Nayeon
Kafasını daha da çok karnıma bastırdım ve dudaklarımı ısırdım.
"Lanet olsun Jung-"
Cümlemi inlemem kesmişti. Emdiği yeri ısırmıştı. Kafasını kaldırdı ve yukarıya çıkıp alnını alnıma dayadı.
"Çok seksisin...arkadaşım..." dedi ve sırıttı.
"Senin kadar olamaz...arkadaşım..." dedim ve ben de sırıtarak karşılık verdim.
Yaklaştı ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. İlk başta karşılık verdim ama sonra rahatsız olup kafamı çevirdim.
"Su içmeliyim."
"Pekala." dedi ve üzerimden kalkıp yana yattı.
"Bekliyorum."
Odaya girdiğimizden beri yiyişiyorduk. Bu da yaklaşık 1-1,5 saat oluyordu. Aslında kesmek istemezdim ama en son ne zaman su içtiğimi bile hatırlamıyordum ve ağzımda çok iğrenç bir tat vardı.
Mutfağa girince bir süre durdum. Mutfağın bahçeye açılan kapısı açıktı. Tam unutulduğunu düşünüp kapayacağım sırada dışarıda Mina ve Sana'yı gördüm. Mina sandalyeye Sana ise masaya oturmuştu.
"Gökyüzü bu gün çok güzel." dedi Sana ve Mina'ya baktı. Mina cevap vermedi. Gökyüzüne bakmaya devam ediyordu.
"Sen daha güzelsin." diye mırıldandığını duydum Mina'nın belli belirsiz.
Bu görüntü gülümsememe sebep olmuştu. Çünkü bu ilişki hem Mina'yı hem Sana'yı olumlu etkilemişti.
Yavaşça buzdolabına doğru yöneldim ve bir bardak su içip mutfaktan çıktım.
Momo ve Tzuyu ile Jungyeon ve benim odam yukarı kattaydı. Dahyun ve Chaeyoung'un odası aşağı kattaydı. Mina ve Sana da aşağı katta Mina'nın ebeveynlerinin odasında kalıyordu. Jihyo ise Mina'nın abisinin odasında kalıyordu.
Odayı yavaşça açınca Jungyeon'un ışıkları kapatmış olduğunu gördüm. Bu benim için bir fırsattı. Yavaşça kapıyı kapattım ve eğilip yatağa doğru ilerledim.
"Nayeon?"
Cevap vermedim ve yorganın aşağısından yatağa girdim.
"Nayeon? Ne yapıyorsun?"
Yavaşça yukarıya çıktım ve dudaklarımı Jungyeon'un karnına bastırdım.
"Tanrım..."
Dudağımı bedeninden ayırmadan yukarıya çıktım. Göğüslerine ulaştığımda bir süre durdum. O erkeksi görünmek için göğüslerini hep saklardı. Çoğu kişi göğüslerinin olmadığını düşünürdü ama Jungyeon'un bakarken bile sizi ıslatabilecek göğüsleri vardı.
Südyeninden dışarıda kalan yerlerini yavaşça öptüm ve elimi yavaşça südyenin kopçasına doğru yönelttim. Daha sonra neden yavaş davrandığımı anlayamayarak hızla açtım ve yataktan aşağıya attım.
"H-hey yavaş ol...ben onu sabah bulamazsam kötü olur." diye mırıldandı Jungyeon. Gülümsedim ve kafamı yavaşça göğsünden kaldırıp dudaklarına yöneldim. Gülümsedi ve kollarını boynuma sardı.
Sağ elim yanağındaydı sol elim ise yavaşça aşağıya doğru iniyordu. Külotunun üzerine gelince Jungyeon dudaklarımızı ayırdı.
"Hey! İlk ben yapacağım sanıyordum?"
"Yoo. Ne alaka?"
"Bilmem. Hep öyle hayal ettim."
"Hayal ettin?"
Bir süre durdu ve ne dediğini düşündü. Sonra sırıttı ve bana baktı.
"Ortaokulda sana bu düşüncelerimden bahsetseydim benden ayrılabilirdin." diye mırıldandı ve omuz silkti.
"Ben bakireyim." diye mırıldandım sonunda. Bir süre durdu.
"Acıtmıyor sıkıntı yap-"
"Hayır yani...Mina'nın evini kirletmek istemiyorum. Ama sen..."
Bir süre durdum ve nefes aldım.
"...değilsin."
"Rose'la olanı duydun demek?"
"Kim duymadı ki? Dedikodunuz çok yapıldı ama biz yapmaya çalıştığımızda Jihyo eski arkadaşımızın dedikodusunu yapmamamız gerektiğini söyledi. Ama ikinizin de sırf zevk için seviştiğini biliyordum."
Aslında Rose'u deli gibi kıskanıyordum ama bunu burada belirtip ortamı bozmak istemiyordum.
"Rose'u hiç kıskanmadın mı?"
Sanırım aklımı okuyor...
"Bu konu konuşulduğunda üzülmüyor değildim ama Sana'dan hoşlandığıma inandığım için sürekli kendime 'Sen Sana'dan hoşlanıyorsun kendine gel.' diyordum."
"Hm... Peki ya-"
"Hey! Sen geçiştirmek için mi yapıyorsun bunu? İlk sen değil ben olacağım." dedim ve göz kırpıp dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Aynı zamanda da alt tarafını okşuyordum. Bir süre sonra dudaklarımızı ayırdı ve ağzıma inledi. Bu daha çok zevk almama neden olmuştu. Boynuna indim ve emmeye başladım.
"Na-nayeon!"
Jungyeon'a ismimi inletmiştim...
Bunu yapabileceğimi hiç tahmin etmezdim...
"Tanrım..."
Birden iki parmağımı birden vajinasına soktuğumda tırnaklarını sırtıma geçirdi.
"Ha-hareket et!"
Gel-git yapmaya başladım. Bütün bunlar olurken ben ağzımdaki yeri unutmuştum ve boynunda sürekli olarak aynı yeri emmiştim. Büyük ihtimalle yarın burada kocaman bir kızarık belki de morluk olacaktı.
Yavaşça aşağıya indim. Çoktan boşalmıştı. Yavaşça parmaklarımı yaladım ve daha sonra vajinasına doğru yöneldim ve hafifçe dil darbeleri vurmaya başladım. Hızlanmaya başladığımda Jungyeon'un tekrar inlediğini duydum. Onu çok zorlamak istemediğim için yukarı çıktım ve dudağına bir öpücük kondurup yanına yattım.
"Gü-güzeldi..." diye mırıldandım nefes nefese...
"Kendinden 10 cm kısa bir kız tarafından becerileceksin deseler inanmazdım..."
***
"Ne yapıyorsun?"
Cevap gelmedi. Ben ona bakmaya devam ettim. Yanında oturuyordum ve o yıldızları izliyordu. Ben ise ona bakıyordum.
"Gökyüzü bu gün çok güzel."diye mırıldandım.
"Sen daha güzelsin..."
Yutkundum ve Sana'ya baktım. Buna sevindiğimi hissettim ama daha sonda birden kaşlarımı çattım.
"Değilim. Bana güzel deme!"
Bana döndü ve yaklaştı.
"Ama öylesin..."
Dudakları benimkilere doğru yaklaşıyordu. Gözlerimi tedirgince kapattım ve yutkundum.
"Nayeon?"
Gözlerimi açtım.
***
"Nayeon?"
Gözlerimi açmaya çalıştım. Yorulmuştum...
"Hey? Uyan hadi!"
Gözlerimi açmamla Sana'yla karşılaşmam bir olmuştu.
"Sana?"
Gözlerimi kapattım ve ovuşturudum. Tekrar açtığımda Jungyeon'la göz göze geldik. Bana kırgın bir şekilde bakıyordu ama daha sonda o kırgınlık nefrete dönüştü.
"Sana mı?"Fazla bölüm atamıyorum çünkü tatildeyim ve zamanım olmuyor. Öbür hikayelere de elim boş olduğu bir zaman bölüm atmaya çalışacağım.
Bu arada...
Bölüm çok mütüştü de mi len djdjdj Özellikle 2yeon smutu tahmin edenler Jungyeon'u üstte tahmin ediyorlardı ama beeeen...mütüş olduğum için öyle yazmadım djdjdj
Yorum yaparsanız sevinirim:)
Seviliyonuz:)(:

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Minatozaki
FanfictionBu hikayede Sana bütün Twice üyeleriyle shiplenmiştir! İstemeyen okumasın aq!