Sana
Onu izliyordum. Uzun bir süredir. Nedenini bilmiyordum. Belki de nedeni sevimli olmasıydı.
Kafasını hafifçe kaldırınca göz göze geldik. Kafasını hızla aşağıya indirdi ve okuduğu kitaba geri döndü. Yanımda bir kız konuşuyordu. Ne dediği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Birden ayaklarım hareketlendi. Tzuyu'ya takıntılı olan beynim gitmememi söylüyordu. Ama ayaklarım beynimi değil genelde kalbimi dinler...
Yanına geldiğimde kafasını kaldırmadı.
"Günaydın."dedim ve gülümsedim.
Kafasını hafifçe kaldırdı.
"Sana da günaydın."diye mırıldandı. Yanına oturdum.
"Hava güzel..."
"Hı hı..."
Onunla konuşmak istiyordum ama bir şey gelmiyordu aklıma.
"Nasılsın?"
"Sen gelene kadar fena değildi."
"Şu an daha iyisin o zaman."dedim ve yüzüme büyük bir gülümseme yerleştirdim.
"Hayır. Şu an kötüyüm."dedi ve gözlerini kıstı. Yüzümdeki gülümseme silindi.
"Umm... Neden ki?"
"Ne?"
"Yani..." Yutkundum.
"Neden benden nefret ediyorsun?"
"Senden nefret etmiyorum."
"Ama rahatsız oluyorsun."
Gözlerini sıktı ve sonra sinirle açtı.
"Çünkü yalaklanıyorsun."
Çıt... Kalbimden gelen sesleri duyabilseydim tam olara böyle bir ses gelirdi sanırım.
"Tamam o zaman... Yanına bir daha gelmem."dedim ve kalktım.
İnsanlardan böyle şeyler çok duyuyordum. En basitinden Tzuyu bile bana kaç defa peşini bırakmadığım için böyle hakaretlerde bulunmuştu. Ama ilk defa bu kadar acıtmıştı.
İlk defa canım bu kadar yanmıştı.
***
Ders boyunca Mina'ya bakmamaya çalışmıştım. Arada ne yaptığını kontrol etmek dışında bakmıyordum.
Üçüncü dersin başındaydık. Kapı çalındı ama benim umrumda değildi. Hâlâ sabah olanları düşünüyordum.
"Geç kaldığım için üzgünüm."
Momo... Dikkatim az da olsa dağılmıştı.
"Neden geç kaldığını sorabilir miyim Bayan Hirai?"
"Umm..."
Gözleri birkaç saniyeliğine Mina'ya kilitlendi. Kafamı hafifçe döndürüp Mina'ya baktım. Yüzünde gülümseme vardı. Gülümsediği nadir anlardan biriydi.
"Gece biraz geç yattım. Şey...uyanamamışım."
"Hmm. Anlıyorum. İlk defa geç kalıyorsun. Bu seferlik affedelim."dedi ve gülümsedi öğretmen.
"Teşekkürler."dedi ve eğilip yerine geçti.
Gece geç yatma nedeni Mina'ydı... Gece eğlenmiş olmalılardı. Yumruklarımı sıktım. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Yutkundum ve gözlerimi birkaç defa kırptım.
'Sana ne?'
İçimden bir ses böyle söylüyordu.
'Sana ne?'
Ben Tzuyu'dan hoşlanıyordum. Mina'nın kişisel hayatı beni ilgilendirmemeliydi.
Mina
Yüzündeki o hayal kırıklığını unutamıyordum. Belki ilk defa o kadar üzgün görmüştüm onu.
Normalde derste sürekli olarak gözleri üzerimde olurdu ama sanki şimdi bakmamak için zorluyordu. Arada bir gözlerini üzerimde hissediyordum.
Üçüncü dersin başında kapı tıklanma sesiyle kafamı kapıya çevirdim.
Kimin geldiğini biliyordum.
"Geç kaldığım için üzgünüm..."
Gülümsememe engel olamadım. Dün gece çantasını vermeye Tzuyu'nun yanına gitmişti ve gece aradığımda da açmamıştı. Bu illa yattıkları anlamına gelmezdi ama gece orada kaldığı anlamına gelirdi. Momo'nun bana baktığını gördüm. Daha da çok gülümsedim. Gözlerini hocaya çevirdi ve bir şeyler söyledi sonradan da gelip yerine oturdu. Kafasını hafifçe bana çevirdi. Gülümseyip göz kırptım. Gülümsedi ve önüne döndü.
Bildiğim ve kesin olan şey şuydu ki:Tzuyu Momo'dan hoşlanıyordu ve Momo Tzuyu hariç kimsenin yanına mutlu olamazdı.
***
Son zil sesiyle herkes toparlanmaya başladı. Ben ise bekledim. Herkes çıktıktan sonra çıkmayı kendime alışkanlık edinmiştim. Sınıf tamamen boşalınca eşyalarımı topladım ve yavaş adımlarla sınıftan çıktım. Okul kapısına doğru yöneldim. Sabahtan beri aklımada olan kişinin Sana olması beni rahatsız ediyordu. Momo'nun Tzuyu ile beraber olmasını istiyordum ama bu Momo'nun Sana'dan hoşlandığı gerçeğini değiştirmezdi. Yine de sabah söylediklerim fazla ağırdı. Ondan özür dilemeliydim sanırım.
Okul kapısına gelince Sana ve Momo'nun konuştuğunu gördüm. Sana dokunsan ağlayacak gibiydi. Momo'da ona bir şeyler anlatıyordu. En sonunda Sana'nın yüzü parladı. Gülmek istiyor ama bunu saklıyor gibiydi. Kafasını "Anladım" manasında salladı. Momo elini omzuna koydu ve bahçe kapısına doğru yöneldi. Sana bir süre Momo'nun arkasından baktıktan sonra banklara oturdu ve gülmeye başladı. Bir süre sonra bu kahkahaya dönüştü. Bu görüntü karşısında gülümsememi tutamadım. Bir süre onu izledikten sonra yavaş adımlarla yanına gittim.
Birinin geldiğini fark etmişti ama ben olduğumu anlamamıştı sanırım. Kahkahasına ara vermeden ayağa kalktı ve bana sarıldı. Gözlerim kocaman olmuştu ama onu iteklemedim.
"Çıkmıyorlarmış!"
"N-ne?"
"Çıkmıyorlarmış!"diye bağırdı ve benden ayrılıp kahkaha atmaya devam etti. Sonra birden göz göze geldik. Bunla birlikte kahkahası anında kesildi. Yutkundu.
"Ö-özür dilerim. Ben sen olduğunu fark etmemiştim."diye mırıldandı.
"Umm... Şey ben gidiyim o zaman. Sonra görüşürüz."dedi ve arkasına döndü. Tam adım atacağı sırada onu tuttum ve kendime çevirdim.
Yutkundu ve bir süre öylece durdu.
"Ben... Özür dilerim. Sabah söylediklerim çok ağır şeylerdi. Benden uzaklaş veya yine her sabah gel benim için fark etmez." Bunların hepsini tek solukta söylemiştim. Gözlerimi gözlerine çevirdim. Gözleri aşağıdaydı bana bakmıyordu.
"Rahatsız ediyorsam..."dedi ve gözlerini gözlerime çevirdi.
"Gerçekten yanına gelmem bir daha..." Bunu o kadar masum söylemişti ki... Sana'dan kesinlikle beklemeyeceğim bir masumluktu bu.
"Rahatsız etmiyorsun. Sadece bazı nedenlerden dolayı senden uzak durmam gerekiyor."
"Ne? Ne o nedenler?"
"Bunu burada söylemem biraz tehlikeli sanırım."
Yutkundu.
"Anlıyorum."
"Evet..."
Gözlerimi gözlerine çevirdim. Dudaklarıma bakıyordu. Birden gözlerini gözlerime çevirdi.
"Sarılabilir miyiz?"
Yutkundum ve tuttuğum kolu kendime çektim.
Ellerini belime sardı. Omzumda hafif bir ıslaklık hissettim. Gözlerimi kapattım.
Bu kız beni kendine çekiyordu...
Ve ben buna engel olamıyordum...Yeni bölüm *-* Yorum yapmayı unutmayın belki bu gün bir tane daha atarım ama kesin değil yani söz vermiyim. Seviliyonuz:)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Minatozaki
FanfictionBu hikayede Sana bütün Twice üyeleriyle shiplenmiştir! İstemeyen okumasın aq!