Lai

Bölüm 77 - Görüşmeyeli Uzun Zaman Oldu

Voosh!

Lai ahşap eve adımını atar atmaz kendisini tanıdık bir manzaraya bakarken bulmuştu. Etrafını incelediğinde, karşısında duran kadının, daha doğrusu kadın şövalyenin ona enteresan bakışlar fırlattığını görünce başını kaldırdı.

"Görünüşe göre testi geçmeyi başarmışsın. Binadaki diğer katların ne işe yaradığını düşünüyorsun değil mi?"

Lai başıyla onayladı. Gerçekten de Vice'ın bitkilerle olan konuşmasının yanlış bilgiler içereceğini düşünmüyordu. Üstelik gümüş rengindeki gözleriyle ona bakan kadın da, Lai'ye testler bu kattan sonra başlıyor demişti. Ancak Lai bir teste tabii tutulduğunu bilse de, bunun çoğul bir kavram olduğunu düşünmüyordu. Sonuçta Caihe'nin geçmiş dünyayı değiştirme konulu testi, tek bir test değil miydi?

"Taoist dünyası acımasız olsa da, hiçbir zaman imkansız sorular sormaz ve insanları çıkmaz sokaklara davet etmez. Eğer Caihe'nin testini geçemeseydin bir başkasına ve onu da geçemediğin taktirde diğer bir teste yönlendirecektin. Ta ki onuncu kata kadar... Onuncu kat gizemli olduğu kadar testi geçmeyi başarana da bir o kadar katkı sağlıyor. Lakin şunu unutma; bir test yalnızca insanı sınamak adına yaratılmış bir kavram değildir, testi yapanı daha doğrusu testi hazırlayanı da düşünmek lazım. Şimdi git...Aileni ve sevdiklerini bu dünyadan kurtar. Güçlendiğin zaman, geride bıraktıklarından gerekli mesajları alacaksın. O zaman buraya tekrar gelecek ve onuncu kata dair merakını giderebileceksin. Yolun açık olsun küçüğüm..."

Boş bakışlarla önündeki kadına bakan Lai, görüşünün bir anda bozulmaya başladığını fark etti. Garip bir transa girmiş ve dünyadaki kavramlar birbirine girmeye başlamıştı. Bu his aynı Sandulf'un ışınlanma formasyonunda yaşadığı hisse benziyordu, parmaklarındaki karıncalanma hissi bütün vücuduna yayıldı ve küçük çocuk gözlerini kapatmak zorunda kaldı.

"Kaos ve denge... Gerçekten aradığınızı bu çocukta bulabilecek misiniz merak ediyorum..."

................

Lai tekrar gözlerini açtığında önünde kalabalık bir grubun dikildiğini görmüştü. Tanıdık suratlar, arkadaşlar ve geniş bir insan topluluğu.

Şüphesiz ki Caal'in dikkatini ilk çeken şey Lai'nin sağ elinde tuttuğu garip objeydi. Etrafa altın ışık hüzmeleri saçan bu nesne, Yuanying Alemi'ndeki biri için bile tam olarak seçilemeyen bir nesneydi. Diğer bir durumsa Lai'nin göz önünden kaybolmasından beri yaklaşık bir saat geçmiş olmasıydı.

Yaşlı adam başını kaldırdı ve etrafa boş gözlerle bakan küçük çocuğa seslenmeye başladı: "Evlat, ne oldu? Ne yaşadın içeride?"

Lakin nasıl olur da otuz yıllık akılalmaz tecrübeler bütünü kelimelerle anlatılabilirdi? Lai yavaşça başını iki yana doğru salladı ve gülümsedi. Yürümeye çoktan başlamış ve arkadaşlarına doğru anlam dolu bakışlar fırlatmaya koyulmuştu. Formasyonda geçirdiği yalnız günleri unutabilecekmiş gibi görünmüyordu. Arkadaşların ve en önemlisi de ailenin varlığını bir kez daha taktir etmeye başlamıştı. Kalabalığın içine karışmadan önce son bir kez arkasını döndü ve binaya veda edermiş gibi eğildi. Kim bilir buraya bir daha ne zaman gelecekti?

Sorulan sorulara ve arkadaşların ısrarına rağmen Lai tecrübeleriyle ilgili tek bir kelime bile konuşmamıştı. Yalnzıca gruba formasyonun anahtarını aldığını ve bu dünyayı terk edebileceklerini söylemişti.

Durumun şaşkınlığıyla ne yapacağını bilemeyen Caal, aynı bir büyükbaba gibi küçük çocuğu kolları arasına aldı ve havaya kaldırdı. Houji ailesinin kayıp nesilleri akılalmaz bir mutluluğun içerisindeydi. Zaman geçtikten sonra Angy ve diğer normal insanlar da gruba katılmıştı. Caal lafını esirgemeden herkese Lai'den bahsediyordu. Övgü dolu sözler ve sevinç göz yaşlarının yarattığı ambians görülmeye değerdi.