Evrenin yüzü sola doğru savrulurken titreyen ellerimi yumruk yaparak avuçlarımı tırnakladım. Olmuyordu işte. Olmayacaktı. Kaldıki ona artık güvenmiyor, sevgisine inanmıyordum. İnada bindirmişti sadece.
"Beni altına aldığın o sürtüklerle karıştırma. Madem gözünde bir sürtükten farkım yok ne diye peşimi bırakmıyorsun? Bu gece yaşananlardan sonra asla seni sevdiğime dair bir cümle duyamayacaksın! Hoş, senin gibi bir adama nefretten başka bir duyguda besleyemem. "
Kalbimi zehirli bir sarmaşık gibi sardığını, içime yavaş yavaş işlediğini kurduğum cümlelerden sonra fark etsemde söylediklerimin arkasında duracaktım. Maden beni bu kadar basit bir kadın olarak görüyordu asla kalbimi ona açtığımı bilmeyecekti.
Kafasını yavaşça çevirerek gözlerimin içine baktığında bozguna uğradım. Ona karşı hislerimden emin olduğum ilk dakika onunla mutlu olma ihtimalimi kaybetmiştim. Tek kelime etmeden odadan çıktığında dizlerimin üzerime çöktüm. Doruk yine yapacağını yapmış parmağını dahi oynatmadan hayatımı alt üst etmişti.
* * *
Evren KarahanSevilmediğini bile bile sevmek yavaş yavaş yok olmaktı. İçimde hiç tanımadığım bir adam vardı ve ne yapacağını kendim bile bilemiyordum. Kıskançlık duygusu gözümü kör ediyor, önüme gelen herşeyi yakıp yıkmama sebep oluyordu. Baştada Çisemi yakıyor, yıkıyordum.
"Gökhan!" dedim depodan içeriye girer girmez.
Sinirimi birisinden çıkarmam gerekiyordu yoksa gidip Doruk piçini öldürecektim.
"Buyur ağabey."
"Dediğimi yaptın mı?"dedim gömleğimin kollarını kıvırırken.
Asıl canilik nasıl oluyormuş şimdi görecekti Çisem hanım. Anlayacaktı. Benden başka yolu olmadığını anlayacaktı. Onu uyarmış benden uzak durmasını söylemiştim. O ne yapmıştı. Önce beynimi sonra kalbimi en sonunda da benliğimi ele geçirmişti. Kalbim zaten yangın yeriydi daha fazla bana bu eziyeti yapmasına izin vermeyecektim. Oysa en başında herşey ne kadarda güzeldi.
"Yaptım ağabey. Eylül biraz zorluk çıkarttı ama sonra sakinledi. Üzerime vazife değil belki ama yengeyi daha çok kendinden uzaklaştıracaksın böyle."
Daha ne kadar uzaklaşa bilirdi ki? Zaten yapacağını yapmış bende en uzak köşeye gitmişti. Söyledikleri kulaklarımda yankılanıyor bu yaptığımın hafif bile kaldığını düşündürüyordu bana.
" Sen kıza iyi bak koçum. Bir sorun istemiyorum. En fazla bir hafta kalacak zaten orada."
Özlemek nasıl bir duyguymuş anlayacak sonrada buna son vermem için bana gelecekti. Zaten iki gün bile dayanamayacağını biliyordum. Attığı tokatın hesabınıda soracaktım o küçük cadıya. Herkesi karşısında tir tir titreten adama tokat atmıştı.
" Merak etme ağabey herşey kontrolüm altında. Birde yenge hakkında istediğin bilgileri topladık."diyen Gökhanın uzattığı dosyayı elinden aldım.
Herşeyi yine kusursuz yapmıştı. Herşeyin yolunda gitmesiyle yüzümde bir gülümseme oluştu. Bütün sinirim uçup giderken dostça Gökhanın omzuna vurdum. Savaştan sonra dost bildiğim tek insandı. Yıllar önce bir sokak kavgasında neredeyse ölmek üzereyken kurtarmıştım onu. Koca cüssesiyle yarısını haşat etmişti ama kalabalık gruba daha fazla tek başına direnememişti. Geçmişe giden düşüncelerim beni yine Çisemin olduğu anıların ortasına bıraktığında derin bir nefes alarak arabaya bindim. Bugünlük alacağımı almış, yapacağımı yapmıştım. Şimdi gidip Çisem hanıma uyması gerek kuralları anlatacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYA YANSA
Storie d'amoreBir adam iki kişilik... Hem merhem hem yara... Bir kadın kırık,dökük baştan sona yıkım... Ölümün varlığını unutarak yaşadığım gerçeği yüzüme okkalı bir tokat olarak inerken mavinin en güzel tonuna baktım. Az önce benimle alay eden adam şimdi nefes...