35.Bölüm

7K 353 6
                                    

"Evren!" dedim hırsla elimdeki yastığı yakışıklı suratına atarken. Elbette isabet ettirememiş ve daha çok hırslanmıştım. Bu yataktan kalkıp üzerine atlama isteğimi kamçılasada şişkin karnım buna müsaade etmiyordu.

"Güzelim, ne ara bu kadar kindar oldun? Herkes çok pişman." dedi az önce fırlattığım yastığı yanıma atarken.

Kin tuttuğum falan yoktu. Sadece hepsine öfkeliydim. Hangi kadın olsa öfkelenirdi bu durum karşısında. Yahu düğün günü kavga etmişlerdi! Hemde neden? Gelin çiçeği yüzünden.

" Bu benim hakkım. "diyerek yattığım yerden doğrulmaya çalışarak ekledim" Ayrıca pikniğe falan gitmek istemiyorum. "

Evren yatağa oturarak ciddi bir ifadeyle yüzüme baktı. Az önce gülen adamı daha çok sevdiğime karar verirken kaşlarım çatılmıştı.

"Asıl sebep ne Çisem?" dedi katı bir sesle.

Ağlamak istedim. Onu yanımdan kovmak ve bağırmak istiyordum. Bu ses tonu, bu sinirli halinden nefret ediyor ve deli gibi ağlamak istiyordum. Tamam sadece kavga ettikleri için değildi bu gitmemek için ısrar etmem. Ama bir kez olsun sorgulamadan kabul edemez miydi?

"İstemiyorum işte!" dedim bu sefer öfkeyle.

"Bunun bir sebebi olmalı."

"Yok, Evren yok."

Sıkılmıştım bu konuşmadan. Yataktan kalkmak için hamle yapacağım sırada kolumdan tutarak beni kendine çekti. Yüzüm sert göğsüne değerken derin bir nefes alarak saçlarımdan öptü.

"Hadi güzelim bana canını sıkan her neyse anlat. Anlıyorum kızgınsın onlara ama hepsi üzgün ve sen bu yüzden onlara bu kadar uzun kırgın kalamazsın."

Gitmek istememin kırgınlıklar bir ilgisi yoktu ki. Beni bu kadar iyi tanıması yüzümü güldürürken hamileliğin ruh sağlığımı ne kadar bozduğuna bir kez daha şahit oldum. Bir anım bir anıma uymuyordu. Yinede karnım bu kadar şişmişken ve kilo almışken dışarıya çıkmak istemiyordum. Giydiğim hiçbir şeyi yakıştıramamak beni üzüyordu.

"Bu kadar kilo almışken dışarıya çıkmak istemiyorum."

Sonrası tam bir faciaydı. Sevgili kocam bana uzun uzun nutuk çekerken bir ara içim geçmiş. Uykunun en tatlı yerinde uyuduğumu fark edip uyandırmış ve konuşmaya devam etmişti. Bu adam ne ara bu kadar konuşur olmuştu? Tamam konuşmaya başladığı ilk anlar çok hoştu. Parantez içinde söylüyorum o kısımlarda beni övüyordu. Sonra ne ara insan biyolojisi ve psikolojisine gelmiştik bilemiyorum. En sonunda pes ederek kabul etmiştim pikniğe gitmeyi. Yolun yarısında kabul etmem için yapmış olduğu bir eylem oluğunu fark etmiştim lakin iş işten geçmişti.

"Hangi koca, karısını şehrin bilmem kaç kilometre uzağında bir yere götürür sorarım sana. Ya sancım tutarsa! O zaman ne olacak?"

Evren gözlerini kısa bir süre yoldan çekerek yüzüme baktı. Saniyeler sonra kahkahası arabayı doldururken ona deliymiş gibi baktım. Ben komik bir şey göremiyordum.

" Doğumuna daha üç ay var. "dedi gülmeye devam ederek.

"Bu sancılanmayacağım anlamına gelmez."dedim bilmiş bir tavırla.

" Aşkım öyle bir şey olursa ben seni yetiştiririm hastaneye."

Alayla sarf ettiği söyleri aklıma hain planlar getirirken" Göreceğiz. "dedim.

" Ne o yoksa erkenden doğurmaya mı karar verdin? "

" Ya tabi fikrimi soruyor çünkü. " diyerek karnımı ovdum. Evren kısa bir bakış atarak gülümseyerek tekrar yola odaklandı.

DÜNYA YANSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin