Sana
Yüzümde acı hissettiğimde hâlâ kendime gelmeye çalışıyordum.
"Kalksana lan göt!"
Dirseklerimden destek alıp kalkmaya çalıştığımda başka bir yumrukla bu sefer yere düşmüştüm.
Daha sonra ardı ardına acı hissetmeye başlamıştım. Gözlerimi açabildiğimdeyse üzerimde Jungyeon vardı.
Sinirli bir Jungyeon...
Karşılık vermeye çalışıyordum ama o benden çok daha güçlüydü. Tam öleceğimi düşünmeye başladığım sırada birisi Jungyeon'un üzerinde atladı. Yüzümdeki acıya aldırmadan kimin Jungyeon'un üzerine atmadığıma baktığım.
Mina...
Hızla Mina'yı Jungyeon'un üzerinde aldım ve yatağa koydum. Daha sonra Mina'nın üzerine çıkıp kollarımı ve bacaklarımla onu Jungyeon'a karşı korumak amaçlı siper aldım.
Mina'ya baktığımda yüzündeki korkuyu görebiliyordum.
"Yaralanmışsın..."
"Salaksın!" diye bağırdım ve derin bir nefes aldım.
"Hâlâ sakatsın. Neden üzerine atlıyorsun?"
"Ne yapsaydım? Baksa mıydım sadece?"
"Sana daha fazla zarar gelsin istemiyorum sadece..." diye mırıldandım.
O sırada Jungyeon'un vurmadığını fark edince tedirgince kalktım ve Jungyeon'a baktım. Nayeon Jungyeon'a sarılıyordu.
"L-lütfen Sana'ya acımıyorsan en azından Mina için ona zarar verme. Bana bir şey olursa hissedeceğinin aynısını Mina hissedecek."
Jungyeon bir bana bir Mina'ya baktı ve Nayeon'u itekleyip odadan çıktı. Daha sonra evin kapısı çarpmasından evden de çıktığını anladım.
***
"Neden dedin?"
"Seni gördüğümü sandım. Rüyamla alakalı olarak."
Mina Nayeon'un rüyasında beni görmesinden rahatsız olmuş gibiydi.
"Neden seni değil de Sana'yı dövdü?"
"Sana yanlışlıkla sana 'Nayeon' dese kimi döversin?"
"Sana'yı." diye mırıldandı kaşımdaki yaraya pansuman yaparken. Gülümsedim ve beklemediği bir anda eğilip dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. İlk başta gülümsedi ama daha sonra hemen ciddi haline geri döndü. Bu beni güldürmüştü.
"Şimdi ne yapacağız?"
Herkes Momo'ya döndü.
"Sabah Tzuyu'yi görmen lazımdı. O bile kavganızdan etkilendi. Küçüğümün psikolojisini bozmayın." dedi ve Tzuyu'ye sarıldı. Tzuyu gülümsedi ve memnun olmuş bir şekilde Momo'ya sarıldı.
"Bilmiyorum. Onunla konuşmaya çalışacağım."
"Nereye gittiğini biliyor musun?" diye mırıldandı Jihyo.
"Ha-hayır..."
Nayeon bir süre durdu. Gözleri dolmaya başlamıştı.
"B-ben hiçbir şey bilmiyorum. O ne yapıyor şu an..?"
Jihyo geldi ve Nayeon'a sarıldı.
"Ağlama. Onu bulacağız ve aranız eskisi kadar iyi olacak emin ol buna." dedi ve daha da sıkı sarıldı.
"Nerelerde olabileceği hakkında hiç mi fikriniz yok?" diye mırıldandı Mina. O anda aklımda dağdaki ev geldi. Mina'ya her şey gibi bunu da anlatmıştım. Birden bana döndü.
"O ev..."
Onaylar biçimde kafamı salladım.
"Bir yer var aklımda."
Nayeon
Yavaş adımlarla evin kapısına ilerledim. Kapının önüne geldiğimde durdum ve Sana'yla Mina'ya döndüm.
"Git hadi." dedi Sana ve Mina da onaylar biçimde kafasını salladı.
Kapı tam kapanmamıştı. Yavaşça içeriye girdim ve kapıyı kapattım. Yavaş adımlarla ilerlemeye başladım. Yavaş adımlarla ilk kattaki odalara bakmaya başladım. Hiçbirinde yoktu. Evde ses olmadığı için kapıya doğru yöneldim tam kapıyı açacağım sırada yukarıdan gelen hıçkırık seslerini duydum.
Ağlıyordu...
Benim yüzümden...
Gözlerimi dolmasına engel olamadan yukarıya yöneldim. Odaya girdiğimde Jungyeon'un yatakta yattığını gördüm. Yatağının başında bira şişeleri vardı. Benim girmemle toparlandı ve bana sırtını döndü.
"Git burdan!"
"Hayır..."
Kapıyı kapattım ve yanına gidip yatağa oturdum.
"Git dedim!" diye bağırdı.
"Hayır dedim..." dedim yumuşak bir sesle ve ona daha da yaklaştım.
"Ağlama lütfen..."
"Sana ne?"
"Lütfen..."
Ayağa kalktım ve önüne gidip kucağına oturdum. Bana baktı ve daha sonra kafasını başka tarafa çevirdi. Kafasını ellerimin arasına alıp bana bakmasını sağladım.
"Beni tekrar bırakacağını sandım..."
"N-ne?"
"Sana için tekrar bırakacağını sandım Nayeon. Tekrar aynı duruma düşeceğimi sandım."
"B-ben..."
Bir süre durum ve yutkundum.
"...bir daha asla..."
"Neden o zaman Nayeon? Hem de tüm gece yaşadıklarımızdan sonra...neden?"
Derin bir nefes aldım.
"Dün gece su içmeye gittiğimde Sana ve Mina'yı balkonda gördüm. Daha sonra o sahne aklıma kalmış olmalı ki rüyama girdi. Ama Mina yerinde ben vardım daha sonra uyandığımdaysa rüyanın etkisiyle Sana olarak gördüm seni. Üzgünüm..."
Bana baktı. Gözleri şişmişti ve alkol kokuyordu.
"B-bu onu unutamadığın anlamına gelmiyor mu? Rü-Rüyan-Rüyanda onu gö-görmen..."
Jungyeon'u belki de ilk defa kekelerken görüyordum ve bu canımı yakıyordu.
"Hayır Jungyeon." dedim ve onu kendime yaklaştırıp alnını alnıma yasladım. Alkol kokusu çok yoğundu ama umursamadım.
"Onu unuttum artık. Çünkü..."
Bir süre durdum. Bana sorar gözlerle bakıyordu.
"Çünkü artık farkındayım..."
Gülümsedim.
"Çünkü artık ömrüm boyunca bana senin kadar değer veren biriyle karşılaşamayacağımın farkındayım..."Ben geldim jdjdjd Tomboy'a bölüm atmaktan öbür hikayeleri unuttum djjd ama kabul edin çok mütüş Tomboy kdjd
Yorum yapıp beğenirseniz sevinirim:)
Seviliyonuz:)(:

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Minatozaki
FanfictionBu hikayede Sana bütün Twice üyeleriyle shiplenmiştir! İstemeyen okumasın aq!