Bazı sözleri kulak işitse de gerçekliğine inanmak istemezdi insan. İşte Nihal'de tam da bu durumdaydı.Yatağın başucunda öylece kalakaldı.Ne demişti ay yüzlü kızı;
-Siz kimsiniz?
Hala inanamayan gözlerle Mahruyan'a baktı bir umut yanlış anlamışımdır diye."Mahruyan'ım sen..Sen beni hatırlamıyor musun annem?" Sonra ortada komik bir durum varmış gibi güldü. Bilemedi ne yapacağını.Merak dolu bakışlarını doktora çevirdi.
-Bu..bu nasıl olur?
Doktor eliyle kapıyı gösterdi. "Hanımefendi izninizle hastayı muayene edeceğim."
Nihal çökmüş omuzları, dolu dolu olmuş gözleriyle ilerleyip kapıyı açtı.Çıkmadan öncede aralık kapıdan Mahruyan'a baktı son bir kez.
Mahruyan, ne olduğunu anlayamadı demin ki kadın "annem" diye hitap etmişti kendine.Annesi olsa bilmez miydi? Sahi o değilse kimdi annesi.Ne işi vardı burada? Zihnini yokladı fakat kafası bomboştu.Kır saçlı doktor iki gözünü de parlak bir ışıkla inceledi.Sonra da eline masadaki dosyayı alıp burnunun ucuna kadar ilerlemiş gözlüğü düzeltti.
-Evet kızım şimdi birkaç soru soracağım sana.
-Çok ağrın var mı?
-Her tarafımda sızı hissediyorum. Özellikle de başımda.
-Bu ağrılar çok normal genç hanım.Ağır bir trafik kazası geçirdin.Senin için etkili bir ağrı kesici yazıyorum.
"Demin ki hanımefendiyi tanıyor musun?"
Mahruyan onu daha önce görmediğine emindi.Kafasını olumsuz bir biçimde salladı."Hayır,tanımıyorum.Beni başkasıyla karıştırmış olmalı"
-Tarihi söyleyebilir misin peki? Mesela hangi aydayız hangi yılda?
Mahruyan elinin üzerindeki sıyrıklardan gözlerini çekip doktora döndü. "Bilemiyorum..Yani..Kafam çok karışık."Doktor düşüncelerinde yanılmadığını anladı ve iyice emin olmak içim son soruyu da sordu.
-Adını hatırlıyor musun peki?
Genç kız aval aval bakan gözlerini kaçırdı. Hatırlamak istedi fakat olmuyordu. Kaşları çatıldı ve dişlerini sıkarken kafasına bir ağrının saplandığını hissetti. Ufak bir inleme firar etti ağzından.
-Bilmiyorum.
Doktor genç hastayı daha fazla yormak istemedi, arap saçına benzeyen el yazısıyla elindeki dosyaya bir şeyler karaladı.
-Peki genç hanım. Bir müddet uzan şimdi. İhtiyaçların için bir hemşire yollayacağım.
Mahruyan doktorun dediği gibi gözlerini usulca yumdu.Çok yorgun hissediyordu kendini.Etrafta olan biteni sorgulayacak hali bile yoktu.Zaten dakikalar sonra hasta bedeni kendini uykuya teslim etti.
Nihal, boş koridorda duvara bakarak oturuyordu.Bir yandan duvarı izliyor bir yandan da aldığı hayati kararları gözden geçiriyordu.Bir daha kimse ailesine ve kendisine zarar veremeyecekti..Hiç kimse...Kaç gündür doğru düzgün beslenemediği için vücudu daha da zayıflamıştı sanki.Yandan gelen cılız bir seslenmeyle başını çevirdi.Bu endişeyle kendini izleyen kız Gül'den başkası değildi.
-Nihal teyzecim? İyi misin?
Buruk bir gülüş peydah oldu dudağında.İyi miydi sahi?
Gül, amcasının karısı rahatsızlanınca onunla birlikte hastaneye gelmişti tam gidecekken de Nihal'le karşılaşmıştı zaten. Bir cevap alamayan genç kız hafiften sarstı Nihal'i.Çünkü adeta yaşayan bir ölüyü andırıyordu.Nihal Gül'ün bileğini tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahruyan Uyan!
RomanceSöyle Mahruyan saçlarının rengini Ben bilmem, renkleri anlat bana.. Güzel mi yüzün de sesin gibi? Anlat Mahruyan, kendini anlat bana.. Görmek için sadece gözler yetmezdi.En az göz kadar yürek de görmeliydi.Genç adamın körlüğü, uzuvları tam ancak yür...