**Yine mükemmel bir edit...
Şarkı: Standing egg little star**
"Aman Tanrım, şunun güzelliğine bir bakar mısınız?" Luhan'ın annesi kucağındaki kızımıza hayretle bakarken söylediğinde kendi annem de onun yanında otururken hızlıca onaylamıştı
"Çok güzel... Sanırım Luhan'a çok benzediği ve yüzünün güzelliğini ondan aldığı için böyle kusursuz gözüküyor." Annemin söylediğine Bayan Lu da onaylarcasına bir kıkırdama sunduğunda daha önceki sefer gelişinde bile- ilk tanışmaları olmasına rağmen- iyi anlaşıp, hemen kaynaşan bu ikiliye gözlerimi kısarak baktım.
"Anne! O nasıl laf ya, ben çirkin miyim?" huysuzlandığım sırada yanımda duran Kyungsoo dirseğini karnıma geçirip suratını buruşturdu.
"Hem huysuzsun hem de kıskanç..."
"Luhan varken sen neden kendini de olaya dahil ediyorsun ki? Aynı kulvarda bile değilsiniz bebeğim, kabul et bunu." Baekhyun da Kyungsoo gibi bana çemkirdiğinde bir anda günah keçisi seçildiğim için kaşlarımı çatmıştım.
"Ya! Ben olmasam Luhan'ı tanıyamazdınız bile... O yüzden taraf tutmayı kesin ve bana çıkışmayın." Yatağının hemen yanında dikildiğim Luhan bu atışmalarımıza kıkırdarken iç çekip etrafa bir göz gezdirmiştim. Çünkü oldukça kalabalıktık.
Bu büyük hastane odasında 3'lü koltukta sırasıyla oturan annem, Bayan Lu ve Dahyun tüm ilgilerini kızıma vermiş bir şekilde onu en ince ayrıntısına kadar beraber inceliyorlardı. Onların oturduğu 3'lü koltuğun hemen yanındaki tekli de ise Bay Lu gözleri sık sık benim üzerimde gezindirerek sessizliğini koruyamaya devam eden taraftı. Ve açıkçası bu beni epey bir germişti.
Onların çaprazında kalan Luhan'ın yatağının başucuna yaslanarak dikilen bir adet ben, yatağın hemen diğer yanı başındaki sandalyede Kyungsoo ve ayakucunda oturan Baekhyun ile biz de kendi aramızda konuşmakla meşguldük. Bize ara sıra Luhan'ın laf atmalarıyla katılan Jongin ise camın önüne yaslanmış bir şekilde kolları göğsünde bağlı dikiliyordu. Herkes birbiriyle konuşup karmaşa yaratırken her ne kadar en sessizimiz o olsa bile ara sıra Kyungsoo'dan bakışlarını bıkmış gibi göz devirerek kaçırdığını yakalamıştım. Tıpkı Kyungsoo'nun da gözlerinin sürekli onun üzerinde olması gibi... Ve bu garipti ama şu an için üzerinde durmayacaktım.
Yine de öyle ya da böyle bu odaya bir sürü kişi sığdırıp ufak çaplı bir cümbüş alanı yaratmıştık.
"Chanyeol nerede kaldı?" Baekhyun saatine bakıp söylediğinde bilmiyormuş gibi omuz silktim. Ama aslında gecikme sebebini çok iyi biliyordum. Herkesin bildiği gibi onu eve eşya alma bahanesiyle göndersem de aslında dolaplar ve kişisel eşyalarımız boşaltılıp yeni evimize taşınırken o, bir zarar görmemeleri adına, başında dikiliyordu. Bu yüzden de biraz geç kalmıştı haliyle.
"Sadece birkaç parça eşya alacaktı. Cidden biraz gecikti." Luhan da onu onayladığında köşeye sıkışmamak adına yerimden kalkıp annemlerin yanına ilerledim çünkü onu ben göndermiştim ve top her an bana gelebilirdi. Hem zaten hemşire birazdan gelecek ve Hayun'un mamasını getirecekti ki bunu ben öğrenmek istediğim için de gidip annemlerin elinden güzeller güzeli kızımı kurtarmam şarttı.
"Hanımlar, kızımı artık alabilir miyim? Mamasını yedirmeyi öğrenmek istiyorum ve hemşire de gelmek üzeredir." Bayan Lu söylediğime gülümsedikten sonra kızımı bana doğru uzatıp kucağıma almamı sağlamış ve tam da o anda hemşire içeriye girerek kusursuz bir zamanlamaya sahip olduğumuzu göstermişti.
"Amanın, bu ne kalabalık?" şaşkınlıkla söylerken bir yandan da kucağımdaki bebeği kendi kucağına almak için bana doğru geliyordu. Ve muhtemelen önce birkaç kontrolünü yapıp öyle mamasını yedirmeyi gösterecekti. "Hepiniz bebeği gördüğünüze göre artık yeni ameliyat olan babaya ve bebeğe biraz alan tanımalıyız, değil mi? Onlara nefes almak için alan tanımak adına bekleme odalarında ya da dışarıda olursanız daha iyi olacaktır. Ve siz Bay Lu..." Luhan'a seslendiği sırada diğer yandan da bebeği kucağımdan almış ve onun kalp atışlarını dinlemek için beşiğe yatırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANUNCIO
FanfictionÇünkü bu resmen 90+3'de atılan ve kaderi değiştiren korkunç bir goldü.