**Şarkının enerjisi de bölümün tatlışlığıyla uyumlu sözler de çok tatlış bakın derim ^^ **
**** (LUHAN)
Olduğum yerde durup esnerken bulantılarım yüzünden tüm gece doğru düzgün uyuyamadığım aklıma geldi. Uykusuzdum çünkü kısa aralıklarla uyuyup sonrasında tekrar kendimi banyoya atmıştım hep. En sonuncusu ve en kötüsü de sabahın oldukça erken bir saatinde bana banyonun yolunu göstermişti.
Sahi ne zamana kadar bu şekilde kusmaya devam edecektim ben? Her gecemi ve gündüzümü kusarak mı geçirecektim? Aklımdaki senaryoda kesinlikle bol kusmalı bir hamilelik yoktu. Böyle olsun istemiyordum çünkü kendimi o anlarda hem çaresiz hem de halsiz hissediyordum.
Sabah her ne kadar halsiz olsam da sonrasında tekrar uyuyup kendime gelebilmiştim. Bu yüzden de şimdi çok daha iyi bir mideyle mutfağa doğru ilerliyordum. Biraz da aç bir mide diyebilirdim buna.
Mutfaktan gelen kokular beni dünden beri ilk kez rahatsız etmediğinde kocaman gülümsemiştim. Kahvaltımın da çoktan Jongin tarafından hazır edildiğini gelen kokuların da yardımıyla anlıyordum haliyle. Ve aç karnımın etkisiyle beraber bir kez daha onu seçtiğim için minnet duymuştum.
İyi bir çalışan, iyi bir arkadaş ve iyi bir bakıcıydı. Her açıdan eğlenceli bir karakterdi ve beni nasıl teselli etmesi gerektiğini bile daha ilk günden anlamış gibiydi.
Tabii bir de ben her ne kadar saklamaya çalışsam da Sehun ile aramdaki bağın biraz da olsa farkına varmış gibi gözüküyordu. Açıkçası bu durum gözümü korkutsa da ona güvenmeyi seçmekten başka yolum yoktu. Sonuçta şu an için henüz kesin bir şeyleri dile getirmesek de eğer 6 ay boyunca bir arada yaşayacaksak ona güvenmem şarttı. Bu da iyi geçinmek ve ona arkadaşımmış gibi muamele göstermeme bağlıydı. Çünkü şu güven meselesi karşılıklıydı ve benim güvendiğim kadar o da bana güvenmeliydi. Ancak o zaman bazı şeyler zararıma olmazdı.
Aklımda Jongin ile daha yakın olmaya dair olan düşünceler dolanırken elimi saçlarıma atmış ve hem esneyip hem başımı kaşıyarak pespaye bir halde mutfağa girmiştim. Esnememi kesip gözlerimi açtığımdaysa bana gülümseyerek el sallayan bir Sehun görmek beklediğim öncelikli şeylerden biri değildi.
"Günaydın."
"Sehun?" Bu saatte burada ne aradığını merak etsem de karşısına oturup öyle cevap almayı tercih ediyordum çünkü hala uykum açılmış sayılmazdı.
"En azından günaydın diyebilirdin." Sehun yalandan dudak büzdüğünde haklı olduğunu fark edip cümleme ona göre başlamıştım.
"Günaydın ama bu saatte ne işin var?"
"Bana git mi dedi? Bence bu kovulmaya dair bir alt mesaj içeriyordu." Sehun Jongin'e bakarak söylediğinde Jongin de bir bardak ballı sütü önüme koymuş ve gülümseyerek cevaplamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANUNCIO
FanfictionÇünkü bu resmen 90+3'de atılan ve kaderi değiştiren korkunç bir goldü.