Mina
"Yine mi kitap okuyorsun?"
"Ne yapabilirim başka burada?"diye mırıldandım.
"Bundan sonra yapabileceğin başka şeyler de olacak."
"Nasıl?"dedim ve kafamı kitaptan kaldırdım.
"İzin aldım sen taburcu olana kadar. Okula gitmeyeceğim."
Bu her ne kadar hoşuma gitse de Sana için iyi bir şey değildi.
"Niye? Manyak mısın?"
"Hayır."dedi ve gelip yanıma oturdu.
"Yanında olmak istiyorum."
"İyi de benim taburcu olmama en iyi ihtimalle iki hafta var."
"Olabilir. Ben de iki hafta hep yanında olurum o zaman."
Gözlerimi devirdim ama sonra gülümsememe engel olamayarak kafamı kaldırdım.
"Hoşuna gitti değil mi?"dedi ve yaklaşmaya başladı. Ellerimi boynuna götürdüm. Tam beni öpeceği sırada gelen sesle onu itekledim.
"Mina?"
"Baba?"
"Ne oluyor burada?"dedi tek kaşı kalkmış bir şekilde.
"Sana yeni gelmiş de hoşgeldin demek için ona sarılıyordum."
"Sen mi?"
Bir süre durdu ve Sana'ya baktı.
"İyi de sen Momo'ya bile sarılmazsın ki."
"Ben zorladım onu. Artık sarılıyor."dedi ve gülümsedi Sana. Bu babamın da gülümsemesine neden olmuştu.
"Sana'nın senin için iyi bir arkadaş olacağını biliyordum."
"Ben de."dedi ve kıkırdadı Sana.
"Çok da mütevazıyız bakıyorum da."
"Öyleyiz."dedi ve saçlarını arkaya attı. Bu babamın daha da çok gülmesine neden olmuştu.
"Sen neden gelmiştin?"
"Umm... Biliyorsun bu akşam annen Japonya'ya gidiyor ben de gece hastanede nöbetçiyim. Akşam senin yanında ikimiz de kalamayacağız ve umm..."
"Ben kalırım efendim."
"Uh... Sen mi?"
"Evet."
"Ah... Çok sevinirim. Aksi halde dadını aramayı düşünüyordum."
Sana'nın kıkırdadığını duydum. Sinirle ona baktım. Bana gülümsedi ve babama döndü.
"Ben dadısı olurum efendim."
"Mina'nın buna sevineceğinden eminim."dedi ve gülümsedi. Hızlı adımlarla geldi ve alnıma bir öpücük kondurdu.
"Annen uçağı kalkmadan önce bir ara sana uğrar ama ikimizin bu gün başka görüşebileceğini sanmıyorum. Aslında o gün telefonumun şarjı bitmese seni bizim hastaneye sevk ettirirdim böylece daha kolay olurdu. Neyse bakalım..."dedi ve gülümsedi.
"Görüşürüz Sana-shi."dedi ve dışarıya çıktı.
"Yakalanıyorduk mk."
"Dadın mı-Ağzına acı biber sürerim senin."
Kafamı Sana'ya çevirdim. Kaşlarını çatmıştı. Sinirliden çok sevimli görünüyordu.
"Evet. Yani vardı. Annem ve babam evde olmuyordu ve 15 yaşıma kadar falan dadım vardı bu yüzden. Bu tür durumlarda onu çağırıyorlar yine."
"Artık yeni bir dadın var."dedi ve zafer işareti yaptı. Gülümsememi tutamamıştım.
"Bu arada haklısın yakalanıyorduk. Baban kızar mı bilse?"
"Kızacağını sanmıyorum yani en azından bana. Seni bir köşeye sıkıştırıp dövebilir de."dedim ve kıkırdadım.
"Wow! Bu...Koktum."dedi ve ağzını tek çizgi haline getirdi. Sonra gülümsedi.
"Ya annen?"
"Annem bir şey demez. Böyle bir konuşma yapmıştık. Ona anlatmıştım işte biseksüel olduğumu. O da gerçek aşkı bulduktan sonra istediğinde beraber olabilirsin gibi bir şey demişti."
"Yani...bu durumda ben gerçek aşk mı oluyorum?"dedi ve yaklaşıp alnını alnıma yasladı
"Ağzıma acı biber sürmeliydin."
Gülümsedi ve dudağıma bir öpücük kondurup geri çekildi.
"Acıktın mı? Bir şeyler almamı ister misin?"
"Aç değilim."
"Hastaneye geldiğinden beri zayıfladın. Bir şeyler alacağım. Hafif bir şeyler."dedi ve kapıya doğru ilerledi. Kapıya gelince durdu ve bana döndü.
"Sanırım gerek kalmadı."
Kapının önünde kimin olduğuna baktım. Dahyun ve Chaeyoung vardı. Chae'yi görünce gerilmiştim. Dahyun'un elinde küçük bir kase vardı. Şu ısı geçirmeyen şeylerden.
"Nedir bu?"
"Tavuk çorbası."
"Wow! Kim yaptı?"
"Dahyun. Neden sordun ki?"
"Chae yapsaydı yenisini alacaktım da."dedi ve gülümsedi. Chae kaşlarını çattı ve Sana'nın koluna vurdu. Dahyun gülüyordu ama ben gerilmiştim.
"Unnie neden her an üzerimize atlayabilirmiş gibi bakıyorsun?"dedi ve kafasını yana eğdi Chae.
"Ha? Ne?"
Sana gülümsedive Dahyun'un uzattığı çorbayı alıp yanıma geldi.
"Kıskanıyorsun."
"E haliyle."
"İnkar da etmiyorsun yani."
"Etmiyorum evet."
Gülümsedi ve çorbayı yanına koyup bana yaklaştı ama kafamı öbür tarafa çevirdim.
"Acıktım. Yemek yedir bana."
Kıkırdadı ve yatağımı dik oturacağım şekilde ayarladı. Daha sonra çorbayı aldı ve yavaşça yedirmeye başladı. Kaşığı her uzatışında kendi ağzını da açıyordu.
"Aish...fazla tatlısınız."
Bu Chae ve Dahyun'un sesi değildi. Onlar çoktan oturmuştu.
Nayeon?
Ama ondan da garip olan bir kişi vardı...
"Yoo Jungyeon?"dedi ve elindeki çorbayı yanına koyup onların yanına gitti Sana.
"Neler oluyor Nayeon?"
Jungyeon dik dik Sana'ya bakıyordu.
"Bir şey olduğu yok."
"Ben neyim? Gerizekalı mı? En son sizi bir yıl önce yan yana gördüm."
"Sadece...barıştık."
"Barıştınız mı? Nasıl?"
"Arkadaşız."
"Ha...Tamam o zaman."dedi ve yanıma geldi. Bu kız bu tür konularda nasıl bul kadar sakin kalabiliyor cidden?
"Hadi Mina. Aç ağzını. Aaa..."
***
"...sonra Nayeon aslında benden hoşlandığı için Jungyeon'dan ayrılmış. Sonra Jungyeon da beni sevmeye başladı. Sonra ben de dedim ki 'Ben başkasına tutuldum ciğerim.'. Tabi o zamanlar Tzuyu vardı. Aslında ona neden o kadar bağlandım bilmiyorum bile. Sanırım beni istemediği için oldu."
"Ben ters tepki yapsaydım Tzuyu'ya yaptıklarını bana da mı yapacaktın?"
"Hayır... Yani olmaması için en baştan değişiklik yapmaya çalıştım sonrasını biliyorsun..."
Evet...
Kendimi arabanın önüne atmıştım.
"Ah... Aklıma gelmişken... Artık miden bulanmıyor?"
"Oh..."
Bunu hiç fark etmemiştim. Sana sürekli beni öpüyordu ya da sarılıyordu ama ben bundan etkilenmiyordum. Aslında arada aklıma erotik şeyler de gelmiyor değildi.
"Bilmem..."
"Bana aşıksın."
"Ne alaka be?"
"Bana aşıksın aşk iğrenmemeni sağlıyor ."dedi ve kıkırdadı.
"Belki de..."
"Ciddi misin?"
"Bilmiyorum Sana. Garip garip şeyler sorup durma?"
"Garip mi? Neresi garip? Sensin garip."
"Gerizekalı."
"Seni seviyorum."
"Ben de seni."Mina'nın bu sıkıntısına yazar olarak ben bile nasıl bir çözüm bulabilirim bilmiyom... O yüzden büyük ihtimal ben yaratıcı(!) bir çözüm bulana kadar 2na smutu olmaz 😐
Yoo hiçte sövmüyonuz yani dkdkdk
Yorum yapığğğnnn:)(:
Seviliyonuz:)(:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Minatozaki
FanficBu hikayede Sana bütün Twice üyeleriyle shiplenmiştir! İstemeyen okumasın aq!