I'm Mistaken

486 37 24
                                    

Sana
"Sana?"
Kafamı Momo'ya doğru çevirdim.
"Sabah Mina'yı gördün mü? Kaç derstir yok?"
Yutkundum.
"Kitap okuyordu."
"Umm... Neden gitti ki? Telefonlarıma da cevap vermiyor."
Yutkundum ve yavaşça ayağa kalktım.
"Bir gelişme olursa bana bildirirsin."
Bunu sakin bir şekilde söylemek için kendimi yemiştim.
Nerede olabilirdi?
Neden aniden gitmişti?
Bir şey mi olmuştu?
Biri bir şey mi yapmıştı?
"Az değil dört derstir yok!"
"Bilmiyorum en son sabah görmüştüm."
Burada durmaya devam edersem. "Onu bul yoksa seni yolarım!"diye hönkürmeye başlayacaktım.
"Ben gideyim."
Hızlı adımlarla dışarıya çıktım ve Chaegilin kapısının önüne gittim. Aklımda hep Mina vardı.
"Mina unnieye bir şey mi yaptın?"
Kafamı Tzuyu'ya çevirdim.
"N-ne?"
"Tuvalette ağlıyordu ve kendi kendine bağırıyordu. Sen mi yaptın?"
"Ha-hayır."
"Nerden emin olabilirim?"
"B-ben bir şey yapmadım."
Bana bir süre daha bakıp gitti. O gittikten sonra Chae geldi.
"Bir şey mi oldu?"
"Boşver."
"Dışarıya çıkalım mı?"
"Neden olmasın?"
Mina neredeydi?
O nereye gitmişti?
Neden birden kaybolmuştu?
"Nereye gittin gerizekalı?"
"Ne?"
"Bunu yüksek sesle mi söyledim?"
"Mina unnie mi?"
"Ha-hayır."
"Ondan hoşlanıyorsun değil mi?"
Şaşkınlıkla kafamı ona çevirdim.
"Chae sen-"
Birden bana sarıldı. Geri çekilince onun olduğu tarafa baktım. Dahyun bize bakıyordu. Ben ona bakınca gülümsedi ve yanındaki bir kızla konuşmaya başladı.
"Beni kullanıyor musun?"
"En az senin kullandığın kadar."
"Ne yani? Onu kıskandırmaya falan mı çalışıyorsun?"
"Benden nefret etmesini sağlamam gerek. O daha iyi birisini hak ediyor."
"Wow!"
"Senin durum ne?"
"Mina'yı unutmaya çalışıyorum. Sanırım..."
"Pek başarılı olmuş gibi değilsin."
"Sen de... Yarım saattir sana bakıp sırıtıyor."
Dahyun yanındaki kızın omzuna vurdu ve buraya gelmeye başladı.
"Buraya geliyor."
"Görüyorum."
"Selam ve hayırlı olsun."diyip hafifçe gülümsedi.
Bir şey demek için ağzımı açtığımda telefonun sesiyle ağzımı kapattım ve telefonu açtım.
"Sana!"
"Efendim?"
"Bahçeye gel hemen ama tek başına başka kimse gelmesin."
"Tamam."
Mina?
"Gitmem gerek sanırım. Sonra görüşürüz." dedim ve koşmaya başladım.
Mina?
Chaeyoung
"Senden nefret etmemi mi istiyorsun?"
"B-ben..."
"İsteğin bu mu Chae?"
"Dahyun ben-"
"Ben seni..."
Yumruklarını ve gözlerini sıktı. Bir an için hakaret edeceğini sanmıştım.
Sonra gözlerinden bir damla yaş süzüldü.
"...gerekirse sonsuza kadar beklerim."
"Dahyun..."
"Ben...sana aşık oldum. Senin samimiyetine... Masumluğuna... Seni ne kadar beklemem gerekiyorsa o kadar beklerim."
Gözlerimin dolduğunu hissettim.
"Ben masum değilim... Ben Sana'dan hoşlanıyordum yaptığı onca şeye rağmen."
"Onu samimi ve masum bir şekilde sevdin. Belki bir gün beni de seversin. Ben beklerim seni."dedi ve gülümsedi.
"Ne kadar zaman alırsa alsın seni beklerim ben..."
Yavaş adımlarla ilerlemeye başladı.
Onu... Onu bırakamazdım. Bir daha böyle biri karşıma gelmezdi...
"Dahyun!"
Yavaşça bana baktı. Koşarak yanına gittim ve sarıldım.
"Seni seviyorum... Samimi bir şekilde..."
Sana
Beynimde çınlıyordu.
Kaza!
Kendini arabanın önüne atmış!
Okuldan ağlayarak çıkmış!
Gerçekten üzülmüş olmalı!
Canına kıymaya çalışmış!
"Hayır!"
Kırılma sesi...
"Lanet olasıca neden onu korumadın?"
Bir kırılma sesi daha...
"O seni sevmeyince onu unutmaya çalışacak kadar aciz misin ha?"
Parçalanma sesi...
"Sen gerizekalısın!"
Hıçkırık sesleri...
"Onu seviyorsun! Nasıl unutabilirsin ki?"
Çarpma sesi...
"Nasıl böyle aptalca bir şey düşünebildin ki?"
Gözlerimi kapıya çevirdim. Yumruk izim vardı. Etrafa göz gezdirdim.
Paramparçaydı...
Yavaşça kapıya ilerledim.
Ellerimi hissetmiyordum ve ayak parmaklarımdan bazılarını da...
"Sana?"
Cevap vermedim ve yanına oturdum.
"Ne yaptın böyle?"
"Ameliyat ne durumda?"
"Bekliyoruz."
Dizlerimi karnıma çektim ve kafamı dizlerime koydum. Gözlerimden yaşlar akmaya devam ediyordu.
Kapı sesiyle yerimden zıpladım ve doktorun yanına koştum.
"O nasıl?"
"Sakin olun!"
"Nasıl olduğunu söylemezsen nasıl sakin olabilirim lanet olası?"
"O-o...iyi!"
Yutkundu. Korkmuş gibiydi.
"Kritik durumu atlattı. Şimdi ise uyanmasını beklemeliyiz. Uyandığında onu görebilirsiniz."
"Teşekkür ederiz."
Hâlâ önünde duruyordum.
"Sana buraya gel istersen."
"Yaşayacak!"
"Ha?"
"Yaşayacak!"diye bağırdım ve Momo'ya sarıldım.
"Sana sakin ol!"
"Yaşayacak!"diye bağırdım ve etrafta zıplamaya başladım. Bilincimin çok da yerinde olduğu söylenemezdi. Olsaydı zıplamazdım sanırım.
En sonunda durdum ve bir yere oturdum.
"Seni sonsuz kadar koruyacağım..."
***
"Sana?"
"Hmm?"
"Sana?"
"Ne?"
"Uyanmış."
Gözlerimi hızla açtım. Ne zaman uyumuştum ki..?
"G-gerçekten mi?"
"Evet..."
Etrafıma baktım Tzuyu hâlâ uyuyordu. Sanırım önce beni uyandırmıştı.
Yavaş adımlarla içeriye girdim.
Çok da parlak olmayan bir ışık vardı.
Gözleri açıktı ve tavana bakıyordu. Yanına gittim ve oturdum.
"Mina?"
Cevap vermedi.
"Bundan sonra... Bundan sonra seni koruyacağıma söz veriyorum. Beni sevsen de sevmesen de!"
"Neden beni korumadın?"
"Bilmiyordum..."
"Biliyordun! Hatta sen yaptın."
"Ne?"
"Neden yaptın?"dedi ve kafasını bana çevirdi.
"N-ne yaptım?"
"Neden onu öptün Sana? Neden bana umut verdin Sana? Neden seninle mutlu olmamı sağlayıp sonra başkasıyla birlikte oldun Sana? Neden beni kandırdın Sana?"

Yazarken ağlamamak için kendimi zor tuttum son kısmını özellikle...
Fark ettiyseniz bana sövmemeniz için hemen bölüm attım ama bu da pek iç açıcı bitmedi gibi...
Yorum yaparsanız sevinirim💜
Seviliyonuz:)

I'm MinatozakiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin