Bölüm 59 - Üç Soru!

4.9K 501 70
                                    

   Kuzgunun ihtimal vermediği, daha doğrusu ihtimaller dahilinde bile bulundurmadığı şahıs tabii ki Lai'den başka biri değildi. Her ne kadar vücudundaki isteği ve Kaos Tao'sunun düzene bir tepki olarak var olduğunu bilse de Lai, tek bir hareketiyle Üç Gözlü Kuzgun gibi devasa bir yaratığı alt edeceğini düşünmemişti. Yaşanan olaylar silsilesinde birçok parametre olsa da bunlardan şüphesiz ki en önemlisi, kuzgunun içinde bulunduğu ruh haliydi. Lai'nin vücudundan yayılan Kaos aurası da bu karmaşayı fırsat bilerek, güç seviyesi oldukça derin olan kuzgunu bilinmez dünyalara yollamayı başarmıştı. Lakin bu gizemler henüz Lai'nin farkına vardığı şeyler değildi. Mücadelede büyük bir rol oynamış olduğunu bilse de Lai, bu rolü tam olarak nasıl gerçekleştirdiğini bilmiyordu.

  Öte yandan Caal, derin ve sonsuz görünen güç seviyesi sayesinde durumu bir anda değiştiren aurayı fark etmekte zorlanmamıştı. Öyle ki kuzgunun devasa vücudu sert toprağa çarpar çarpmaz, yaşlı adam Lai'ye keskin bir bakış fırlatmış ve gizemli auranın sahibinin o olduğunu hemen anlamıştı. 

  Formasyon dünyasındaki hayat, binlerce yıldır değişmeyen ve bu birkaç bin kişinin sürekli göç etmesine neden olan yaratıklardan ibaretti. İşin garip yanıysa bu devasa formasyonun ilk bakışta bir hapishane olarak kullanıldığını anlamanın mümkün olmamasıydı. Evet belki bu dünyada asırlardır yaşayan Caal ve diğerleri için burası bir zindandan başka bir şey sayılmazdı lakin buraya yeni ayak bastıklarında onlar bile bu garip dünyaya ne amaçla getirildiklerini anlamamıştı. Ancak geçen zaman ve gizemli yaratıkların saklandıkları deliklerden çıkmasıyla birlikte, Caal ve grubun diğer yaşlıları bu dünyanın kadim ve tahmin edilemez tehlikelerle dolu olduğunu varsaydıkları için, grubu sürekli göç etmeye ve basit bir şekilde hayatta kalmaya yönlendirmişti. Bu bahsi geçen mücadeleler sürecinde ise ne bitkisel ilaç sıkıntısı çekmişler ne de günlük ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmişlerdi. Aksine bu getirildikleri ya da onların tabiriyle hapsedildikleri dünyada, dış dünyadaki kaynaklardan bile daha zengin tarlalar ve ormanlar bulunuyordu. 

  Yaşlı adam Lai'nin yanına doğru yavaşça ilerlemeye başlamışken Vice, mücadelenin etkisini üstünden atmışa benziyordu. Büyükbabasının yanındayken binlerce olmasa da yüzlerce kadim yaratıkla tanıştığı için kuzgun ona pek yabancı gelmemişti. Cennet'in buyruğu altındaki sayılı ölümsüzlerden biri olan büyükbabasının bahsettiği şeylerden dolayı mıdır, yoksa Bitki Tao'sundan dolayı mıdır bilinmez ancak küçük çocuk bu dünyayı oldukça cana yakın ve yaşanması keyifli bir yer olarak görmüştü. Tabii etrafta tehlikeli yaratıklar ve kadim canlılar vardı ancak, dış dünya da bu tarz canlılarla dolu değil miydi? Bilhassa Jarlan Ormanı'nın kalbi, Talos gibi bu kuzgundan kat be kat güçlü olan bir canlıya ev sahipliği yapıyordu. Vice bu düşüncelerini irdelemeye devam ederken, Caal de aradaki mesafeyi kapatmış ve çocukların yanına ulaşmıştı. Yüzündeki solgun ifadeden ve aurasındaki düzensizlikten yaşlı adamın zorlu bir mücadele verdiği anlaşılabiliyordu. Gök mavisi cübbesinde mücadele esnasında tükürdüğü kanların izine rastlamak mümkündü. Daha önce kırışıklıklarla dolu suratına birkaç kırışıklık daha eklenmiş ve yaşlı adamın deniz mavisi gözleri hüznün hüküm sürdüğü bir okyanusa dönmeye başlamıştı. Daha önce de güç seviyesi bakımından kuzguna benzeyen canlılarla mücadele vermiş olsa da buradaki yaratıkların her birinin garip ve gizemli yeteneklere sahip olduğunu biliyordu. Bu sefer üç bin adamını kaybetmişti lakin bir sonraki mücadelede kaç insanın yitip gideceğini bilmiyordu. Belki de yüzündeki kırışıklıklar, yaşlı adamın beynini kurcalayan bu tarz düşüncelerin bir eseriydi. 

  Caal başını kaldırdığında yüzündeki hüzün dolu ifade yerini meraka ve minnettarlığa bırakmıştı. Dudakları hareket etmese de gözleri çoktan Lai'ye birkaç kez teşekkür etmişti. Birkaç günlük susuzluğun ardından kuruyan toprağa benzeyen dudakları yukarı doğru kıvrıldı ve yaşlı adam suratına her zamanki gülümsemesini takındı. Konuşmaya başladığında sesinde biraz da olsa umudun ve mutluluğun izlerine rastlamak mümkündü.

LaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin