🌙Mahruyan 28🌙

3.6K 329 26
                                    

Şu el ele tutuşmanın verdiği haz ne kadar da farklıydı böyle.Ancak verdiği mutlulukla arada sırada saçmalayabiliyordu insan.Suat'la saçma sapan şeylere bile güler olmuştuk.Espri seviyesi oldukça yüksek olan ben ,ve şaçmalıktan dibe batmış o kokuşmuş şakalarım.. Ah ah öyle şeyler anlatiyordum ki eminim gece gün değerlendirmesi yaparken utanacağım kendimden.

Suat' la yan yanayken sanki yollar kilometrelerden,santim kadar yakınlığa dönüşüyordu ayaklarımın altında,zaman böyle çabuk,zaman böyle hızlı..

-Bugün sizi evinize ben bırakacağım Suat Bey itiraz istemiyorum,anlaştık öyle değil mi?

Suat havalı duruşuyla karar veren hakim edasını takınıp, yüzündeki gülümsemeyi eksiltmeden başını havaya kaldırdı.

-Hımmm seni görmeden duramıyorum demek istiyorsun yani? İyi.. Peki.. Neden olmasın..Madem bu denli ısrarcısın müsaade ediyorum.

Uzunca baktığım ağzından yüzümü çevirip sitemle devam ettim.

-Üstüme iyilik sağlık ayol.. Geçen sen bırakmıştın.Şimdide ben bırakayım dedim.Balon gibi şiştin patlatmasınlar sonra?

Suat o eğlenen suratını sahte olduğu besbelli şekilde ciddileştirdi.

-Noldu Mahruyan hanım hani sizli bizliydik ne bu samimiyet tatlım?

-Suat bey.Suat Beey cıvıtan kim ortada. Tabi canım, sen de haklısın. Sana yol arkadaşı olarak anca tombul dostun yakışır.

-Kim o dost tanıyamadım kendisini, o da guzel bir hanım mı yoksa?

Suat anlamış olduğu şeyle birlikte gülerek benimle uğraşmaya devam ediyordu.İnsan başkalarının mutluluğunu kendi sevinci bilir derlerdi de inanmazdım.Yaşamadan bilemiyor insan.Suat'ın mutlu olması bana huzur veriyordu. Hem de hiç olmadığı kadar.

Kıskanan suratım ne de çirkef görünüyordu öyle. Şuan gözlerine kavuşsa Suat eminim hiç düşünmeden geri yumardı. Ağzımı yamultarak devam ettim.

-Hıı ne demezsin hemde çok alımlı bir hanım kendisi. Meuww diye ses çıkarıyor. Al sana hanım.

-Hmm kediyi diyorsun sen,ama ona gerek yok ki sende benim minnoşumsun.

Tombul diye dalga geçtiğim bu kedi gibi sevilmek ne kadar da şirin gelmişti öyle.Okşanan ruhum bu adamı bırakmamam gerektiğini fısıldadı bana. Suat'ın yürümesine engel olmayacak şekilde koluna yaslandım.

Hoşuma gittiğini anlayan Suat durup durup tekrar ediyordu.

-Minnoşuuum.

Neredeyse miyav diye tepki vereceğim.Hiç öyle bakmayın bana.Sevgi dışardan aptallık gibi görünsede,benim bugüne kadar gurur duyarak yaptığım en mantıklı şeydi..

Bu kadar yolun nasıl bittiğini anlamadan Suat ın evinin önünde bulduk kendimizi.

-Gelmiş olmalıyız Mahruyan.

-Evet geldik.

Ellerinin parçası gibi görünen elimi istemeden de olsa gevşettim.Onun bana sarılmasını beklemeden sıkıca sardı kollarım boynunu.Ne güzel kokuyordu öyle.Cennette hiç bilmediğimiz çiçekler var denilirdi hep, sanırım onlardan biri yanlışlıkla kopup gelmiş ve onun kokusunda yeşermişti. Bu kokuda masumluk vardı, hayat vardı.

-Kendine çok dikkat et olur mu Suat ,kendin için değilse de benim için.

Saçlarımı uzun parmaklarıyla şefkatle tarıyordu.Parktaki gibi ufak ufak saçlarımdan öptü.Bazen saçlarımı iki parmağının arasında kaydırıyor,usul usul kokluyordu.İşte en memnun olduğum şeylerden biriydi bu.

Bırakayımda bildiği saç benim saçım,duyduğu koku benim kokum olsundu.Bundan büyük bir gurur olabilir miydi benim için?

Bu uzun sarılma faslından sonra,yan binanın 5.katına takıldı gözlerim.Yaşlı kadın korkuluğa kol dayamış, kötü bir olaya maruz kalmış gibi irice açılmış gözlerle bizi süzüyordu.

Ne kadar yaptığım hiçbirşeyde yanlışlık görmesemde bu durum keyfimi kaçırmaya yetti. Huzursuzlanıp kendimi geri çekmek mecburiyetinde kaldım.
Ayrilan vücudumuzun arasından rüzgâr geçen rüzgar göğsümdeki sıcaklığı alıp götürdü.Uzun süredir karşılık vermemiş olan Suat konuştu:

-Sende kendine dikkat et lütfen Mahruyan.İyi ki varsın herşey için teşekkür borçluyum sana .

Kızarmış elimi Suat'ın sol yanağına yerleştirdim.

-Sen de..Sen de iyi ki varsın..Hoşçakal canım..

Artık ezberlemiş olduğu evine rahatça girebilirdi.Apartman kapısından kaybolmadan önce tekrardan arkasına döndü.

-Minnoş gittin mi?

-Hayır. Gidiyordum tam bir isteğin mi vardı?

-Var evet,doğruca eve gidiyorsun başka yerlere sapmak yok

Yüzümdeki gülücük yanaklarımda çoğaldıkça çoğaldı.Sanırım kıskanmanın kedi versiyonuydu bu.Onu kapıda çok bekletmeden cevabımı verdim.

-Peki olur,merak etme sen.

Tamda bulunduğum yol tarafına düşen evlerine Suat'ın ulaşması için tahminimce bir süre biçtim.O süre tamamlanır tamamlanmaz, onun güvende olduğuyla huzur bulan kalbimide alıp yola koyulma vakti geldi.

Son bir kez daha çevirmekten alıkoyamadığım başım 2.kata yöneldi.Suat perdeleri açmış,benim olduğum yerin daha da uzağına gözlerini dikmiş bakıyordu.O an anladımki o da benim gideceğim mesafeyi kafasında ölçüp tartmış, kendince beni uğurluyordu.

Yanlış hesap etmişti Suat,hesap yanlıştı ama kendisi benim tek doğrumdu.Gözleri beni bulmasada ,uzaklara takılsada..Sadakatti bu,sevdiğini göremeyeceğini bile bile uğurlayacak kadar nezaketli bir yüreğe sahip olan adamın resmiydi bu.

Beni görmeyecek olan bir çift masum göze el salladım uzaktan.Sessizce son cümlemi fısıldadım.

-Ey yüreği güzel adam,hoşçakal..

Mahruyan Uyan! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin