Bölüm 55- Yeni Bir Dünya!

4.8K 487 66
                                    

  Üç çocuğun da taş binayla ilgili farklı beklentileri vardı. Örneğin Lai, binaya girer girmez önünde sayısız silahın ya da Taoist öğretilerle alakalı birkaç objenin olacağını düşünüyordu. Diğer bir taraftaysa Vice, geniş bir koridorla karşılaşacaklarına emindi. Bran ise diğer ikiliye endişe dolu düşüncelerini belli etmemeye uğraşıyordu. Her ne kadar bugüne kadar Toni'yle birçok kez tartışmış olsa da kalbinde, Toni'yi en yakın arkadaşı olarak görüyordu.

  Gruptan taş binaya adımını ilk atan, sağ elinde madalyonu tutan Lai oldu. Lakin binanın giriş katı hiç de beklentilerini karşılayacak cinsten değildi. Öyle ki ne Lai ne de Vice tahminlerinde başarılı olmuştu. Çünkü bu binanın ilk katı, taş bir duvardan ziyade bulutların hüküm sürdüğü ve etrafı çeşit çeşit bitkilerin süslediği bir dünyaya ev sahipliği yapıyordu!

  Lai derin bir nefes aldı ve burnuna doluşan aromatik kokulardan kendine bir ziyafet çekti. Ruhu ve bütün bedeni gizemli bir güç tarafından nazik bir tedavi görüyor gibiydi. Bir adım daha attı ve şaşkınlığını daha fazla gizleyemeden arkadaşlarına bir bakış fırlattı. Vice ve Bran de ona benzer bir şaşkınlık yaşadığı için grup herhangi bir kelime sarf etmeden bu gizemli dünyada ilerlemeye başladı.

  Manşineller, tatulalar ve kemikotları her zamanki gibi yanıltıcı güzelliklerinin arkasına saklanmış bir vaziyette adeta etrafı izliyor, kelime olarak büyük ve devasa olarak tasvir edilebilecek olan meşe ağaçları parlak gökyüzünü kaplıyor, etrafta uçuşan ve Lai'nin ilk tahmininde kelebek olarak varsaydığı çeşitli böcekler de cıvıldayarak bu dünyaya keyif katıyordu. 

  Lai etrafını incelerken gözleri, neden olduğunu bilmediği bir şekilde ufukta spesifik bir noktaya takılmıştı. Güneşinkilere benzer bir şekilde bu dünyayı aydınlatan ışık hüzmelerinden kendini korumak adına sol koluyla görüşünü perdeledi ve gökyüzündeki o noktayı incelemeye koyuldu.

  Henüz fark etmiş olmasa da Lai'nin gördüğü o nokta, bu dünyanın ufkunda beliren yegane nokta değildi. Aynı şekilde Vice ve Bran de ufukta kendi buldukları noktaları kitlenmişler, gerçeği hayalle harmanlayarak garip bir ruh haline doğru yol almaya koyulmuşlardı.

  Şak!

    İnsanın parmak şıklattığında çıkardığı sese benzer bir sesle kendine gelen Lai, tekrar gökyüzüne baktığında, daha önce gördüğü noktadan eser olmadığını görünce oldukça şaşırmıştı. Başını arka tarafa çevirdi ve arkadaşlarının da onun gibi rüya benzeri bu tecrübeden uyandığını fark etti.

   Başını tekrar öne çeviren Lai, derin bir nefes aldı ve bu dünya benzeri galip oluşumu incelemeye devam etti. Eğer önünde uzanan geniş ormanı bir şeye benzetmek isteseydi, bu muhtemelen ya Jarlan Ormanı olurdu ya da Duellum Ormanı. Lakin bu ormanın diğer ikiliye benzemediğini anlaması uzun sürmeyecekti. Havaya yükseldi ve ormanı kuş bakışı incelemeye koyuldu. Karşılaştığı görüntü hayallerinin ötesinde bir manzara barındırıyordu!

   Ormanın kalbine yerleştirilmiş taş binalar, etrafa birkaç farklı renkte ışık saçarak uçan kuşlar ve havada sayıları on bini bulan garip bir insan topluluğu!

  Lai hemen arkadaşlarına haber verdi ve diğer ikili de yükselerek ona katıldı. İşin garip yanıysa ormana yerleştirilen bu taş binaların üç çocuğa da pek yabancı gelmemesiydi! Her taş binanın ufak bir bahçesi ve bu bahçelerin içinde etrafa kahkahalar saçarak oyunlar oynayan çocuklar seçilebiliyordu. Havada süzülen ve bir toplantının ortasında olduğu belli olan on bin kişilik insan grubu ise Lai ve diğer ikilinin geldiğini fark etmişe benzemiyordu. Havada süzülen binlerce insanın içinden genç bir kız, ileri atıldı ve boğazını temizleyerek konuşmaya başladı. Sesindeki hüzün ve endişe Lai'nin dikkatinden kaçmamıştı. Öte yandan aralarında birkaç kilometrelik mesafe olmasına rağmen Lai, genç kızın sarf ettiği kelimeleri ilginç bir şekilde duyabiliyordu.

LaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin