Matematik sınav kâğıdı, sırama bir sevgili edasıyla uzanmıştı. E bana da bir âşık gibi bakmak düşerdi. Ben ona bakıyordum, o bana. Kolumu sertçe dürten dirsek beni kendime getirdi.
-''Ne o küçük? Bakıyorum da zihin yoluyla bitiriyorsun sınavı.''
Göz ucuyla Cihat'ın kâğıdına baktığımda tüm soruların çözülmüş olduğunu gördüm. Yahu bu çocuk ders bile dinlemiyordu, nasıl yapıyordu? Ben de onun gibi fısıldayarak konuştum.
-''Sen kendine bak! Bu gidişle birinciliği Dört göz Zeki'nin elinden alacaksın.''
Cihat gülümsedi.
-''Hadi neyse acıdım, ver kâğıdını da yardım edeyim.''
-''İstemez canım senden yardım alacağıma gururumla sıfır alırım daha iyi.''
Cihat kıs kıs gülmeye devam etti.
-"Sen bilirsin."
Dehşete düşerek tekrar ona baktım.
-''Ah Cihatcığım sen benim her dediğime niye bakıyorsun? Sınavda her şey mubahtır. Al bakalım şu kâğıdı canım. Hadi eline kuvvet.''
Yaklaşık on beş dakika sonra hocaya sınav kâğıdımı teslim ediyordum. Son dersin bitmiş olmasının huzuru da vardı üzerimde. Çantamı alırken Gül'ün yanağını sıkıp, Sinan'a da bir tokat savurdum.
-''Görüşürüz yarın gençler!''
Onlarda alelacele eşyalarını topluyorlardı. İlk konuşan Sinan oldu;
-''Matematik sınavından çıktık ve Mahruyan gülümsüyor kıyamet alameti.''
Cep telefonuna göz atıp tekrar bize baktı.
"Dur bakayım valla Cuma bugün al sana bir kıyamet alameti daha, hadi tutmayın beni gidip namaza başlayacağım. Bismillahi eüzü şeytanirracim."
Jet hızıyla yanımızdan kaçarken Gül arkasından bağırdı.
-"Sen önce besmele çekmeyi öğren be, bir de namaza başlayacakmış, hah." Sonra bana çevrilen gözleri yumuşadı.
"Hadi canım gidelim."
Suat'ın görebilme meselesini Gül'e de anlatmıştım. En az benim kadar mutluydu o da. Birlikte okulun dış kapısına kadar yürüdükten sonra sarılıp ayrıldık. Sanırım bugüne kadar gerçekten benimsediğim tek kız arkadaşımdı. Sarılırken son sözleri de
"İnşallah açılır gözü Suat'ın, İnşallah canım. Mutlu olmanızı o kadar istiyorum ki" oldu.
-''Tek duam bu Gül.''
Eve geldiğimde çantamı yatağın üzerine savurdum ve ters çevirerek içinde ne var ne yok yatağın üzerine boşalttım daha sonra dolabımın küçük gözüne sakladığım parayı özenle çantaya yerleştirdim. Bir yandan da babama minnet dolu teşekkürlerimi göndermeden edemedim. Bu parayı geleceğim için ayırmış olabilirdi ama âşık olduğum adama yardım etmekten daha güzel bir şey olabilir miydi bu hayatta? Yeter ki Suat mutlu olsundu.Üzerime kot bir pantolon ve bordo bir kapüşonlu geçirdim. Kahve saçlarımı toplamaya gerek bile duymadım, çantamı kaptığım gibi dış kapıya yöneldim. Çıkarken bağırmayı da ihmal etmedim.
-''Anne, Ben Gülsüm teyzelere gidiyorum.''
Annemin benimkini aratmayacak kadar yüksek olan sesi koridorda yankılandı.
-''Tamam kızım dikkatli git. Selam söyle Gülsüm teyzene.''
-''Peki anne.''
Merdivenleri ikişer üçer atlayarak, deyim yerindeyse uçarak Suat'lara geldim. Kapıyı Gülsüm teyze açıp da beni görünce hemen gülümseyerek yanaklarımı sıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahruyan Uyan!
RomanceSöyle Mahruyan saçlarının rengini Ben bilmem, renkleri anlat bana.. Güzel mi yüzün de sesin gibi? Anlat Mahruyan, kendini anlat bana.. Görmek için sadece gözler yetmezdi.En az göz kadar yürek de görmeliydi.Genç adamın körlüğü, uzuvları tam ancak yür...