Merhaba değerli okuyucular 😊İyi kötü geçirdiğimiz bu uzun süreçte kurgumuzu okuyarak beğenen/beğenmeyen , yanımızda olan herkese teşekkür ederiz. Bir sonra ki bölümde "MAHRUYAN UYAN" final oluyor. Bu konuda ki görüşlerinizi merak ediyoruz açıkçası 😊😋😊Nasıl buldunuz kitabı??
...Suat benden giderek yıkılan dünyamın altında bir başıma bırakmıştı.
Sersem gibi olduğum yerde durmayı bırakıp bende onun peşinden koştum. Tıpkı onun bana yaptığı gibi. Fakat ne ben Suat'tım ne de o Mahruyan ...Sözlerimi dinlemedi bile.
-"Dur...Dur dedim sana Suat!!"
-"Lütfen gitme, dinle beni."
-"Suat!"
Arkasından koşarken kendi ayağıma takılıp yere kapaklandım. Çok sert düşmemiştim ama ağzımdan çıkan iniltiye de mani olamadım. Düştüğümü hissetmiş gibi aniden arkasını dönüp bana koşmaya başladı. Aslında istesem şu an kalkabilirdim, hiçbir şeyim yoktu. Fakat bunu Suat bilmese de olurdu.
Koştuğu için göğsü hızla yükselip iniyor, ıslak vücudu rüzgarla ürperse de belli etmiyordu. Yanıma eğilip ellerimi avcuna aldı ve herhangi bir yerinde hasar olup olmadığını kontrol etmeye başladı.
-"Ahh iki dakika içinde nasıl kendine zarar vermeyi başarıyorsun, anlamıyorum."
Haklı olan benmişim gibi somurttum.
-"Sende bir başıma bırakmasaydın o zaman."
O hasar kontrolü yapadursun tekrar gideceğini bildiğim için kendime çekerek sımsıkı sarıldım. Onun gitmesine artık izin veremezdim. Kaçamazdı benden.İstese kurtarabilirdi kendini ama biliyorum ki onun da buna gücü yok. Elim saçlarını okşarken dilimden süzülenler kalbimden geçen tüm gerçeklerdi.
-"Ben kaza geçirdim Suat.Senin ameliyat olacağın gün büyük bir kaza geçirdim."Tüm bedeni irkildi sözlerimle.
-"Kaza mı?"
Her ne kadar bunda babasının büyük bir payı olduğunu söylemek istesem de sustum, şimdi kaldıramazdı bunu.
-"İşte o kazadan sonra her şeyi unuttum. Adımı, ailemi, geçmişimi, hatta seni bile. "
-"Nasıl olur?Hayır..Hayır Bu mümkün değil.Sen, sen beni bırakıp gittin Mahruyan.Terk ettin."
İkna olmuyordu bir türlü.Güzel gözleri büyük bir ikileme düşmüştü.Hem beni istiyor hem de neden onu bıraķıp gittiğim için kollarımı sarsarak kendime getirmeyi istiyordu.Hisleri hislerime karışmıştı artık.O bana karışmıştı artık.Istesekte ayrılamazdık.
Kafamı hızla salladım.
-"Seni bırakmadım ben.Söyleme şöyle,seni asla bırakmadım.Hafızamı kaybedince seni bana kimse anlatmadı, senin aşkını bana kimse hatırlatmadı Suat."-"Sen...Sen şimdi beni bırakmadın mı?Ben sandım ki...beni terk ettiğini sandım Mahruyan."
-"Biliyor musun? O kadar az zaman oldu ki her şeyi hatırlayalı. Hemen sana geldim. Sadece seni istedim. Yemin ederim ki sadece seni sevdim ben.O bakkalda ilk gördüğümden beri hem de."
İtirafımdan sonra zamanın ağır çekim filmlere dönüp yavaşladığını hissettim.Tüm söylediklerim arasındaki en garip şeyler onu sevmemmiş gibi titreyerek kafasını kaldırdı.
-"Ki- kimi seviyorum dedin?"
İrileşen gözleriyle olanlara inanamıyormuş gibi sağ ve sol gözüm arasında mekik dokudu.
-"Tekrar söyle!"
Ona milyon defada söylesem bıkmayacağım sözleri bir erkeğe karşı ilk söyleyişimdi.
-"Seni seviyorum Suat. Seni seviyorum Suat. Seni çok seviyorum hem de."
Hiç hareket etmeden ruhunu kaybetmiş gibi öylece bakıyordu.Sonra ne dediğimi yeni anlamış gibi elinin tersini dudaklarına değdirerek kahkahasını koyverdi.Bu manzarayı öyle özlemiştim ki anlatamam.Bembeyaz dişleri gecenin karanlığına inat parladı.Rastgele öpücükleri beni şoka sokacak şekilde yüzümdeki her noktaya konarken neşeyle bağırdı.
-"Ee bende seni seviyorum."
Hayatımda hiç görmediğim kadar mutluydu.
-"İnanamıyorum.Şu an kollarımdasın ve beni sevdiğini söylüyorsun.Lütfen rüya olmasın bu.Lütfen...Dayanamam."
Delirmiş gibi tekrarladı kahkaham onunkine karışırken.
-"Seni seviyorum Mahruyan.Seni çok seviyorum aşkım."
Kollarına aldığı bedenimi havaya kaldırıp, ayaklarımı yerden kesecek bir biçimde etrafında döndürmeye başladı.Beş dakika öncesine kadar ikimizde hıçkırarak ağlarken şimdi kahkahalar atıyorduk.Gecenin böyle sonlanacağını asla tahmin edemezdim.Tıpkı onun gibi bende yüzünün heryerini öpüyordum, onun öpücükleri de benimkilere karışırken dakikalarca öyle kalıp birbirimizde kaybolduk.
Şimdi ise bir çok şeyin başladığı eski bankın üzerinde sırılsıklam bedenlerimizle oturmuş birbirimize sarılıyorduk.Suat'ın boynuna gizlediğim başımı çıkarıp kaçamak bir bakış attım yüzüne.O ise keyifle sırıtıp biraz daha sokuldu.
-"Mahruyan...Hani demin ard arda bir şeyler söylüyordun ya, tekrar söylesene onları."
Tebessüm ederek karmakarışık olmuş dalgalı saçlarını daha da karıştırdım.Anlaşılan yetmemişti ona "seni seviyorum" larım.Kedi yavrusu gibi beklentiyle baktığını görünce ona çok gizli bir sır verirmiş gibi yaklaşıp fısıltıyla söyledim.Oda keyifle gülerek saçlarımı sevdi.
Ama bir dakika bu sahnede "ben de seni seviyorum" demesi gerekmez miydi?Huysuzca yerimde kıpırdanıp şirin bir gülümsemeyle tekrar mırıldandım.
-"Suat?"
-"Söyle aşkım?"
-"Seni seviyorum."
Gülmemek için dudaklarını ısırıyordu.İyi de neden?
-"Biliyorum canım."
Şaşkın bir balık gibi bakakalırken huysuzca avcumdaki saçlarını çekiştirdim.
-Eee...Sen beni sevmiyor musun yani?
Suat deminden beri tuttuğu kahkahasını yıldızların şahitliğinde gecenin sessizliğine koy verdi.Her yerde yankılanıyordu gülüşü, tıpkı masal gibi...Bir süre daha güldükten sonra başını benim ona yaptığım gibi omzuma yasladı.
-"Seni seviyorum demek yetmez ki Mahruyan'ım...Ben yıldızımı evrendeki yıldız sayısı kadar seviyorum.Sonsuz seviyorum."Islak kirpiklerimi yüzüne sürerek gülümsedim.
-Biliyorum...
Kaç dakika orada öyle durduk bilmiyorum.Ya da kaç asır ayrı kaldık biz.Bildiğim tek bir şey var, o da ömrümün sonuna kadar böyle kalmak istediğim.Hatta şu an bile ölebilirim...Bu umrumda olmaz...
Hangi sıcak yarışabilir ki onun ellerinin sıcağıyla?
Ya da hangi soğuk karşı çıkabilir onsuzluğun soğuğuna?
Her neyse düşünmek dahi istemiyorum.Zihnimi kapatıp kör olmak istiyorum tüm dünyaya.Şimdi ben susacağım bedenim konuşacak.Onu ne kadar sevdiğimi onu ne kadar özlediğimi gösterecek...
Aşkıma şahitlik etmiş herkeste yaşanmışlıklarımın gerçekliğinde kendine ait bir parça bulacak...
Ama şimdilik susuyorum.
Dudaklarım mühürlenirken aşkla, sevdiğimin kollarında sonsuzluğa koşuyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahruyan Uyan!
RomanceSöyle Mahruyan saçlarının rengini Ben bilmem, renkleri anlat bana.. Güzel mi yüzün de sesin gibi? Anlat Mahruyan, kendini anlat bana.. Görmek için sadece gözler yetmezdi.En az göz kadar yürek de görmeliydi.Genç adamın körlüğü, uzuvları tam ancak yür...