Mina
"Ne olacak şimdi?"
"Bilemiyorum Mina. Ben onu yumuşatmaya çalıştım ama cidden çok sinirliydi."
Bir süre durduk. Az sonra babam gelecekti ve büyük ihtimalle Sana'yla bir daha görüşüp görüşemeyeceğimiz belli olacaktı.
Genel öksürük sesiyle ikimiz de kapıya döndük. Babam yavaş adımlarla geldi ve annemin yanına oturdu.
"Mina..."
"Efendim baba?"
"O kızdan ayrıl."
Gözlerimin dolduğunu hissettim. Ben onunla olmak için neler yapmıştım... O kolaya ondan ayrılmamı istemişti.
"O senin geleceğini kirletecek bir kara nokta Mina. Gelecekte çocuklarına bir kız arkadaşın olduğunu anlatmak kolay olmayacak."
Gözlerimin büyüdüğünü hissettim. Çocuklarım?
"Gelecekte çocuklarıma Sana'yı anlatmama gerek kalmayacak çünkü zaten annelerini onlara anlatmama gerek yok."
Bir süre durdu. Şaşırmış gibiydi.
"Ne yani? Onunla evlenmeyi falan mı düşünüyorsun?"
Kafamı kararlılıkla salladım.
"Evet."
Bir süre yüzüme baktı ve sonra kahkaha attı.
"Güldürme beni Mina."
"Ben ciddiyim baba."
"Geleceğin umrunda değil mi Mina?"
"Geleceğimin Sana'yla beraber seni bulacağın inek bir doktordan daha parlak olacağına eminim baba."
"Saçmalaya başladın."
"Saçmalamıyorum. Hem Sana hem de ailesi iyi insanlar."
Babam bir süre bakışlarını yere sabitledi daha sonra iç çekerek kafasını kaldırdı ve bana baktı.
"Bu günah." diyebildi en sonunda. O sırada boğazımda bir yumruk hissettim. Yutkunamamıştım.
"Hem de büyük bir günah."
"B-ben..."
En sonunda yutkunabildiğimde kafamı kaldırıp babama baktım. Bu konuda düşünmüştüm hem de çok fazla...
"Ben Tanrı'nın beni böyle yarattığı için beni yaradılışımdan dolayı yargılayacağını düşünmüyorum."
Babam bir süre bana baktı ve daha sonra elini kafasına koyup başını yere eğdi.
"Ne diyeceğimi bilemiyorum Mina."
Cevap vermedim ve dikkatle babamı izleyen anneme baktım.
"Düşünmeme izin ver." dedi ve kalkıp odadan çıktı.
***
"Sana için aileni karşına alacak mısın gerçekten?"
Tam ağzımı açtığımda çalan telefonu 175.defa kapattım. Yine Sana arıyordu ve ben aklıma babam varken onunla konuşamayacağımı biliyordum.
"Bilmiyorum Momo. Sonunda bunun olacağı kesindi ama ben kötü şeyler düşünmek istemediğim için bunu düşünmek istemedim."
Momo iç çekti ve önündeki kahvenin pipetiyle oynamaya başladı.
"Mina?!"
Kafamı çevirdim ve elinde telefonuyla kafenin kapısında duran Sana'ya baktım. Sanırım tüm gece uyumamıştı çünkü gözlerinin altına makyaj yaptığı belliydi. Yanıma geldi ve bileğimi tutup beni kaldırmaya çalıştı.
"Gel! Konuşmamız lazım."
Derin bir nefes aldım ve bileğimi elinden kurtardım.
"Sana ben...babamla konuştum ve düşünmesi gerektiğini söyledi."
Sana kaşlarını çatmış bir şekilde beni dinliyordu.
"Ama pek olumlu baktığını söyleyemem."
Sana'nın gözleri dolmaya başlamıştı.
"B-beni bırakıyor musun?" diyebildi en sonunda.
"Ha-hayır. Daha henüz bir şey sö-"
Sözümü dudaklarıyla bölmüştü. Belki de son kez dudaklarıma değen dudaklara karşılık verdim. Benim de gözümden yaşlar akmaya başlamıştı. Yavaşça geri çekildi ve elini yanağıma koyup gözümden akan yaşları sildi.
"B-ben...bir söz vermiştim Mina." dedi ve burkukça gülümsedi.
"Ne olursa olsun...sen olacaksın. Benim için sadece sen olacaksın. Ayrılsak, başkasıyla evlensen hatta başkasıyla çocukların olsa bile..."
Bir süre durdu. Söyledikleri ikimizin de kalbini paramparça ediyordu. Bunun ikimiz de farkındaydık.
"...bu kalp asla...ama asla başkası için atmayacak. Bu beden asla başkasının olmayacak."
En sonunda burkukça gülümsedi ve kafasını yana eğdi. Bir süre öylece birbirimize baktık. Daha sonra kalktım ve ona sarıldım. Kafeden Sana'nın beni öptüğünden beri gelen eleştiriler bu hareketimle daha da çok artmıştı. Dudaklarımı kulağıma bastırdım.
"Seni seviyorum Sana...ve daima seveceğim buna emin ol."
***
"Ağlama lütfen Mina." dedi göz yaşlarımı silerken Momo.
"B-belki de...belki de o-onu son kez ö-öptüm Momo." dedim ve daha çok ağlamaya başladım.
"Belki de...belki de filmlerdeki gibi olur. Şimdiye kadar yaşadığımız her şey gibi. Belki baban izin verir?"
Kafamı yavaşça kaldırıp ona baktım. O haklıyı. Belki de şimdiye kadar yaşadığımız her şey gibi bu da hallolacaktı. Benim ölümden dönmem gibi Sana'yla beraber olmam gibi... Belki bu da hallolacaktı...
"Ha-haklısın..."
Gülümsedi ve göz yaşlarımı sildi.
"Bak böyle işte. Gülümse!" dedi ve sırıttı. O sırıtınca gülümsemem az daha genişlemişti.
"Eve gideceksin ve baban 'Senin mutluluğun her şeyden önemli.' diyecek. Siz de eskisi gibi olacaksınız. Sonra evlenip çocuk yapacaksınız." dedi ve göz kırptı.
"O biraz imkansız değil mi?"
"Tzuyu araştırmıştı. Olabiliyormuş." dedi ve saçlarını karıştırdı. Bu gülümsememe neden olmuştu. Ailem Momo'nun ailesi gibi olsa ne olurdu sanki? Momo Tzuyu'yi ailesiyle tanıştıracağım söylemişti. Tzuyu'nin ailesi de Momo'yu biliyormuş zaten.
Momo'ya döndüm ve gülümsedim.
"Dediğin gibi olacak Momo. Her hikayenin mutlu bir sonu vardır değil mi..?"
***
Kapıyı yavaşça açtık ve yavaş adımlarla odama yöneldim ama o sırada kolumu tutan elle o tarafa döndüm.
"Baban...kararını vermiş." dedi.
"S-sana söyledi mi?"
"Hayır. Seninle yalnız konuşmak istiyormuş."
Kafamı onayla biçimde salladım.
"Nerede?"
"Mutfakta."
Yavaş adımlarla mutfağa ilerledim ve içeriye girip kapıyı kapattım ve karşısına oturdum.
"Mina?"
"E-efendim baba?"
"Sana'nın..."
Bir iç çekti ve kafasını kaldırıp bana baktı.
"Sana'nın senin için uygun olduğunu düşünmüyorum. Lütfen yarın ona veda et..."Bu bölüme açıklama yazabileceğimi sanmıyorum çünkü neredeyse yazarken ağlayacaktım:/
Önceliğin bu hikayede olacağını söyleyebilirim yarın öğlen ya da akşam üstü gibi bölüm atmaya çalışacağım bir aksilik çıkmazsa...
Sövmeden yorum yapın lütfen:/
Seviliyonuz...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Minatozaki
FanfictionBu hikayede Sana bütün Twice üyeleriyle shiplenmiştir! İstemeyen okumasın aq!