Üç Gözlü Kuzgun alnına yerleştirilen üç gözün yanında, aşılması ve zarar verilmesi oldukça güç görünen, vücudunu saran siyah pullara sahipti. Formasyonun sahte güneşinin altında parıldayan pullar, yaratığın kadim bir görünüş kazanmasına yardımcı oluyordu.
Öte yandan yaratıkla karşılaşmayı bekleyen on bin kişilik grupta büyük bir hareketlilik vardı. Lai henüz kendi üzerine düşen görevi bilmese de lafından geri dönemeyeceğinin farkındaydı. Farkında olduğu bir diğer şey ise: Toni'nin Houtian Alemi'nde olduğuydu. Arkadaşıyla daha birkaç dakika bile geçiremediği için ansızın ortaya çıkan tehlikeye birkaç ağız dolusu küfür savursa da, elinden gelen bir şey yoktu. Bran'e bir bakış fırlattı ve konuşmaya başladı.
''Bran, sen Toni'yi al ve diğer gruba katıl. Henüz bu yaratığın nasıl bir güce sahip olduğunu bilmediğimiz için durum Toni adına tehlikeli olabilir.''
Bran her ne kadar kuzgunla mücadele etmek istese de Lai'ye hak vermeden edememişti. Havada durmayı bile beceremeyen Toni için bu mücadele, hazırlıksız yakalandığı bir anda ölümcül olabilirdi.
Tabii yaratıkla henüz karşılaşmamış olan çocuklar, kuzgunun Taoyuan Alemi'ndeki birkaç yüz kişiye bile kafa tutabilecek bir güce sahip olduğunu bilmiyordu. Lai Toni için bir önlem almayı akıl etmiş olsa da bu hesapta kendisini dikkate almamıştı.
Bran Toni'yle birlikte uzaklaşan gruba katıldı ve dört çocuktan geriye yalnızca ikisi kaldı. Lai başını kaldırdığında on bin kişilik kalabalığın on farklı gruba ayrıldığını gördü. Her grup yaklaşık bin kişiyi barındırıyor ve grubun önünde Lai'nin daha önce konuştuğu Caal'e benzer yaşlılar bulunuyordu. Lai bu insan toplulukların neden bir araya geldiğini ne kadar merak etse de böyle bir kriz anında Caal'i oyalamak istemiyordu. Kendince bir köşeye çekildi ve Vice'ı da yanında sürükledi. İlk etapta iki kutbun çarpışmasını uzaktan izlemeye karar vermişti.
''YERLERİNİZE!''
Caal'in gök gürültüsü gibi yankılanan sesiyle birlikte nizamı sağlayan gruplar, saldırı emrine hazırlanmaya koyuldu. Küçük çocukların bir köşeye çekildiğini gören Caal başıyla onayladı ve bin kişiden oluşan grupların en ileride olanına doğru ilerlemeye başladı. Yüzündeki ifadeden durumun pek de iyi olmadığı seçilebiliyordu. Geçmişte bu tarz yaratıklarla mücadele etmiş olsalar da henüz duruma pek ayak uydurmayı başaramamışlardı. Bu bahsi geçen bin kişilik gruplar da aslında, Caal'in geçen birkaç bin yılda oluşturmayı başardığı birer formasyondu. Bu formasyonlar bin kişinin gücünü tek bir bedende odaklamayı başarıyor ve grubu idare etmeyi kolaylaştırıyordu.
Caal en öndeki grubun başına geçti ve hemen arkasında süzülen bin kişiye birkaç emir yağdırdı. Formasyon herkesin doğa enerjisini bir bütün haline getirmesi ve nizamı bozmadan gerekli sembolleri uygulamasıyla gerçekleşiyordu. Diğer gruplar da aynı sırayı izledi ve Üç Gözlü Kuzgun'un karşısına çıkacak olan ekipler yavaş yavaş hazırlıklarını bitirmeye koyuldu.
Bin kişinin gücünü tek bir noktaya odaklamayı amaçlayan bu formasyon, doğa enerjilerinin kombinasyonlarıyla ortaya çıktığı için dışarıdan bakanlar bu bin kişinin devasa bir figür oluşturduğunu görüyordu. Özellikle Lai, enerjilerin bir araya gelmesiyle belirginleşmeye başlayan figürlerin etrafa yaydığı enerji parçacıklarını hisseder hissetmez şoke olmuş ve formasyon biliminin ne denli gizemler içerdiğini bir kez daha hatırlamıştı.
Bütün bu olaylar geniş bir zaman dilimini kapsıyor gibi görünse de aslında hazırlıklar neredeyse göz açıp kapayana dek sonlanmıştı. Üç Gözlü Kuzgun'un ufukta beliren silüeti ise akılalmaz bir hızla insan grubuna doğru ilerliyordu. İlk başta bu yaratığın dış görünüşü dehşet verici görünse de gözlerindeki ifadeden bu canlının formasyonda geçirdiği günlerden hiç hoşnut olmadığı anlaşılabiliyordu. Neredeyse bütün hayatını formasyonda geçirdiği için artık yaşama istediği kalmamıştı. Lakin yaratık her ne kadar kendini öldürmek istese de bunu başaramıyordu. Bunun ilk sebebi dinamik sayılabilecek vücudunun olağanüstü savunma kabiliyetiydi. Kendini binlerce metre yüksekten yere fırlatsa bile, bedeni en ufak bir hasar almıyordu. Öte yandan beynine yerleştirilen gizemli semboller yüzünden ne zaman formasyon dünyasında bir insan görse, bedeninin kontrolünü yitiriyor ve vücudundaki kan nefretle harmanlanarak kaynamaya başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lai
FantasíaDüzenin ve karmanın sarsılmaz bütünlüğünün evreni gözettiği zamanlarda, kendilerine Taoist diyen kişiler ölümsüzlüğü elde etmek adına bir yolculuğa çıkarlardı. Cennet'in buyruğu altında sayısız teste tabi tutulan ve bu uğurda zaman zaman can veren b...