmıyoruz biz öyle şeyler."
"Hııı!"
Momo tekrar kıkırdadı ve kalktı.
"Ben içeriye gidiyorum."
"Ben de!"
Tzuyu ayağa kalktı ve elini Momo'nun beline sardı. İçeriye ilerlemeye başladılar. Bir süre arkalarından baktım daha sonra ayağa kalkıp ben de içeriye ilerledim.
Hızla yukarıya ilerledim ve odaya daldım. Çıkan sesle bana baktı. Yavaşça içeriye girip kapıyı sessizce kapattım. Diz kapaklarına kadar çektiği şortu tamamen çekti ve bana dönüp kollarını bağladı. Bu şekilde cidden ciddi görünüyordu.
"Ne?"
"Ne ne?"
"Neden geldin?"
"Çünkü burası benim de odam."
"Evet ama giyindiğimi görünce çıkman gerekiyordu."
Yavaş adımlarla ona ilerledim ve ellerimi çıplak beline koydum.
"Ama sen benim sevgilimsin."
Bir bana bir ellerime baktı. Daha sonra ellerini ellerimin üzerine koydu ve sertçe indirdi.
"Çık!"
"Ya ama-"
"Çık diyorum!"
"Mina çok özür dilerim. Gerçekten... ama bazen... bilirsin... hormonlarım... hormonlarım sinirlendi. Gerçekten üzgünüm. Öyle yapmamalıydım. "
Bakışları hafiften yumuşadı.
"Yani şimdiye kadarki çoğu ilişkinin cinsellik üzerine olduğunu düşünürsek. Sanırım seni geçmiş alışkanlıkların için suçlamamalıyım."
"Teşekkürler."
"Sanırım ben de biraz ergence davrandım."
"Evet."
Gözlerini devirdi ve gülümsedi.
"Açık sözlü olduğun için teşekkür etmeli miyim?"
"Evet."
Gülümsedi ve gelip dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve beni yavaşça banyoya doğru götürdü.
İçeriye girince beni duvara bastırdı. Ellerim şortuna kayarken birden beni bıraktı ve hızla dışarıya çıkıp kapıyı kilitledi.
"Hey!"
"Duş alana kadar oradasın!"Sanırım bu hikayeye uzun süre yeni bölüm atmayacağım...
En sevdiğim hikayem buydu ama en saçma hikayem olmaya başladı:/
Yorum yapın lütfen. Görüşleriniz benim için önemli...
Seviliyonuz:)(:

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Minatozaki
FanfictionBu hikayede Sana bütün Twice üyeleriyle shiplenmiştir! İstemeyen okumasın aq!