Çisem Akbulut
Egemenin üzerime attığı dosyaların içerisinde cebelleşiyor, uzun süre çalışmayarak kendimi tembelliğe alıştırdığım içim yine kendime kızıyordum. Üstelik karşı odamda sevgili ortağımız Evren'in olduğu gerçeğide oldukça can sıkıcıydı. Beni görmezden geliyor, gerekmedikçe yüzüme bile bakmıyordu. Kendimi bazen görünmez falan hissediyordum. Bir insan bu kadar görmezden gelinmezdi yahu. Varlığımdan şüphe ediyordum. Odamın kapısı hışımla sonuna kadar açılarak duvara çarparken korkuyla irkildim. Elimdeki dosya yeri öperken içeriye giren Eylüle kocaman gözlerle bakıyordum.
"Ben geldim!" dedi insanın kulağını tırmalayan bir çırtlaklıkla.
"Tekrar dene." dedim yerden dosyayı alırken.
"Neyi? Tekrar mı içeriye gireyim? Ayol ne gerek var. Bence gayet afilli bir giriş yaptım."
"Kapı diyorum kırılmadı. Bir kez daha dene."
Benim duyamadığım birşeyler mırıldanarak aynı hızla kapıyı kapatıp tekli koltuğa oturdu. Allahın manyağı! Nereden buluyordu bu enerjiyi? Çantasından çıkarttığı biletleri masanın üzerine koyarak bana doğru itekledi. Biletlere kısa bir bakış atarak Eylüle baktım. Sırıtarak yüzüme bakıyordu.
Aman Allahım!
Ben bu sırıtışı çok iyi biliyordum. Bu senden birşey isteyeceğim ve sende paşa paşa yapacaksın bakışıydı.
"Bunlar ne?"
"Bilet."
"Ahh... Öyle mi bende başka birşey sanmıştım." dedim hala önümdeki biletlere bir anlam veremeyerek.
"Londraya gidiyoruz bebeğim. Üçümüzede tatil çok iyi gelecek. Ben bavullarımızı hazırlamaya gidiyorum."
Ahh... Bu kız kesinlikle deliydi. Ne demek Londraya gidiyoruz? Üçümüz mü? Benim cevap vermemi beklemeden kapıdan çıkan Eylül'e yetişmek için hızla yerimden kalktım. Londra şurada kalsın eve gidecek enerjim yoktu benim. Ayrıca ne ara girmek üzere olduğu depresyonu üzerinden atmıştı? Acaba ben mi fazla kafa yoruyordum bu konulara? Sonuçta olan olmuştu.
"Eylül bekle! Ben hiçbir yere gelmem."
Egemenin odasından çıkan Egemen, Evren ve Gökhan üçlüsü şaşkınca bize bakarken Eylül hışımla bana döndü.
"Pardon fikrini mi sordum?" dedi saçlarını geriye savururken.
"Bebeğim sen iyi misin?" dedim bir terslik olduğunu anlayarak.
Cenkten mi kaçmak istiyordu yoksa duygularından mı? Atlattığını sandığım acıyı o kadar iyi gizliyordu ki bir an beni bile kandırmıştı.
"Elbette."
Ona inanmayan gözlerle bakmamı umursamayarak Egemene döndü.
"Sende bizimle geliyorsun." dedi sırıtarak.
Ben bu halleri ile endişelenirken Egemenle bakışlarımız kesişti. Biliyorduk ki ciddi bir durum olmasa bizi bir araya getirmezdi. Bir araya gelmek ne demek yahu kadın bizi birlikte tatile çıkarma planları yapmıştı.
" Sinsi aklından neler geçiyor?" diyen Egemene öyle bir bakış attı ki ne ben itiraz edebildim nede ağabeyim.
"Dikkat et sinsi aklımın planlarına kurban gitme. Okan amcayla konuştum ben yarın gidiyoruz o kadar."
Dördümüzde Eylül'ün gidişini izlerken Gökhan "Bu kadın deli!" dedi.
"Kim yaktı ulan bunun canını yine?"
![](https://img.wattpad.com/cover/35288098-288-k817829.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYA YANSA
RomanceBir adam iki kişilik... Hem merhem hem yara... Bir kadın kırık,dökük baştan sona yıkım... Ölümün varlığını unutarak yaşadığım gerçeği yüzüme okkalı bir tokat olarak inerken mavinin en güzel tonuna baktım. Az önce benimle alay eden adam şimdi nefes...