34. Bölüm - Bozulmuş bu kavanoz

5.2K 424 210
                                    

** Medya beni benden alıyor, mükemmel bir edit...

Bu şarkıda aslında en çok Kihyun'un coverını sevip dinliyorum ama onun Türkçesi olmadığı için bunu koydum.

İyi okumalar ve dinlemeler...**

Luhan ile yaptığımız danstan beri sessizce oturup yeşil çayımızı içerken televizyondaki programdan kahkaha ve müzik sesleri hiç eksik olmuyordu. Ki zaten o da olmasa ortam tamamen sessizliğe gömülecekti. Yine de ben de ara sıra ne olduğunu bile bilmediğim esprilere aklım hala dansta kalmış gibi gözükmemek adına ufak sesler çıkardığımda aslında değil esprilere programın içeriğine dahi odaklanabilmiş değildim.

İtiraf etmem gerekirse her ne kadar öyle gibi gözükmek istemesem de aklım üstünden 1 saat geçmesine rağmen hala ve hala yaptığımız uzun danstaydı. Üzerimde nasıl böyle bir etki bırakabilmişti ya da ne ara ona bir dansla bile alt üst olacak kadar aşık olmuştum hiçbir fikrim yoktu. Sadece bu durumu, üzerimdeki etkilerini, çok sevdiğimi biliyordum o kadar.

28 yıllık hayatımda ilk aşkım için Luhan'ı seçmiş olmayı, onun belki de benim hak etmeyeceğim derecede her açıdan kusursuz olmasını ve en güzeli de bebeğimin babasının da o olmasını fazlasıyla seviyordum. Ve tüm bunlara için en ufak bir keşkem yoktu her zaman iyi ki diyebiliyordum.

Yine de onun da benim gibi hissetmesini istiyorsam daha fazla çabalamam gerektiğini biliyordum. Hye Jin'den tam olarak kurtulamadan onun bana aşık olsa bile belli etmeyeceği gerçeğiyle beraber her şeyi yoluna sokana kadar benim de onun hayatındaki 3. kişileri dışarıda bırakmam gerektiğinin farkındaydım. Bu yüzden de belki de az önceki o bakışlarından ve kendimi gazlamamdan cesaret alarak bir anda Luhan'a dönüp konuşmaya başlamıştım.

"Bebeğim kim?" Luhan da çok fazla odaklanmadan gözleri televizyon üzerinde gezinirken aniden sesimi duymasıyla bana dönüp boş boş baktı.

"Bebeğim mi?" anlamadığı için masum bir şekilde dudaklarını büzüp bana baktığında elimdeki bardağı sehpaya bırakıp bacaklarımı toplamış ve tam olarak ona doğru bağdaş kurmuştum.

"Şey, sen dün dişlerini fırçalarken telefonunda bir numara gördüm. Ve o... Bebeğim diye kayıtlıydı. Merak ediyorum kimdi o numaranın sahibi?" hesap sorar gibiden daha çok meraklı bir ifade yüzüme yerleştirdiğimde aslında vereceği cevaptan epey bir korkuyordum. Özellikle de az önceki dansta olan bakışları beni birçok şey için heveslendirmişken korkum şu an çok daha fazlaydı.

"Telefonumu mu karıştırdın, Sehun?"

"Ne? H-Hayır tabii ki sadece... Saat... Evet, saate bakarken fark ettim. Bilerek yapmadım." Olayı kurtarmak adına hızlı bir şekilde yalan söylediğimde gözlerini kısıp beni dikkatle süzmüştü.

"Kim olduğunu mu merak ediyorsun? Hatta Jackson'ı da o kişi sandığın için öyle saçma tepkiler verdin, değil mi? Ama Sehun... Cidden sana inanamıyorum nasıl kendimden o kadar küçük birine bakacağımı düşündün?"

"Düşünmedim aslında. Yani... Düşünmeden hareket ettim demek daha doğru."

"Sorun da orada ya zaten..." huysuzlanarak yaptıklarıma söylendiğinde bir şekilde kendimi aklamam gerektiğini hissediyordum.

"Ama ne yapabilirim ki beni de anla. Telefonunda bebeğim diye kayıtlı birini görüyorum, sen son zamanlarda sürekli telefonla uğraşıyorsun ve bunların hemen üzerine seni bir erkekle baş başa görünce... Ne bileyim işte o bebeğim diye kayıtlı olan kişi Jackson gibi geldi."

"Jackson tipim değil. Ben daha çok erkeklerde uzun boylu, yapılı, seksi ama aslında sevimli olan tipleri severim. Jackson zaten en başında boydan kaybediyor." Luhan'ın yaptığı tarife bakınca özelliklerin hepsini taşıdığımı fark etmiştim ki bu yüzden de içten içe deli gibi mutlu olmuştum. Çünkü bunlar beni birkaç adım daha öteye taşırdı. Yani, en azından ben öyle düşünüyordum. "Yine de bebeğim diye kayıtlı kişinin kim olduğunu merak ediyor musun?" Luhan sırıtarak söylediğinde başımı hevesim yüzünden hızlı hızlı salladım. Tanrım! Benim havalı davranıp kıskandığımı ve o kişinin kim olduğunu öğrenmek istediğimi bu kadar belli etmemem gerekiyordu. Bir yerlerde bu konuyla ilgili hata yapıyordum ama nerede... "Söylememi istiyorsan ben de... O zaman ben de bir ödül isterim." Luhan'ın şartını duymamla beraber hiç düşünmeden uzanıp yanağına sesli bir öpücük kondurdum.

ANUNCIOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin