Lai

Bölüm 84 - Beşinci Mücadelenin Kazananı!

   Arena mücadelelerin yapıldığı binada katılımcıların dinlendiği basit bir bekleme salonu yer alıyordu. Lai bekleme salonuna geçtikten sonra lotus pozisyonu almış ve vücudundaki enerji akışına odaklanmıştı. Artık meridyenlerinde Houji kanıyla karışmış bir vaziyette dolaşan enerji tam bir rotasyonu tamamladıktan sonra Siyah Enerji Denizi'ne ulaşıyordu. Burada, olduğundan daha saf bir hale gelen enerji parçaları, meridyen rotasından çıkıp Lai'nin organlarına, kaslarına, kan damarlarına ve beyin bölgesine doğru hızla ilerliyordu. Lai'nin oluşturduğu Siyah Enerji Denizi basit bir açıklamayla anlatılacak olursa, genç adamın vücudundaki her hücreyi başkalaşıma maruz bırakıyor ve bu hücreler de yavaş yavaş gelişiyordu.

   Taoyuan Alemi'ne kadar bu gelişme sonlanmayacak ve belirli bir ilerleme katedildiğinde Lai Xiantian Alemi'nin sınırlarına ulaşmış bir vücuda sahip olacaktı. Vücut ve enerji parçaları iki ayrı kavram olduğundan, bu gerçekten önemli bir gelişme sayılabilirdi. Sonuçta Xiantian Alemi'ne adım atmış insanların çoğu Houtian Alemi'nde sayılabilecek bedenlere sahipti. Vücutlarını Enerji Denizleri aracılığıyla güçlendirip, bir üst seviyeye çıkarmaları gerekse de, bu söylendiği kadar kolay bir olay değildi.

   Zaman kavramını çoktan kaybeden Lai, derin meditasyonundan yüksek bir çan sesiyle uyanmıştı. Başını kaldırdığında, gözlerinden etrafa yayılan ışık hüzmeleri genç adamın herhangi bir yorgunluk belirtisi taşımadığını gözler önüne seriyor gibiydi. Beşinci mücadelenin başlayacağını anlayan Lai yavaşça doğruldu ve kapıya doğru ilerlemeye koyuldu. Rakibinin nasıl bir varlık olacağını merak ediyordu.

Sabırlı bir bekleyişten sonra tekrar siyah cübbeli genç adamı gören kalabalık heyecanlanmıştı. Kalabalığın içindeki kadın öğrenciler Lai'nin figürünü baştan aşağıya süzüyor, erkek öğrenciler de onu yakın bir rakip olarak görüyordu. Tabii bu bahsi geçen rakip olayı yalnızca Lai'nin şu zamana kadar gösterdiği yeteneklere göre değerlendirilmiş bir kavramdı. Her ne kadar Lai enerji konusunda usta olsa da, seyirci kitlesinin çoğu çocuğun rakiplerini nasıl alt ettiğini bile anlayabilmiş değildi.

Çan sesiyle birlikte açılan diğer kapıdan normal bir figür çıktı. Otuz santimlik boynuzlara sahip olan bu Şeytan figürü, iki metreye yakın boyuyla normal insanlara oldukça benziyordu. Gözlerindeki bakışların ekstra bir dikkate değer yanı yoktu; elleri ve aynı zamanda vücut hatları da normal bir Taoistinki kadar olağan sayılabilirdi.

Lai sahanın ortasına ulaştığında ona doğru bakan bir çift göze karşılık vermiş; rakibini baştan aşağıya süzmeye başlamıştı. Dikkatini çeken ilk şey, önündeki Şeytan'ın etrafında herhangi bir enerji parçası olmamasıydı. Karşılaştığı diğer Şeytanlar auralarıyla büyük gurur duyan varlıklar olduğu için, sahaya adım atar atmaz bütün heybetlerini sergilemeye çalışmıştı. Ancak Lai'nin bu sefer karşılaştığı Şeytan figürü diğerlerine kıyasla böbürlenmeyi pek de seviyormuş gibi durmuyordu.

İkili bir süre birbirini süzdükten sonra yavaşça ilerlemeye başladı. Lai ufak adımlarla bir daire çizerken, Şeytan da aynı şekilde rakibinin ters yönüne doğru bir daire çizmeye koyulmuştu. Adeta bakışlarıyla birbirlerinin sahip olduğu güçleri kavramaya çalışıyorlardı ancak; içten içe ikisi de asıl meselenin yumrukların çarpıştığı an çözüleceğini hissetmişti.

İlk insiyatifi alan Şeytan oldu; rakibinin daha önceki maçlarını izlememiş olsa da, içgüdüleri ona bu genç adamın normal bir insan olmadığını söylüyordu. Bu merakını gidermek ve bir kısım da olsa doğrulamak için ileriye atılan Şeytan, Lai'ye doğru basit bir yumruk savurdu.

Her ne kadar bu sağ yumruk dışarıdan normalmiş gibi görünse de, beraberinde Cennet'in ve yeryüzünün enerjisini taşıyordu. Çok zaman geçmeden yumruk büyük bir enerji girdabına dönüşmüş ve etrafındaki hava partiküllerini dağıtarak Lai'ye doğru hızla ilerlemeye başlamıştı.