Su gibi akıp giden zaman, arkasında bıraktığı izlere aldırış etmeden aynı hızında ilerlemeye devam ediyordu. Formasyon Dünyası'a hapsedilmiş olan Houji ailesini kurtarmak için oldukça enteresan bir teste adım atan Lai, iki aylık bir süre içinde akılalmaz gelişmeler kaydetmişti.
Abrus'u, daha önce görmediği aromatik manşinelleri, yıldız özlerini ve bunlara benzer birçok bitkiyi ayrıştırmayı öğrenen Lai, sonunda Xiantian Alemi'ndeki birine ölümcül hasarlar verebilecek bir karışım hazırlamayı başarmıştı!
Bütün bu gelişmeler yaşanırken, dış dünyada uyandırdığı büyük karmaşanın farkında olmayan Lai, Taoyuan Alemi'ndeki birini bile öldürebilecek bir karışımı nasıl yapacağını düşünüyordu. Fark etmediği şeyse, geçirdiği iki ayın sonunda bitkilerle olan etkileşimi, önceki haliyle kıyaslanamayacak kadar artmış ve küçük çocuk neredeyse laboratuvarda bulunan bitkilerin yarısından çoğunu kavramayı başarmıştı.
Ancak bütün bunlara rağmen Lai yaşadığı gelişmenin asıl sebebini tam olarak kavrayamamıştı. Icınden bir ses durumun Kaos Tao'suyla bir ilgisi olduğunu söylese de, küçük çocuğun elinde bu düşüncesini doğrulayacak nitelikte bir kanıt bulunmuyordu.
Yorucu bir sabahın ardından tahta sandalyelerden birine kurulan Lai, alnından akan ter damlacıklarını sağ eliyle sildi. Geçen zamanın etkisiyle bu dünyadaki bedeni gitgide gerçek bedenine benzemeye başlamıştı. Saçları omuzlarından dökülmeye koyulmuş ve kemikli yüz yapısı arka planda kalmıştı.
Şüphesiz ki Lai'nin en dikkat çeken özelliği sahip olduğu bir çift siyah gözdü. Keskin yüz hatlarına sahip olduğundan, büyük gözleri daha da ön plana çıkıyordu. Ne büyük ne de küçük sayılabilecek burnu ise bu karmaşık kompozisyonu başarıyla tamamlıyordu.
Başını geriye attıktan sonra bir süre tavanı inceleyen Lai, derin bir nefes alır almaz işe koyulmak için oturduğu sandalyeden doğruldu. Yüz altmış santim civarındaki boyu gerçekten yaşıtlarına göre bir hayli uzun sayılabilirdi.
Lai'nin uygulamayı düşündüğü bir sonraki adım, hatırı sayılır derecede zehre sahip olan Abrus'u, üçüncü karışımı hazırlamak için kullanmaktı. Lakin üçüncü karışımın bir öncekine kıyasla daha komplike ve kuvvetli olması gerektiğinden, bu sefer Abrus'a eşlik etmesi için daha enteresan malzemeler seçmesi gerekiyordu.
Lai kısa bir süre laboratuvarı taradı ve daha önce Vice'ın ona verdiği kitapta gördüğü bitkilerden birkaç tanesini gözüne kestirdi. Isırgan Otu, Kemik Otu, Bıldırcın İğnesi ve Nebula Tozu'ndan oluşan bitkiler topluluğu, Lai tarafından tek tek toplandı ve masaya konuldu.
Lai'nin seçtiği bitkilerin içinde dikkatleri en çekeni Nebula Tozu'ydu. Adı gibi bir toz olmaktan ziyade birkaç santimlik bir bitki olan bu garip canlı, dış dünyada bulunması hiç de kolay olmayan bir canlıydı! Öyle ki, Epona Şehri ve çevresinde bu bitkinin toplanması yalnızca büyük ailelere verilen bir ayrıcalıktı. Yani normal bir insan olarak bulduğunuz Nebula Tozu'nu gidip büyük ailelerden birine vermek zorundaydınız.
Güçlünün güçsüze hükmettiği bu dünyada, meselenin bu şekilde işlemesine pek de şaşırmamak gerekiyordu. Zira aynı şekilde güçsüz olan biri, bir gün gerekli gücü kazandığı taktirde aynı davranışı yapmaya devam edecekti. Birbirini kovalayan bu düzen, ne yazık ki tek bir kişinin çabasıyla ortadan kaldırılabilecek kadar basit değildi.
Bitkileri bir bir ayrıştırmaya başlayan Lai, meridyenlerindeki enerjinin gitgide kan kırmızısına dönüştüğünü henüz fark etmemişti. Aslında bu değişim yalnızca Lai bitkilerle haşır neşir olduğunda gerçekleşiyor ve küçük çocuk bitkilerle etkileşimini kestiğinde ortadan kalkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lai
FantasíaDüzenin ve karmanın sarsılmaz bütünlüğünün evreni gözettiği zamanlarda, kendilerine Taoist diyen kişiler ölümsüzlüğü elde etmek adına bir yolculuğa çıkarlardı. Cennet'in buyruğu altında sayısız teste tabi tutulan ve bu uğurda zaman zaman can veren b...